"Drakula"nın hapsedildiği kale restore edilecek

Kont Drakula olarak bilinen Eflak Voyvodası III. Vlad'ın esir tutulduğu rivayet edilen Tokat Kalesi'nin surlarının restorasyonu için çalışma başlatıldı.İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdurrahman Akyüz, Bakanlığımızın 2016 yılı bütçesinde restorasyonla ilgili ödenek yer alacak. Kalemizin tarihi dokusuna uygun olarak restorasyonu yapılacak dedi. Kalede halen temizlik ve sondajlar yapıldığını dile getiren Akyüz, 360 basamaklı Ceylan Yolu'nu ortaya çıkarmak için çalışma yürüttüklerini anlattı. Kaleden şehre inen bir yol bulunduğu bilgisine sahip olduklarını ve bunu tamamen açmaya çalıştıklarını kaydeden Akyüz, Burada 60 metrenin üzerinde bir alanı açtık. Ceylan Yolu'nun kaç metre olduğunu kestirmek mümkün değil ama üçte birinden fazlasını açtığımızı düşünüyoruz. Gücümüzün yettiği yere kadar çalışmamız sürecek ifadelerini kullandı. Kaleden şehre inen bir yol bulunduğu bilgisine sahip olduklarını ve bunu tamamen açmaya çalıştıklarını kaydeden Akyüz, Burada 60 metrenin üzerinde bir alanı açtık. Ceylan Yolu'nun kaç metre olduğunu kestirmek mümkün değil ama üçte birinden fazlasını açtığımızı düşünüyoruz. Gücümüzün yettiği yere kadar çalışmamız sürecek ifadelerini kullandı. Akyüz, kalenin Tokat'ın tanıtımında önemli yeri olduğunu vurgulayarak, şu bilgileri aktardı:Kont Drakula tarihi bir vaka. Vahşeti ile insanlara zulmü ile ön plana çıkmış bir kişi. Tokat Kalesi'ndeki zindanlarda esir tutulmuş. Bunu tarihi kitaplardan biliyoruz. Esir tutulduğu yere müze yapılması düşünülüyor. Bu onu methetmek için değil, dişinden kan akan suretini ortaya koyup vahşetini göstermek için yapılabilir. Bunu görmeye geleceklerdir. Bu konu dış basın ve yabancıların da dikkatini çekiyor. Kont Drakula'nın kalede tutulduğu duyulduktan sonra bizden bilgi istediler. Uluslararası haber ajansları gelerek çalışma yaptı. Restorasyonu tamamladığımızda kalenin Tokat turizmi için önemli bir değer olacağını düşünüyoruz. Kaynaklara göre, milattan sonra 5-6. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen Tokat Kalesi'nin en eski yerleşimcileri, Komana Pontika'dan göçen Hristiyanlar oldu. İnşasının ardından uzun yıllar Doğu Roma İmparatorluğu'nun elinde kalan, 1074 yılında Danişmend Gazi tarafından ele geçirilen ve Büyük Selçuklu Devleti'nin hakim olduğu kale, daha sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun hakimiyetine geçti. Surları, kesme taş ve molozlar kullanılarak ve kademeli şekilde kaya kütlelerine oturtularak yapılan kalenin kuzey ve güney yönündeki duvarları, depremlerin de etkisiyle büyük ölçüde yıkılmış durumda. Bu yönde sadece bir burç ve ana kaya üzerindeki surlar görülebiliyor.