Ayrıntı Yayınları'ndan yeni şiir dizisi
Yeni bir şiir dizisine başlayan Ayrıntı Yayınları, Sohrâb Sepehrî'nin Sekiz Kitap ve Mario Benedetti'nin Aşk Kadınlar ve Hayat adlı şiir kitaplarını okurla buluşturdu.
Ayrıntı Yayınları Eylül ayında okurları heyecanlı bir maceraya sürükleyecek bir dizi kitabı daha yayımladı.
Ayrıntı Yayınları Batılı İslam uzmanları Louis Gardet ile G.C. Anawati'nin İslam Teolojisine Giriş, Roger Smith'in Zihin ve Doğa Arasında - Bir Psikoloji Tarihi kitapları ile Carlos Gamerro'nun Che'nin Birliği, Will Self'in İzmarit adlı romanlarını okurla buluşturdu. AyrıntıŞiir dizisini de başlatan Ayrıntı Yayınları, bu diziden Sohrâb Sepehrî'nin Sekiz Kitap ve Mario Benedetti'nin Aşk Kadınlar ve Hayat adlı kitaplarını da okurla buluşturdu. Ayrıca Dövüş Kulübü'nün çizgi romanını yayınlayan Ayrıntı, 3. sayıyı da çıkardı.
İslam Teolojisine Giriş
Louis Massignon'un elinizdeki kitaba yazdığı önsözde belirttiği gibi, "İslam Teolojisine Giriş'te Gardet ve Anawati teoloji problemini ele almakta ve Batı Hıristiyanlarının çabaları karşısında, Müslüman bilginlerin çabalarının yöntemli bir değerlendirmesine yer vermektedir." Katolik bir rahip ve İslam kültürü üzerine çok sayıda kitabın sahibi olan Louis Gardet ile yine bir rahip ve İslam uzmanı olan G.C. Anawati'nin birlikte yazdıkları bu eser, kendi alanında bir ilktir.
Gardet-Anawati, İslam kelamı ile Hıristiyan teolojisi arasında gerek tarihsel gerek öğretisel bakımdan sıkı ilişkiler kurmanın, gereğinden fazla veya temeli olmayan yakınlıklar veya eş değerlikler tesis etmenin doğru olmadığını düşünmektedir. Ancak birçok farklılığın varlığı, Anawati-Gardet'ye göre, İslam kelamı ile Hıristiyan Katolik teolojisi arasında, tarihsel bazı ilişkilerin, paralelliklerin var olduğunu görmemize engel teşkil etmemelidir. Örneğin, kelamın tarihsel olarak gelişmesinde önemli rol oynayan özgür seçim ve kader, Tanrı'nın kelamı olarak Kur'an, tanrısal sıfatlar gibi meselelerin tartışılmasında, Müslümanların Hicret'in II. yüzyılında Şam'da Hıristiyan teolojisiyle karşılaşmalarının önemli bir etkisi olmuştur.
Buna karşılık kelamın doğrudan Gazali, dolaylı olarak Maimonides aracılığıyla Aziz Thomas gibi bir geç dönem Hıristiyan teologu üzerinde bile belli bir etkisinin olduğu da kabul edilmesi gereken tarihsel bir olgudur. Öte yandan, Hıristiyan teolojisinin antik Yunan felsefesinden, kelamın ise İslam'da bu felsefeyi devam ettiren felasifeden etkilenmeleri, onlar arasında bir başka ve son derecede önemli bir temas noktasını ve ortak ekseni oluşturmaktadır.
Elinizdeki kitap, esas olarak İslam dünyasında geliştirilmiş şekliyle kelam düşüncesi ile Hıristiyan dünyasında geliştirilmiş olan Hıristiyan teolojisi arasında yapılan bir karşılaştırmadır. İslam kelamı ile Hıristiyan teolojisini bir bütün olarak ele alıp onları çeşitli bakımlardan (yapı, yöntem, amaç, doğa vb bakımından) karşılaştıran bir çalışma olması nedeniyle, kendi alanında yol açıcı bir niteliğe sahiptir. Daha önce Gardet'nin Müslüman Site -Toplumsal ve Siyasi Hayat- adlı kitabını da Türkçe'ye kazandıran Prof. Dr. Ahmet Arslan'ın çevirdiği İslam Teolojisine Giriş, İslam kelamı ve Hıristiyan teolojisi alanındaki çalışmalara bir kapı açmakta, bu özelliğiyle bir kaynak eser olma özelliği taşımaktadır.
Che'nin Birliği
Serüven romanlarını aratmayan Che'nin Birliği, Arjantin'de herkes gibi bir hayat sürdürmekte olan Marroné adlı karakterin başından geçen hikâyeleri anlatıyor. Dev bir inşaat şirketi olan Tamerlán ve Oğulları'nda sıradan bir beyaz yakalı olarak çalışan Marroné'nin hayatı, şirketin sahibi Tamerlán'ın kaçırılması ve öldürülmüş süsü verilmesi üzerine beklenmedik bir şekilde değişir.
Tamerlán'ın kurtarılması için ajan olarak sızdırılacak kişi Marroné'dir.Marroné her ne kadar görünürde bir gerilla olmasa da, gerillalara sempati beslemektedir.
Bayan Tamerlán'ın bir tür ajan olarak sızma teklifini kabul eden Marroné'nin katıldığı birliğin adı Che'nin Birliği'dir. Bu birlikte her militan meşhur bir gerillanın ismini alır, ona benzemeye çabalar. Che ve yanındaki gerillaların yaşamlarından sahneler canlandırarak bir fotoroman hazırlamaya çalışırlar. Marroné de Che rolündedir.
Birlikteki bir gerilla kadına âşık olan Marroné'nin hayatı gerillaların arasında bütünüyle değişir, bu değişim beklenmedik hikâyelere gebedir. Nihayetinde "normal" hayatına geri dönen Marroné tüm bu süreç boyunca hem hayatını hem Tamerlán gibileriyle olan ilişkilerini hem de gerilla yaşamını ve düzeni sorgular.
Zihin ve Doğa Arasında - Bir Psikoloji Tarihi
William James'ten Ivan Pavlov'a, John Dewey'den Sigmund Freud'a, psikoloji birçok ülkeye ve çağa yayılmış, adeta dağılmıştır. Günümüzde psikoloji üzerine çalışan birçok insan, bu bilimin etrafında bir tarih, bir geçmiş hikâyesi kurgulamıştır. Peki ya bu tarih arayışı, hatta tarihyazımı ne kadar mümkündür? İnsan doğası nedir? Psikoloji insan davranışlarını ve bağlı olarak sorunlarını açıklamaya mı yarar? Psikologlar aynı zamanda bu alanın tarihçileri midir?
Roger Smith, yüzyıllar süren gelişimi ve başka disiplinlerle ilişkisi bakımından psikolojiyi ele aldığı kitabında, bu soruların da cevabını arıyor. Psikolojinin gündelik hayat, politika, din, sanat, teknoloji gibi alanlar ve disiplinlerle ilişkisini anlatıyor. Zihin ve doğa arasındaki ilişkiyi merkeze alıp psikolojiye ve bilimin diğer disiplinlerine ve onların tarihlerine dair uzun soluklu bir kitap Zihin ve Doğa Arasında: Bir Psikoloji Tarihi.
İzmarit
Akıl almaz derecede sert sigara yasaklarının her yerde kendini hissettirdiği, farklı geleneklere sahip yerli kabilelerin ve beyazların bir arada yaşadığı esrarengiz bir ülkede tatilde olan Tom Brodzinski, bağımlılıktan kurtulmaya çalışırken içtiği son sigarasının izmaritini balkonundan aşağıya fırlattığında izmarit bir saldırı silahına dönüşüverir.
Bir yığın talihsiz, tuhaf ve can sıkıcı olayı tetikleyen anlık bir dikkatsizlik sonucu Tom, kendini tanıdığı ve bildiği dünyanın adalet sistemiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan davaların ve kavramların içinde bulur.
