"Kültür varlıklarının iadesi için gerekli girişimleri yapmaya devam edeceğiz"
Ülkelerin ve onlara en çok ihtiyaç duyan yeni kuşakların, kendi kültürlerine ulaşmalarını engelleyen yasa dışı kültür varlığı hareketliliği sorununun yakın, orta ve uzun vadede çözülebilecek boyutları olduğunu anlatan Avcı, şunları kaydetti: "Konuyla bağlantılı her kurum ve kişinin bu konudaki hassasiyetini koruması gerekiyor. Bu kapsamda, öncelikle UNESCO 1970 Sözleşmesi'ni ve bu sözleşme çerçevesinde yapılan çalışmaları Türkiye olarak ısrarla desteklediğimizi, bu yasal organizasyonların iyi işlemesini sağlayacak araçlarımızı güçlendirmek için bütün iş birliği imkanlarını da değerlendirmeye kararlı olduğumuzu ifade etmek isterim. UNESCO 1970 Sözleşmesi, Alt Komite üyeliğimiz ve raportörlüğümüz esnasında konuyu çok daha yakından takip etme ve katkı sağlamaya gayret edeceğiz. Bunun yanında, devletimiz, ülkemizden yasa dışı olarak çıkarılmış bütün kültür varlıklarının iadesi için çalışmaya ve gerekli girişimleri yapmaya devam edecektir."
Avcı, bir diğer önemli konunun da Suriye ve Irak gibi çatışma alanlarında kültür varlıklarının korunması meselesi olduğunun altını çizerek, arkeolojik yerleşimler ve Halep gibi yaşayan şehirlerin tahribatı yanında, taşınır objelerin kaçakçılığının önlenmesinin de bakanlığının öncelikleri arasında olduğunu ifade etti. Avcı, Herakles Lahdi'nin Türkiye'ye iade sürecindeki katkılarından dolayı, gümrük yetkililerine, emniyet mensuplarına, hukukçulara, bakanlık uzmanlarına ve özellikle de Türkiye'nin avukatı Prof. Dr. Marc-Andre Renold’a teşekkür etti.