Armin T. Wegner'in olağanüstü hayatı: Hitler'e Mektup
Gabriele Nissim "Hitler'e Mektup" adlı kitabında yazar ve insan hakları savunucusu Armin T. Wegner'in olağanüstü hayatını ele alıyor. Komünist olduğu için toplama kamplarında kalıp işkence görmüş bir isim olan Wegner'in Hitler’e yazdığı mektup, diktatörlere karşı dünya tarihinin en büyük karşı çıkışlarından biri niteliğinde.
İtalyan gazeteci, tarihçi ve deneme yazarı Gabriele Nissim'in Armin T. Wegner'in yaşam öyküsünü anlattığı kitabı Hitler'e Mektup, Aras Yayıncılık'tan çıktı.
Armin T. Wegner, 1915’te Ermenilerin yaşadıkları nedeniyle dehşete düşmüş, olan biteni fotoğraflayarak kaydetmeyi vicdan borcu bilmişti. 1933’te Almanya’da Yahudilere reva görülen muameleye karşı Hitler’e bir mektup yazmasının ardında bu deneyim vardı. Ancak attığı bu adım hayatını hiç de kolaylaştırmayacaktı.
Armin T. Wegner bir yazar ve cesur bir insan hakları savunucusuydu, Ermeniler tarafından, halklarının yaşadığı dramı, soykırımı dünyaya duyuran insanlardan biri olduğu için “adil” olarak tanınmıştır. Armin, 1933’te Hitler’e yazdığı, antisemit yasaları suçlayan bir mektubundan ötürü 1967 yılında İsrail’de de “adil” olarak tanınmıştır.
Gabriele Nissim bu kitabında onun olağanüstü hayatını ele alıyor: Wegner, Birinci Dünya Savaşı sırasında Alman ordusundaki hizmetinin ardından 1920’lerin ortalarında komünist olur, fakat Sovyetler Birliği’ne yaptığı bir seyahatten sonra ideolojik tutuculuk hoşuna gitmez. Politik faaliyetleri nedeniyle tutuklanır ve toplama kamplarında işkence görür. O günden sonra kendini, imkânsız bir misyonu, Alman kültürünün en iyi parçasını temsil etme misyonunu yüklenmiş olarak hisseder.
Kimi kez çapraşık ve çelişkili düşünceleri olan, sözü dinlenmediğinde kendini çökmüş ve yararsız hissedecek kadar dünyanın merkezinde olduğunu sanarak sıklıkla kendine fazla değer biçmeye meyleden biriydi Wegner. Hitler’e yazdığı mektup, bu bağlamda diktatörlere karşı dünya tarihinin en büyük karşı çıkışlardan oldu.