Alman İdeolojisi ilk kez tam metin Türkçe'de
Karl Marx ve Friedrich Engels'in, tarihsel materyalizmin temelini attıkları ortaklaşa çalışmaları Alman İdeolojisi, Olcay Geridönmez ve Tonguç Ok'un çevirisiyle Evrensel Basım Yayın tarafından ilk kez tam metin olarak Türkçe'de yayınlandı.
Karl Marx ve Friedrich Engels'in eski felsefi görüşleriyle hesaplaşmalarının son noktası olan Alman İdeolojisi, el yazmaları halinde 1932'de gün ışığına çıkarıldı. Alman İdeolojisi'nin bugüne kadar çok az dilde yayınlanan tam metni, Almanca ve İngilizce basımları dikkate alınarak Olcay Geridönmez ve Tonguç Ok'un çevirisiyle Türkçe'de ilk kez Evrensel Basım Yayın tarafından yayınlandı.
Karl Marx ve Friedrich Engels'in ortaklaşa çalışmasının ürünü olan 1845 tarihli Alman İdeolojisi, Marksizmin temel kavramlarının hazırlanmasında kesin bir dönüm noktasını belirleyen eserlerden biri. Alman İdeolojisi, Marx ve Engels'in tarihsel materyalizmi ana hatlarıyla açıkladıkları ilk yapıt. Marx ve Engels'in ekonomi-politiğin temel kategorilerini henüz formüle etmediklleri dönemlerinin yapıtı olan Alman İdeolojisi, Marksizmin henüz "tamamlanmamış" bir aşamasına dair yapıt olarak kabul ediliyor.
Alman İdeolojisi'nin hemen öncesinde Feurbach Üzerine Tezler'i kaleme alan Marx, öncesinde de "Hegel'in Hukuk Felsefesinin Eleştirisi"ne girişmişti. İngiltere ve Fransa'nın devrimci işçi hareketleriyle çalkalandığı bu yıllarda Genç Hegelci Alman felsefecilerinin "dünyayı düşünceleriyle değiştirebilecekleri" iddialarına karşı çıkıyordu. Bu sıralarda devlete ilişkin düşüncelerini değiştiren Marx, devletin ancak özel mülkiyeti kaldıran bir toplumsal devrimle ıslah olabileceğini ileri sürdü ve insanlığın kurtuluşunun da proleteryanın gerçekleştireceği bir devrimle olabileceğini söyledi. 1844 Elyazmaları'nda yabancılaşma ve insanların yabancılaşmadan kurtulması için bir komünist devrim fikrini geliştiren Marx, bu yolda ilerlerken Engels ise İngiltere'de Emekçi Sınıfın Durumu yapıtını çıkarmıştı. Marksizmin kurucusu ikili 1845'te ise ilk ortak çalışmaları olan Kutsal Aile'yi yayınladılar. Yeni Hegelcilerin tarihsel idealizmini eleştirdikleri bu eserde, tarihi kitlelerin kendi çıkarları uğruna verecekleri savaşımın ilerleteceği fikrini işlediler.
Alman İdeolojisi'nde etkisinde oldukları Feuerbach'ın hümanizmasını eleştiren Marx ve Engels, Alman İdeolojisi'nin birinci bölümünde "Feuerbach Üzerine Tezler"de toplumsal olanın toplumsal ile açıklanacağı ilkesini işlerler. Feuerbach'ın değişmez bir öze sahip, kutsal bir varlık olan soyut insanı yerine, toplumsal ilişkileri ve onların maddi temelini koyarlar. Feuerbach'ın din eleştirisini de eleştirdikleri yapıtlarında, pratiğin, toplumsal yaşamın ve bilginin kaynağı olduğunu işlediler.
Alman İdeolojisi ile birlikte Marx ve Engels, her şeyin ideologun zihninde varlık bulduğu, doğal ve yalıtık bir anlayışı eleştirip reddederek, toplumsal ilişkiler ve nesnel koşulların belirleyiciliğine vurguda bulundular.
"Egemen düşünceler, egemen maddi ilişkilerin fikirsel ifadesidir"
Marx ve Engels, Alman İdeolojisi'nde, "Egemen düşünceler egemen maddi ilişkilerin fikirsel ifadesinden başka bir şey değildirler, egemen düşünceler fikirler biçiminde kavranan maddi egemen ilişkilerdir, şu halde bir sınıfı egemen sınıf yapan ilişkilerin ifadesidirler (...)" der.
Feuerbach'ın idealizminin eleştirildiği Alman İdeolojisi ile Marx ve Engels, tarihsel materyalizmin temelini atar ve tarihin temeline, kendi maddi yaşamlarını sürdürmek için geçim araçlarını üreten, bunlarla üretimde bulunan canlı varlıkları oturtur. Onların doğa ile girdikleri ilişkiden ve mücadelesinden bahsederler, işbölümü, değişim gibi toplumsal ilişkilerinden söz ederler ve bunun sonucunda ortaya çıkan mülkiyet biçimi ve toplumsal formasyonu anlatırlar. Tarihin akışını belirleyenler büyük devlet adamları, kahraman liderler değil, bu toplumsal ilişkilerdir.
"Sorun dünyayı değiştirmek"
Bilinç ile maddi pratik arasındaki ilişkiye vurgu yapan Marx ve Engels'in Feuerbach'a karşı kalema aldıkları meşhur 11. tez burada ifadesini bulur: "Filozoflar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumlamışlardır; oysa sorun mevcut dünyayı devrimci bir biçimde değiştirmek, bulmuş olduğu duruma hücum etmek ve onu pratik olarak değiştirmektir"
Alman İdeolojisi'nde proleteryanın devrimci eyleminin nesnel ve somut koşullarını da tahlil eden Marx ve Engels, tarihsel materyalizm ile ahlaki, dinsel ya da felsefi ütopyalar arasına kalın bir çizgi çekerler.