hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Biz de İnsanız Yavrum Ya kitabı çıktı

    Biz de İnsanız Yavrum Ya kitabı çıktı
    expand

    Nefret suçlarının insanların yaşamında yarattığı tahribatı ilk ağızdan sunarak, bu konuda toplumsal ve siyasi farkındalık yaratmayı amaçlayan “Nefret” belgeselinin kitabı çıktı. İletişim Yayınları'ndan çıkan “Biz de İnsanız Yavrum Ya”, Türkiye'nin farklı köşelerinde “öteki” olmanın en ağır durumlarını yaşayan on iki insana ses oluyor. Kitapta ayrıca konunun uzmanları Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu ve Melek Göregenli'nin de nefret suçları üzerine aydınlatıcı yazıları bulunuyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Türkiye gündemine Hrant Dink cinayeti vasıtasıyla giren “nefret suçu” yasalarda hala sağlıklı bir şekilde yer almasa da ülkemizde en çok işlenen suçlardan biri. Bir fiilin nefret suçu olarak tanımlanabilmesi iki unsurun varlığına bağlı: Gerçekleştirilen fiilin bir suç teşkil etmesi ve bu suçun işlenmesindeki temel nedenin “önyargı” olması. Kitabın yazarları Esra Açıkgöz ve Hakan Alp, nefret suçlarının diğer suçlar arasında özel bir konuma sahip olduğuna, mağdur üzerinde sıradan suçlardan daha büyük bir etki yarattığına dikkat çekerek, şunları söylüyor; “Nefret suçları, ‘biz’ kavramının dışında kalanlara, ‘ötekine ölüm’ demek. Mağdurlarının nesne değil de özne olduğu bu belgeselde, farklı din, etnik kimlik, cinsiyet, cinsel yönelim ve ideolojideki kişileri dinlerken, empati güçlerini de yükselteceğini düşünüyoruz. Belki onları dinlerken kendimize bakar, nefretten uzaklaşırız diye...’’ 

    Nefret Belgeseli için tıklayın

    İletişim Yayınları'ndan çıkan kitabın arka kapağındaki yazıysa şöyle:

     

    "Biz de insanız yavrum ya! (…) 72 buçuk millet varsa şu Türkiye'de, biz hiçbirini ayırmayız daha Türkçesi. (…) Bizde ayrım yoktur çocuğum. Ama onlar ayırdı. (…) Bir Roman nasıl yaşar? Sizin nasıl bir yaşantınız varsa biz de aynısıyız. Sen mesela okula gidiyorsan, biz de aynıyız. Askere gidiyorsan, biz de aynısıyız. Hep biriz yani. (…) Kaç kişiysek burada kanımız bir, canımız bir bizim. İşte bunu bilen yok."

     

    Kimliklerine veya insani bir özelliklerine karşı nefret duyulan, bu nefretle seferber olan grupların ayrımcılığına hatta saldırısına maruz kalan insanların hikâyeleri, azapları, bu nefretle baş etme mücadeleleri… Esra Açıkgöz ve Hakan Alp'in çalışması, bunun tipik ve acı örneklerini anlatıyor. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Askerde öldürülen Ermeni genç Sevag Balıkçı… "Saçı uzun, lens takıyor" diye saldırıya uğrayıp öldürülen Aykut Alıcı… Cezaevlerindeki "teröristlerin" haklarını savunuyor diye linç saldırısına uğrayan avukat Behiç Aşçı… Bir protestoda panzere çıktığı için başbakanın "Kadın mıdır, kız mıdır" sözlü tacizine ve sonrasında polis şiddetine maruz kalan Dilşat Aktaş…

    Melih Gökçek'e mahkemeden kötü haber 

    Kuzeni askerde öldürüldüğü gün, sırf Kürt olduğu için "terörist" denilerek linç girişimine maruz kalan inşaat işçisi Fevzi Çelik... "Roman" olduğu için linç güruhlarına hedef olan Koca ailesi… Hıristiyanlığı seçtiği için ölüm tehditleri alan İhsan Özbek… Cinsel kimliğinden dolayı ağabeyi tarafından işkenceye uğrayan, öldürülmek istenen Öykü… Maraş katliamını yaşayan Sevim Polat… Bedensel engelinden ötürü ayrımcılığa uğrayan Şafak Pavey…

    Kitapta, Yasemin İnceoğlu ve Melek Göregenli'nin nefret suçu kavramı üzerine makaleleri de bulunuyor.

    Liseli genci tutuklayan hakim hakkında suç duyurusu

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow