7 yıl sonra yeniden doğduğu topraklara getiriliyor
Türkiye'den 2005 yılında çalınan "Karun Hazineleri" koleksiyonun en değerli parçası niteliğindeki Lidya Kralı Krezüs'e ait "Kanatlı Denizatı Broşu" 7 yıl sonra yeniden doğduğu topraklara getiriliyor.
2005 yılında Uşak Arkeoloji Müzesi'nden çalınan ve halen Almanya'da bir müzede bulunduğunu belirlenen "Kanatlı Denizatı Broşu", kaçakçıların hedefinde olan tarihi eserler arasında yer alıyor.
Milattan önce 560-546 yılları arasında hüküm süren Lidya Kralı Krezüs'e ait olduğu değerlendirilen 451 parçalık hazine, Uşak'ın Güre beldesindeki İkiztepe tümülüsünde 1965, 1966 ve 1968 yıllarında yapılan üç ayrı kaçak kazıyla ortaya çıkartıldı.
Kaçakçılar tarafından yurt dışına çıkartılan tarihi eserlerin, 1983 yılında ABD'deki Metropolitan Müzesi'nde sergilendiği ortaya çıkmış, bunun üzerine Türkiye 1987 yılında hazinenin iadesi için hukuk mücadelesi başlattı.
Hazine, yaklaşık 6 yıl süren hukuk mücadelesinin ardından 1993 yılında Türkiye'den ABD'ye giden bir heyet tarafından Metropolitan Müzesi'nden teslim alındı ancak Türkiye'de yapılan incelemede 451 parçalık hazinenin 363 parçasının gönderildiği belirlendi.
Kuş şeklindeki altın bir aplikin de yer aldığı bilinen eksik parçaların tamamlanması için o tarihten bu yana süren mücadelede, bugüne kadar çok fazla bir sonuç alınamadı.
Hazine mevcut haliyle ilk olarak Ankara'daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde, 1996 yılında ise Lidya Uygarlığı'nın önemli merkezlerinden Uşak'taki arkeoloji müzesinde sergilenmeye başlandı.
Tarihi eser kaçakçılarının hedefindeki "Karun Hazineleri" koleksiyonunun "en değerli parçası" olarak değerlendirilen "Kanatlı Denizatı Broşu"nun, 2005 yılında müzeden sahtesiyle değiştirilerek çalındığı belirlendi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın yurt dışına kaçırılan eserlerin yurda geri getirilmesini sağlamak amacıyla yürüttüğü çalışmalar kapsamında, Uşak Arkeoloji Müzesi'nden çalınan "kanatlı Denizatı Broşu"nun izine Almanya'da ulaşıldı.
Bakan Ertuğrul Günay, 2005 yılından bu yana kayıp olan "Kanatlı Denizatı Broşu"nun Almanya'da bulunduğunu, Türk ve Alman makamları arasında eserin Türkiye'ye ait olduğu konusunda mutabakata varılarak, eserin iadesi için yasal sürecin takip edildiğini bildirdi.
Broşun, Türkiye'ye iadesinin ardından Uşak'ta yeni yaptırılan arkeoloji müzesi tamamlanıncaya kadar Ankara'daki bir müzede sergilenmesi, müze tamamlandıktan sonra da yeniden Uşak'a götürülmesi planlanıyor.
Broşun çalınma davası
Öte yandan "Kanatlı Denizatı Broşu"nun çalınmasıyla ilgile yürütülen soruşturma sonucunda aralarında dönemin Uşak Arkeoloji Müzesi Müdürü Kazım Akbıyıkoğlu'nun da aralarında bulunduğu 10 kişi hakkında dava açıldı.
Yargıtay'da kesinleşen dava sonucunda, eski müze müdürü Akbıyıkoğlu, "nitelikli zimmet ve görevi ihmal" suçlarından 12,5 yıl, "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet ve görevi ihmal" suçundan 5 yıl, müze görevlileri Uğuz Sağlan ve Halil Eker de "nitelikli zimmet suçuna yardım"dan 6'şar yıl 3 ay, "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet ve görevi ihmal" suçunda da 5'er yıl hapisle cezalandırıldı.
Davada diğer sanıklar, Mehmet Polat ve Fuat Ergün "nitelikli zimmet suçuna yardım" suçundan 6'şar yıl 3 ay, Ahmet Düzyer, Fehmi İşler ve Suat Yenmez "zimmete iştirak" suçundan 6'şar yıl, Bülent Yücel, "suçu bildiği halde gerekli kurumlara bildirmeme" suçundan 2 yıl 6 ay, İsmail Bilgin de "suçu bildirmeme"den 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Akbıyıkoğlu, hazineyi yurda ilk getiren heyette yer alıyordu
Öte yandan, "Kanatlı Denizatı Broşu"nun sahtesiyle değiştirilerek çalışması olayında hüküm giyen eski Uşak Arkeoloji Müdürü Kazım Akbıyıkoğlu, hazinenin 1993 yılında Metropolitan Müzesi'nden teslim alınmasında görevli heyette de yer alıyordu.
Akbıyıkoğlu, "Kanatlı Denizatı Broşu"nun çalınmasıyla ilgili açılan davada yaptığı savunmada, "Karun Hazineleri'nin ABD'den geldiğinde, ölçüleri ve ağırlıklarının bilinmediğini, o dönemde de bu konuda herhangi bir incelemenin yapılmadığını" ileri sürmüştü.
"Hazineyi, herhangi bir ödenek ve maddi destek sağlanmadan kendi imkanlarıyla ABD'ye gittiğini, orada olduğu söylenen 363 eseri tek başına ve incelemede bulunmadan teslim aldığını, eserlerin hepsinin sandıklara konulmuş hazır bekletildiğini" anlatan Akbıyıkoğlu, "Ankara'ya dönüp 4 saat içinde Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne teslim ettiğini, burada da herhangi bir analiz ve işlemin yapılmadığını" iddia etmişti.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Dünyanın ilk 'gülücük' emojisine 1 ayda 10 bin ziyaretçi
Mardin'de Rus Avangard'ı
'Erzincan'ın incisi' Kemaliye tarihi yapıları ve doğal güzellikleri ile ilgi çekiyor!
Zamanda yolculuğun adresi! Tarihi ilçe Safranbolu 46 yıldır özenle korunuyor
Bir Bulut Olsam, Sıla gibi dizilere ev sahipliği yaptı! Mardin'in tarihi Dereiçi Mahallesi turizme kazandırılacak