Ressam Hayri Ağan'dan "Doğa ve İnsan"
Ressam Hayri Ağan'ın "Doğa ve İnsan" adlı resim sergisi ziyaretçilere kapılarını açtı. 1 Mart'a kadar Kuzguncuk Harmony Sanat Galerisi'nde görülebilecek sergiyi Ağan ile konuştuk. Kağıt üzerine desenler ile tuval üzerine yağlıboya resimlerinin sergilendiği Ağan, resmin kendisi için bir yaşam biçimini olduğunu vurguluyor.
İstanbul Mimar Sinan Üniversitesi'nde Prof. Nedret Sekban atölyesinde Araştırma Görevlisi olarak çalışan Ağan için resim sadece bir ifade aracı değil aynı zamanda bir yaşama biçimi. Ağan'ın Kuzguncuk Harmony Sanat Galerisi’nde açtığı 2. kişisel sergisi "Doğa ve İnsan" temasını taşıyor.
Bu sergi öncesinde hangi çalışmalarınız vardı?
Öncesinde ‘İstanbul Akademi Çalışmaları’, ‘Denizin Söyledikleri’, ‘Yolculuk’ ‘Sanatta Yeterlik Çalışmaları’ başlıklarını taşıyan 4 kişisel sergim daha oldu. ‘doğa ve insan’ temalı bu sergi Kuzguncuk Harmony Sanat Galerisi’nde 1 Mart tarihine kadar devam edecek. Kuzguncuk Harmony Sanat Galerisi Anadolu yakasının kendine özgü çizgisiyle, genç sanatçılara sergi yapma olanağı veren bir galeri. Kendi çizgisinde tutarlı bir izleyici kesimine de sahip.
Bu sergide ne tür resimler yer alıyor?
Kağıt üzerine desenler, tuval üzerine yağlıboya resimler sergileniyor. Salt peyzajın olduğu yağlıboya resimler, gördüğüm, vakit geçirdiğim, mekanlardan yola çıkarak, çizdiğim desenlerin bir sonucu. Tekne grupları, limanlar, ağaçlar, barakalar bu resimlerin biçimsel elemanları… Gerek tek tek çizilmiş figürler, gerekse insan gruplarından yola çıkılmış ön hazırlık eskizleri, kompozisyonlar için çok figürlü resimlerimin temelini oluşturuyor. Sergideki ‘Ada Vapuru’ resmim bu aşamalara örnek gösterilebilir.
Desenin sizin için önemi nedir?
Desen, ressamın en içten, en dolaysız, ilk fikrinin somut karşılığı olması açısından önemlidir. Benim için de öyle. Aslında çizerek karar veriyorum. Hiçbir zaman birebir çizdiğim desene bağlı kalarak yağlıboya resmini yapamasam da, çıkış noktası, karar verme halidir aslında desen, benim resmim için. Çizdiği deseni direkt tuvale aktaran ressamlar da vardır. Bu ressamın karakteriyle ilişkilendirilebilir. Hem kalem, mürekkep, tarama ucu gibi desen malzemeleri pratiktir, kolay kullanılır, anlık izlenimlerin aktarılmasına kısa zamanda çok ve çeşitli olanaklar sağlar.
Resimlerinizden teknik olarak bahsedecek olursanız neler söylersiniz?
Yağlıboyayı çizer gibi kullanmak benim tamperamanıma çok uygun. Hem çizginin olanakları sonsuz ve sınırsız. Katmanlar halinde üst üste binen çizgilerin biçimi oluşturması benim kurmaya çalıştığım plastik dille paralellik içerisinde. Ayrıca katmanlar halinde üst üste binen boya katmanları pentür etkisini güçlendirir.
Kendi resminize yakın hissettiğiniz ressamlar var mı?
Esasında kendi resmime yakın olmayan ressamların resimlerine de bakarak neyin resmini nasıl yapmayacağımı fark ederim. 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl Batı sanatındaki ustalarla akrabalığım var. Alman ekspresyonistlerine, post empresyonistlere, erken Rönesans ustalarının resimlerine bakarım. Pieter Brueghel, Matthias Grünewald, Toulouse Lautrec, James Ensor, Egon Schiele resmi, yakın ilişki kurduğum ressamlardan bazıları…
Türkiye’de ressam olmak ve resmin Türkiye’deki yeriyle ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Türkiye’de Resim Sanatı Batı’yla kıyaslandığında çok daha yeni 100, 150 yıllık bir geçmişe sahip. Gezilecek müzelerimiz çok az ve oluşum aşamasında. Arz, talep meselesi tabii... Türk insanı için bir sanat eserine sahip olup, onu izlemek, izleyeceği sanat eseri nesnesine para yatırmak çok yeni. Lakin çeşitli sanat galerileri çoğalıyor, fuarlar yapılıyor, sergiler açılıyor… İstanbul çok dinamik bir şehir, 90’lı yıllarda bir resmin satılmasının neredeyse imkansız olduğundan bahseder hocalarımız. Bu durumun yavaş yavaş değişmeye başlaması (olumsuzluklara rağmen) umut verici…
Hayri Ağan'ın sergisi Kuzguncuk Harmony Sanat Galerisi'nde
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Dünyanın ilk 'gülücük' emojisine 1 ayda 10 bin ziyaretçi
Mardin'de Rus Avangard'ı
'Erzincan'ın incisi' Kemaliye tarihi yapıları ve doğal güzellikleri ile ilgi çekiyor!
Zamanda yolculuğun adresi! Tarihi ilçe Safranbolu 46 yıldır özenle korunuyor
Bir Bulut Olsam, Sıla gibi dizilere ev sahipliği yaptı! Mardin'in tarihi Dereiçi Mahallesi turizme kazandırılacak