Bozkırda Altmışaltı: Bir Yozgat hikâyesi
Bozkırda Altmışaltı, İletişim Yayınevi'nden çıkan sıcacık bir kitap. Daha çok kasabalarda yaşayanların anlayabileceği ama metropollerde yaşayanları da içine çeken 7 farklı hikâyeden oluşuyor. Kitabın adı, altmışaltı Yozgat'ın plakası olduğu için mi konulmuş yoksa bir iskambil oyunu olan ''Altmışaltı''dan mı geliyor onu anlamak da okuyucuya kalıyor…
Bozkırda Altmışaltı'nın önce kapak fotoğrafı dikkatimi çekiyor. Ne yazarın kendi fotoğrafı var kapağında ne de insanı yoran bir çizim. Bir kasabada ve belki de kasabanın kahvesinin önünde oturan 6 kişi var kapakta. Kapağa bakar bakmaz içinizi çok tanıdık bir duygu kaplıyor: samimiyet. Aceleyle bu fotoğrafın sahibinin kim olduğuna bakıyorum. Bir ustanın ismi yazıyor: Ara Güler…
Kitabın yazarı Mustafa Çiftçi, Yozgat Belediyesi'nde çalışıyor. İnsan en iyi tanık olduklarını mı yazdığından bilinmez, o da bize Yozgat'ta geçen 7 farklı hikâye anlatıyor. Aslında kahramanların hepsinin ortak özellikleri var; hayatta kalmak, hepsinin küçük esnaf olması, küçük esnaf babaların ''Bari çocukları şu hayatta iyi bir yere gelsin'' derdi. Bir de aşk var elbette. Öyle ki daha ilk hikâye ''Handan Yeşili'' okuyucuya öldürücü darbeyi vuruyor. Sonra diğer kahramanların talihsizlikleriyle beraber kitabın sonuna geliyor, insan. Mustafa Çiftçi'nin her bir kahramanı ele alınsa her birinden ayrı bir kitap çıkar, ortalık aylak adamlarla dolabilir.
Bozkırda Altmışaltı kolay okunan bir kitap ama kolay okunmamalı. Çünkü biz alışverişimizi büyük marketlerden yapsak da artık kıyafetlerimizi terziye diktirmesek de canımız sıkıldığında bir çay bahçesinde soluklanmak yerine AVM'lerde dolaşsak da bu hayatta dükkânında sütten iğneye kadar her şeyi satan hatta sülükçülük bile yapan insanlar hâlâ var. Ve bu kitabı okurken Yozgat'ta o insanların olduğu sokaktan yürüyerek geçiyorsunuz.
''Mart'': Her şeyin başlangıcı gibi...
Kadınlara kadınlardan hikâyeler