2018 Resimli Türkçe Edebiyat Takvimi

İletişim Yayınları'nın artık bir klasik haline gelen Resimli Türkçe Edebiyat Takvimi 2018 yılında da masalardaki yerini alacak.
İletişim Yayınları; Resimli Türkçe Edebiyat Takvimi dışında Batıkan Köse'nin "Noktalı Virgülle Biten Bir Kitap"ını; Mehmet Ö. Alkan'ın, Karl Marx'ın dünyayı etkileyen yapıtının Osmanlı'dan Günümüze Türkiye'deki Serencâmını anlattığı "150. Yılında Das Kapital"ini; Heinrich Schliemann'ın yazılarından Hulki Demirel tarafından derlenen "Kahramanlar Çağının İzinde"yi; Gül Mete Yuva'nın "Modern Türk Edebiyatının Fransız Kaynakları"nı ve Honoré de Balzac'ın "Otuzundaki Kadın"ını Cemil Meriç'in çevirisiyle 15 Aralık'ta okurla buluşturuyor.
Osmanlı'yı inceledi: 'Adalet, Ahlâk ve Nizam'
Resimli Türkçe Edebiyat Takvimi
Türkçe edebiyatın en önemli isimlerinin eserlerinden alıntılar, bu takvim için özel olarak kaleme alınan yepyeni öyküler ve özenli çizgilerden oluşan Resimli Türkçe Edebiyat Takvimi eğlenceli ve edebiyat dolu günler vaat ediyor.
Katkıda Bulunanlar: Alper Atalan, Aslı Tohumcu, Attilâ Şenkon, Aybars Yanık, Aydın Ördek, Ayla Önal, Ayşe Başak Kaban, Ayşe K., Ayşegül Kocabıçak, Ayten Kaya Görgün, Barış Uygur, Batıkan Köse, Bedia Ceylan Güzelce, Berna Durmaz, Birol Tezcan, Bora Abdo, Burhan Sainkaplan, Bülent Çallı, Demet Sayınta, Deniz Arslan, Deniz Erkul Düzgün, Deniz Karagül, Deniz Poyraz, Doğa Ağaoğlu, Duygu Çayırcıoğlu, Ebru Askan, Ekin Can Göksoy, Emrah Polat, Emre Bayın, Engin Barış Kalkan, Ethem Baran, Eyüp Aygün Tayşır, Feride Çetin, Figen Şakacı, Funda Şenol Cantek, Gaye Boralıoğlu, Giray Kemer, Güneş Akkor, Hakan Bıçakcı, Hakan Kulaçoğlu, Hatice Günday Şahman, Işıl Kocaoğlan, Kemal Varol, Levent Cantek, Melike Uzun, Murat Başekim, Murat Uğurlu, Mustafa Kemal Selçuk, Necdet Dümelli, Nedret Cengiz, Nurşen Güllüoğlu, Ömer İzgeç, Ömür İklim Demir, Pelin Buzluk, Sedef Betil, Senem Tepe, Serhan Ergin, Simlâ Sunay, Sibel Durak, Suat Aysu, Turgut Ulucan, Uğur Mıstaçoğlu, Yıldız İlhan.
Don Kişot'un izinde 17. yüzyıl İspanyası'na...
Noktalı Virgülle Biten Bir Kitap
İletişim Yayınları daha önce Şahsi Düşler ve Onur Kırıcı Gerçekler'ini yayımladığı Batıkan Köse'nin bu kez Noktalı Virgülle Biten Bir Kitap'ını edebiyatseverler ile buluşturuyor.
Batıkan Köse, kendine has mizah duygusunu edebiyatın inceliğiyle harmanladığı Noktalı Virgülle Biten Bir Kitap'ta veresiye espri satmayan komedyenlerin, bayramda el öpmeye klonunu gönderenlerin, bir köprüde intihar etmek yasaklandığı için diğerine gidenlerin güldüren hikâyelerini anlatıyor. Gündelik hayatı renklendiren öyküler...
Hayallere dokunan bir kitap: Bi Futbolcu Olursak...
Arka kapaktan:
Veresiye espri satmayan komedyenler, bayramda el öpmeye kendi klonunu gönderen yeniyetmeler… İkinci köprüde intihar etmek yasaklandığı için üçüncü köprüye giden, oradaki kuyruğu görünce de intihar etmekten vazgeçen memurlar, fotokopi makinesinin ışığında görülen ekspresyonist rüyalar… Batıkan Köse, muktedirlerin izahına mizahla karşılık vermek lazım diyerek başlıyor işe ve ustaca biçimlendirdiği taşlarla duvarlar örüyor, takılar tasarlıyor, yollar döşüyor.
Noktalı Virgülle Biten Bir Kitap noktaya mecbur olmadığımızı, çağrışım denen şeyin bize bin bir seçenek sunduğunu gösteren öyküler.
Kitaptan alıntı:
Tam klaketi çakarken çorabı kaçtı. Kaçan çorabının peşinden giderken "Lensi uzat," dedi görüntü yönetmeni.Bu yaptığı üçüncü hataydı. Üçüncü asistan gözlerindeki lensi çıkarınca yönetmen bağırdı: "Adam gibi yapın şu işi." Bu sözü cinsiyetçi bulmuş, çorabını hâlâ bulamamıştı klaketçi Sinem.
150. Yılında Das Kapital
Mehmet Ö. Alkan'ın, Karl Marx'ın düşünce dünyasına etkileri yüzyıllardır süren başyapıtı Das Kapital'in Türkçedeki macerasını incelediği 150. Yılında Das Kapital İletişim Yayınları tarafından yayımlanıyor. Alkan, Das Kapital'in çeviri macerasını Osmanlı'daki ilk sosyalistlerden tek parti dönemine, 1960'lardan günümüze uzanan geniş bir zaman diliminde incelerken, bir bakıma Osmanlı-Türkiye sosyalist hareketinin de kısa bir dökümünü sunuyor.
Ercan Kesal'den yeni kitap: Aslında...
Arka kapaktan:
Kapital'in Türkçeye çevrilmesi süreci aynı zamanda Osmanlı-Türkiye siyasi tarihinde sosyalist-komünist hareketin inişli çıkışlı tarihinin hikâyesidir. Osmanlı'daki ilk sosyalistlerle başlayan çeviri macerası, TKP'nin ilk kuşağıyla ve tek-parti döneminin sol üzerindeki baskı rejiminin koşulları içinde kendisine bir yer bulur. Komünistlerin takibat ve kovuşturmalara uğradığı uzun dönem 1960'lara doğru biraz gevşerken ve sosyalist hareket kitleselleşirken Kapital'in çevirisi hâlâ devam etmektedir. Nihayet çeviriler tamamlanıp yayımlanmaya başladığındaysa solun içindeki ayrılıklar metnin kaderini belirleyecek ve çevirinin niteliği tartışma konusu olacaktır. Mehmet Ö. Alkan, 150. Yılında Das Kapital'de, hem çevirilerin hem de sosyalist hareketin Türkiye tarihindeki macerasını anlatıyor.
Kitaptan alıntı:
"Marx'ın Das Kapital adlı kitabının Türkiye'deki hikâyesi, aslında Türkiye sosyalizm tarihinin en ilginç dipnotlarından biri. Küçümsemelere, yasaklamalara, engellemelere, suçlamalara, hapisliklere, işkence ve ölümlere rağmen bildiği yoldan şaşmayan, iyiliklerle dolu daha güzel, yaşanabilir ve paylaşılabilir bir dünya için inatçı bir mücadele söz konusu."
Kahramanlar Çağının İzinde
İletişim Yayınları, Heinrich Schliemann'ın yazılarından Hulki Demirel tarafından derlenen Kahramanlar Çağının İzinde - Heinrich Schliemann ve Troya Kazıları'nı yayımlıyor. Bazıları tarafından arkeoloji biliminin öncülerinden biri olarak kabul edilen, bazılarının Homeros'un Troya'sını ararken şehre verdiği hasarlar üzerinden hatırlanan, ülkemizde ise kimileri tarafından Priamos'un hazinesini çalmakla suçlanan Schliemann'ın hikâyesi sadece arkeoloji meraklılarına değil, edebi dili sayesinde tarihe meraklı bütün okurlara hitap ediyor.
Arka kapaktan:
Truva "kâşifi" -ve "yağmacısı"- olarak ünlenmiş olan Heinrich Schliemann'ın bu kazı seferiyle ilgili anlatısı, sadece arkeoloji meraklılarını ilgilendirmiyor. Schliemann'ın macerası -ve maceracılığı-, romantizmle "gerçekçiliğin" dünya görüşlerinin alışverişine dair canlı bir örnektir. Ayrıca bu anlatı, o yılların (Batı) Anadolusu'na dair canlı gözlemler içeriyor. Coğrafya ve peyzaja dair usta bir edebî anlatının zevki var aynı zamanda.
Kitaptan alıntı:
"Schliemann, yağmacı arkeoloji döneminin son temsilcilerinden biridir. Daha doğrusu, kazılarında yaptığı yanlışlar, icatlar ve işlerinin önemi üzerinden, yağmacı arkeoloji ile metodik arkeoloji arasında bir köprü olarak görülebilir. (…) Schliemann, Aydınlanma'nın altyapısını kuran klasik literatürün etkisinde gelişen Alman Bildung geleneğinin önemli bir temsilcisi olarak, bu literatürün (bilhassa Homeros'un) anlatısı ile sahadaki karşılığı arasında köprü olmaya çalışan, 'efsane'nin 'saha'daki karşılığı ile meşgul olan ve bu nedenle de efsanenin veya anlatının gerçeklikle buluştuğu taşınır ve taşınmaz buluntuların peşine düşen bir modern zaman adamıdır. Malûm, bu buluntuların şahikası 'Priamos'un hazinesi' idi ve Schliemann bu 'hazine'yle ilişkilendirdiği bütün malzemeyi Almanya'ya taşımıştı." Suavi Aydın
Modern Türk Edebiyatının Fransız Kaynakları
İletişim Yayınları, Gül Mete Yuva'nın alanının önemli çalışmaları arasında gösterilen Modern Türk Edebiyatının Fransız Kaynakları adlı incelemesini yayımlıyor. Gül Mete Yuva, Türkçe edebiyatın "modern" olarak adlandırabileceğimiz ilk eserlerindeki Fransız edebiyatı etkilerini incelerken, geniş bir kaynak taramasının ardından vardığı sonuçları okurla buluşturuyor. Halit Ziya, Tevfik Fikret, Baudelaire ve Flaubert gibi yazarların metinlerini karşılaştırmalı okumanın yolunu da açan temel bir başvuru kaynağı…
Gül Mete Yuva'nın önemli çalışması Modern Türk Edebiyatının Fransız Kaynakları hem titizlikle yapılan metin taramalarının bir sonucu olmasıyla edebiyat tarihçilerine, araştırmacılarına, eleştirmenlerine hem de gün yüzüne çıkardığı ilginç ve dikkat çekici edebi bağlantılarla genel edebiyat okuruna hitap ediyor.
Türkçenin "modern" olarak adlandırdığımız edebi ürünlerinin ortaya çıkışında Fransız edebiyatının etkisini inceleyen Yuva, Halit Ziya Uşaklıgil ve Tevfik Fikret'inkiler başta olmak üzere dönem eserlerinin ruhunda Hugo'dan André Theuriet'ye, Baudelaire'den Flaubert'e uzanan geniş bir etki alanının izlerini sürüyor. Tabii, bunu Halit Ziya'nın nefret ettiği "her şeyde bir intihal keşfetmek" arzusu ile değil, bir edebi anlayışın epistemolojik temellerini ortaya çıkarmak için yapıyor.
Dönem aydınları ve yazarlarının Fransız edebiyatına yönelmelerinin altında yatan sebepleri Osmanlı/Türk modernleşmesi serüveninin Fransız kültür dünyası ile arasındaki bağla birlikte düşündüren temel bir başucu kitabı…
Otuzundaki Kadın
İletişim Yayınları daha önce Balzac'tan Altın Gözlü Kız ve Ferragus çevirilerini yayımlandığı Cemil Meriç'in bu kez, yine Balzac'tan Otuzundaki Kadın çevirisini yayımlıyor. Dünya edebiyatının en büyük yazarlarından Balzac'ın kahramanı Julie üzerinden bir kadının aşk, nefret ve intikamla dolu hayatını anlattığı Otuzundaki Kadın'ı Cemil Meriç'in kelimeleriyle okurken, "iki büyük" ismin bir aradalığından doğan bir "edebiyat olayı"nın tanığı olacaksınız.
Cemil Meriç'in edebiyat ve edebiyat dışı alanlardaki çevirileri, onun, "kültürle derinlemesine alışveriş kaygı"sının, "düşünce mesaisi"nin izlerini taşır. Çevirilerinde Türkçeye olduğu kadar çeviri yaptığı dillere de hâkimiyetini gösteren Meriç, kendine has üslûbuyla bir yandan edebiyat ve düşünce dünyamıza katkıda bulunmaya devam ederken, zaman zaman da çevirdiği eserlerle ve yazarlarıyla ilgili kimi çalışmalarını da okurlarla paylaşır.
1831-1842 tarihleri arasında altı bölüm olarak yayımlanan Otuzundaki Kadın'da Balzac, dönemin Fransası'nın toplumsal yapısını, hayat tarzını ve kadın-erkek ilişkilerini Julie'nin hayatından hareketle, ilk aşk, mutsuz bir evlilik, annelik, yasak aşklar, sevgisiz büyüyen çocuklar, aşk, nefret ve intikamla örülü bir kadının hikâyesi ışığında anlatır.