hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Altay Öktem'den sıradışı bir roman: ''O Adam Babamdı''

    Altay Öktemden sıradışı bir roman: O Adam Babamdı
    expand

    Kedi besleyen, dakik olmaya önem veren, memur zihniyetli bir adamın aslında bikini giymekten keyif alan bir seri katil olduğunu öğrenseniz, ne düşünürsünüz? Ben hem sevdim, hem rahatsız oldum. Yazar Altay Öktem'in son kitabı, ''O Adam Babamdı'' bize çok yakın bir karakteri anlatıyor. Yaralanmış, baskı altında kalmış, tacize uğramış bir insanın üstündeki örtüyü kaldırdığımızda karşılaşabileceğimiz bir hikâyeyi anlatıyor. Belki de ayna tutuyor...

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Benim için yazdıklarıyla, yaptıklarıyla, insanlığıyla özel bir isimdir, Altay Öktem. Hiç kapanmayan, üretimi hiç durmayan fabrikalar gibi sürekli çalışır, üretir, yazar... Yazmak isteyen genç kalemlere de destek olur, yol gösterir... 26. kitabında ise kendine de farklı bir yol açtı. Edebiyat dünyasında özlenen bir karakter yarattı... ''O Adam Babam''dı kitabındaki Haydar Bey tanışacağımız sıra dışı bir karakter... 

    Öktem de yazdığı karakteri öyle benimsemiş ki, noktasını koyduğu romanın etkisinden henüz çıkamamış, heyecanı ise doğumhanenin kapısında bebek bekleyen bir baba kadar çok...

    ''O Adam Babamdı'' kitabınız şimdiye kadar yazdıklarınızdan çok farklı. Bu hikâye kafanızda nasıl oluştu?

    Yazmaya başladığımda asıl hedeflediğim bir karakter romanı ortaya çıkarmaktı. Haydar Bey karakterine çok odaklandım ve Türk edebiyatında nadir bulunan bir anti-kahraman yaratmak istedim. Kahramanın içinde bulunduğu psikolojik- sosyolojik özellikleri, onu o duruma getiren koşulları da ele alarak bir seri katil tipi oluşturdum. Ama aslında tam anlamıyla bir seri katil de değil. Bir yanıyla da çok iyi, çok tatlı bir adam Haydar Bey. Sokakta yürürken karşılaştığımız birçok kişiden farklı değil. Çoğu kişinin içinde, belki de hayata karşı kendini korumak için bu vahşi duygular vardır, gizli saklı. Haydar Bey'de bu duygular ortaya çıkıyor sadece. Herkes Haydar Bey olabilir, babamız bile.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Haydar Bey'in hikâyesini kimi zaman yoğunlaşarak kimi zaman ise uzaklaşarak 6-7 yılda, sindire sindire bitirebildim.

    Altay Öktemden sıradışı bir roman: O Adam Babamdı

    Doktor olmanızın etkisi oldu mu? Haydar Bey gibi insanlarla mesleki yaşamınızda karşılaştınız mı?

    Bunun için doktor olmaya gerek yok. Bire bir Haydar Bey'in tüm özelliklerini taşıyan herhangi biriyle karşılaşmasam da, iyi bir gözlemciysen fark ediyorsun aslında; bu potansiyele sahip insanlar bizim aramızda yaşıyor. Yaşadığımızın çağın buhranını ve giderek yalnızlaşan insanoğlunun çaresizliğini üzerine eklediğimizde toplumun reflekslerinin de değiştiğini görüyoruz.

    Toplum olarak hem toplumsal- şizofrenik, hem de kriminal bir durumumuz var. Avrupa'daki, Amerika'daki cinayet romanlarına baktığımızda, ''bizde niye bu tür romanlar pek yazılmıyor?'' diyoruz. Bana göre, fazlasıyla kriminal toplum olduğumuz için böyle romanlar çıkmıyor. Zaten gündelik hayatta çoğunu yaşadığımız için kurgu bize ilginç gelmiyor: Bir taraftan tecavüzler, ensest ilişkiler, hayvanlara taciz, diğer taraftan toplumsal yaşamdaki rüşvet ve yolsuzluklar... Bunlar neredeyse olağan hale geldi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu hikâyeleri Avrupa'daki, Amerika'daki bir yazar hayal gücüyle yazabilir. Bizde ise bunlar gündelik hayatın bir parçası. Alışığız! O yüzden de bu tür kitapların okunma oranı daha düşük. Ama aşk kitapları okunuyor çünkü bizde gerçek aşk yok...