Yaptığı hatanın bedelini ödeyebilmek için Tom'un, kendisiyle benzer pozisyonda bulunan ve kendi günahlarını telafi etmeye çalışan, yeni tanıştığı, tembel, uyuşuk, sinir bozucu Brian Prentice'le sarp yollarda, uçsuz bucaksız çöllerde sıkıntılı ve şiddetli bir yolculuğa çıkması gerekir.
Tom Brodzinski'nin hayatını tamamen değiştiren bu son derece rahatsız edici hikâye, okuyucuyu modern bir karanlığın kalbine götürüyor. Farklı ve akıllara kazınan üslubuyla usta yazar Will Self, her sayfasında gerilimin ve misantropinin kendini yoğun bir biçimde hissettirdiği romanda, insanın duygu ve düşünce sistemini çarpıcı ve sarsıcı bir kurguyla sorgularken, "adalet" ve "kültür" kavramlarına da çomak sokuyor.
Sekiz Kitap
Sohrâb Sepehrî (1928-1980) İranlı şair ve ressam Sohrâb Sepehrî, modern İran şiirinin dünya dillerine en çok aktarılmış şairlerindendir. Sepehrî'nin çok sayıda çağdaş sanatçı tarafından çeşitli sanatsal biçimler altında yeniden üretilmiş olan şiiri, coşkuyla bağlı olduğu ve yaşamının önemli bölümünü geçirdiği topraklardan beslenir. Işık ve karanlık, varlık ve yokluk, renk ve renksizlik, yalnızlık ve çokluk, hareketsizlik ve devinim gibi temalar Sepehrî'nin şiirinde benzersiz bir lirizmle işlenmiştir. Sekiz Kitap, Sepehrî'nin maddi dünya içindeki her şeyi "başlangıç"la karşılaştırmayı arzuladığı "Hiçistan" hayalinin de görkemli bir tablosu niteliğinde.
Aşk Kadınlar ve Hayat
Mario Benedetti (1920-2009) Uruguaylı şair, yazar, gazeteci ve siyaset adamı Benedetti şiir, roman, öykü, oyun, inceleme ve gazete yazılarından oluşan seksenden fazla kitaba sahip. Benedetti, Latin Amerika'nın ve İspanyolca'nın en çok okunan şairleri arasındadır. Birçok yapıtı 20. yüzyılın önemli bestecileri tarafından bestelenmiş, yorumlanmış ve sahnelenmiş olan Benedetti'nin şiirleri Türkçe'de kitap halinde ilk kez yayınlanıyor. Kendi ifadesiyle "bir takıntıya dönüşen anlaşılır olmak" güdüsü Benedetti şiirinin kuruluş ve seyir serüvenini belirleyen temel öğe olarak öne çıkar. İmge, eğretileme, söz oyunları, karmaşa veya yalınlık hep bu güdünün himayesindedir. Aşk Kadınlar ve Hayat, şairin kitaba adını veren temalar etrafında gezinen şiirlerinden bizzat seçip hazırladığı özel bir antoloji niteliğinde.
Dövüş Klübü 2 (Çizgi Roman)- Sayı 3
Chuck Palahniuk'un ilk kez 1996'da yayınlanan yeraltı edebiyatı klasiği Dövüş Kulübü 2'de Tyler Durden yine popüler kültüre ve modern kapitalist yaşamın açmazlarına karşı, köleleştirilen bireyler adına çarpıcı bir reddedişle karşı duruyor. Anti-ütopya Dövüş Kulübü 2, elinizdeki 3. sayısında da Tyler Durden ile atağa geçiyor; Durden karakteri normalleşen yaşamlarımıza meydan okumaya devam ediyor.
Sahip olduğun her şey, en sonunda gün gelir sana sahip olur.
Ancak, her şeyini kaybettikten sonra her şeyi yapmakta özgür olursun.
Umudunu kaybetmen özgürlüğündür.
Tyler Durden eve dönüyor.