Bir asır sonra yeniden okurla buluştu: 'Düzgün İnsanlar - İtaatkarlar ve Asiler'
Ermenice edebiyatın önemli temsilcilerinden Zabel Yesayan'ın 1907'de İstanbul'da yayımlanan ve kimlik değiştiren bir ailenin, yeni zamanlara ayak uydurma çabasını anlatan romanı "Düzgün İnsanlar - İtaatkârlar ve Asiler" bir asrı aşkın bir zaman sonra yeniden okurla buluştu.
Amira soyundan Üsküdarlı bir ailenin karanlıkta kalmış hikâyesini sülalenin yetim evladı Hagop Mahdesyan ve yaşadığı aşk üzerinden anlatan Yesayan, kimlik değiştiren ve yeni zamanlara ayak uydurmaya çalışan bu aile vasıtasıyla da toplumsal durumun bir fotoğrafını çekiyor.
Batı Ermenice edebiyatın önemli temsilcilerinden Zabel Yesayan’ın 1907’de İstanbul’da yayımlanan Düzgün İnsanlar ve 1906’ta Mısır’ta tefrika edilen İtaatkârlar ve Asiler romanları Aras Yayıncılık etiketiyle tek bir ciltte toplandı.
Ermenice edebiyatın mihenk taşı şairden 'Yıldız Seli'
Amira soyundan Üsküdarlı bir ailenin karanlıkta kalmış hikâyesini sülalenin yetim evladı Hagop Mahdesyan ve yaşadığı aşk üzerinden anlatan Yesayan, kimlik değiştiren ve yeni zamanlara ayak uydurmaya çalışan bu aile vasıtasıyla da toplumsal durumun bir fotoğrafını çekiyor. Kitap halinde ilk kez yayımlanan İtaatkârlar ve Asiler ise yazarın yarım kalmış bir romanı. II. Abdülhamit istibdatı döneminde zorluklar altında yaşamaya gayret eden İstanbulluları anlatan Yesayan, devrimci komitelerle dönemin varlıklı aileleri arasındaki gerilimlere de odaklanıyor.
'Amira’nın Kızı' 116 yıl sonra Türkçede
Zabel Yesayan
Yazar ve aktvist. Üsküdar'da doğdu, gençlik yıllarını burada geçirdi. İlk edebi eseri 1895'te yayımlandı. Aynı yıl Paris'e gitti, Sorbonne'da edebiyat ve felsefe derslerini takip eti. İstanbul'a ancak 1908'de, Meşrutiyet ilan edilince kesin dönüş yaptı. Yazarlık kariyerinin bu en verimli yıllarında kaleme aldığı öykü, deneme ve romanlarında, kadın hakları ve kadınların toplumsal yaşamdaki konumlarına geniş yer ayırdı. 24 Nisan 1915'te, Ermeni aydınlarının çıkarıldığı ölüm yolculuğundan bir hastanede saklanarak kurtuldu. Bir süre Bulgaristan'da kaldıktan sonra Bakü'ye geçti; Ermeni mülteci ve yetimler için yardım faaliyetlerine katıldı. Paris’te yaşarken Ermenistan hükümetinin daveti üzerine 1933'te Yerevan'a göç etti. 1937'de Stalin kovuşturmaları sırasında tutuklanıp Sibirya'ya sürüldü. Ölüm tarihi ve yeri kesin olarak bilinmemektedir.