    Ama bu kitapta aşk da var?

    Ama o da hastalıklı bir aşk. Kendine işkence eden, esir alan bir adama âşık olmak... Aslında bu kitapta daha masum bir şekilde gelişiyor aşk, çünkü kötü biri değil Haydar Bey. Kâtibe Hanımı zorla alıkoyması hem kendini hem onu korumak için. Üstelik ikisinin de geçmişine doğru gittiğinizde, ikisinin de benzer yaraları olduğunu görüyorsunuz. Empati kuruyorlar ve âşık oluyorlar. Ama bu bir aşk romanı değil, aşkı o kadar çok kişi anlatıyor ki, ben doğrudan anlatmak yerine aşkın hissedilmesini okura bırakmak istedim.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Haydar Bey'den hep tatlı tatlı bahsediyorsunuz ama bu adam sonuçta bir katil...

    Evet, ama tamamen kötü bir karakter değil. Böyle diyorum ama Haydar Bey'i yazarken ben de çok büyük sıkıntılar yaşadım. Özellikle cinayet sahnelerini yazarken bir insan bunu nasıl yapabilir, ben bunu nasıl kurgularım deyip kendimden korktuğum dönemler oldu. Ama bunu yaparken bile karakterden soğumadım. Haydar Bey bir yanıyla çok sevimli bir adam. Sanki kendisiyle hesaplaşırken yanlışlıkla birilerini öldürüyor.
    O Adam Babam'dı kitabınız, 26. kitabınız ve hala çok heyecanlısınız. Bunu korumak zor olmuyor mu?
    Çok klasik olacak ama insanın kitapları, çocuğu gibi gerçekten. Ben 50 yaşını geçtim, 50 yaşından sonra çocuğum olması da çok güzel. Aslında son birkaç yıldır edebiyattan da toplumsal hayattan da biraz uzaklaştım. Daha heyecansız yaşamaya başladım. Bu kitap bana yeni bir heyecan verdi. Şu an doğumhanenin kapısında bekler gibiyim.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Katil bikini giymeyi seviyor

    Ben kitabı okudum, fikrimce 2015'in en sıra dışı romanı. Çünkü bu katil aynı zamanda bikini giymeyi seviyor!

    Bilmem. Bunu ben değerlendiremem ama umarım öyle olur.

    Peki, yazarken gülmediniz mi adam bikini giyiyor?

    Haydar Bey, bir yanıyla da çok naif, çok kibar bir adam. Biraz eski bir dil kullanıyor. Kedi besliyor. Onun bu içine kapanıklığı, inceliği aslında gizli homoseksüellikle birleşiyor. Haydar Bey, başarısız bir evlilik geçiriyor, sevişemiyor. İçindeki bastırılmış duygular nedeniyle kadınlara açılamıyor. Ama erkeklerle de ilişkisi yok. Sadece bikini giysem üstümde nasıl durur diye merak ediyor, giyiyor. Ben şuna inanıyorum, toplumda birçok erkek, kız kardeşinin ya da annesinin bikinisini, külotunu giyip aynanın karşısına geçmiştir. Onlar da eşcinsel değildir aslında. Bu adam da bikini giyiyor ve başına gelmeyen kalmıyor.

    Kitap bitti, Haydar Bey'i yarattınız. Noktayı koydunuz mu yoksa ilişkiniz hala devam ediyor mu?

    Haydar Bey'le ilişkim bitmedi. Bu kitabın yarattığı tuhaf şey de bu. Ben bir romanı bitirdiğimde rahatlıyor, ondan sonraki projelerime bakıyordum. Şimdi Haydar Bey'le beraber yaşamaya devam ediyorum. Tuhaf bir biçimde kafamdaki bütün şifreler Haydar Bey'e çevrilmiş durumda. Şimdi bana, ''Babanı anlat'' deseydin, Haydar Bey kadar coşkulu anlatamazdım. Belki de gerçekten o benim babamdır.

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow