Bir ilişkiye aldatmaktan daha fazla ne zarar verebilir ki? İlişki uzmanından evet gerçekten doğru dedirten cevap... Hazırlayan: ( İyilik - Sağlık )İlişki uzmanı Lucinda Loveland, Bustle için hazırladığı bir haberde eşler arasında sürekli tekrarlayan olumsuz davranış ve düşüncelerin ilişkilere aldatmaktan çok daha fazla zarar verdiğini açıklıyor. Kendini geri çekmek, bencil veya soğuk davranmak, haksız suçlamalar ve özellikle de karşımızdakini umursamadan kendi çıkarlarımızı gütmek ilişkilere büyük zarar veriyor.Problem eşler sürekli bu tarz negatif etkileşimler içine girip birbirleri hakkında, bencil, ihmalkar, beni desteklemiyor gibi tekrarlayan olumsuz düşünceler geliştirdikleri zaman başlıyor. Bu noktada problem iletişim veya problem çözme değil bir güven problemine dönüşüyor.Eşler arasında negatif etkileşim pek çok farklı şekilde gerçekleşebiliyor: işinize ve kariyerinize ilişkinizden daha çok önem vermek, sizi rahatsız eden şeyleri konuşmamak, eşinizi başkalarına çekiştirmek, eşinizi başkalarıyla kıyaslamak, eşinize saygısız ve aşağılayıcı davranmak veya verdiğiniz sözü tutmamak gibi. Eşler arasında sürekli tekrarlayan negatif etkileşim, bir süre sonra gündelik hale gelen bir çaresizlik hissi ortaya çıkartıyor. Her gün problem yaşamak, ilişkiyi tamir edecek zaman da bırakmıyor. Lovelande göre çoğu kişinin düştüğü en büyük hata, kavgadan kaçınmak için sorun yokmuş gibi davranmak. Bırakın bizi üzen şeyler hakkında konuşmayı, kırıldığımızı kabul etmek bile zor geliyor. Ancak üzüntü ve kırgınlıkları halının altına süpürmek ilişkimize sistematik bir şekilde zarar vermeye başlıyor. Çünkü bu bir süre sonra eşlerden birinin veya her ikisinin de geri çekilmesine ve soğuk davranmaya başlamasına yol açıyor. Hemen herkesin yakınlık ve duygusal bir bağ hissetmeye ihtiyaç duyduğunu göz önüne alırsak, soğuk davranmak da bir çeşit ihanet. Yakınlık ve sıcaklık, ilişkilerde sadece özel durumlarda değil sürekli yaşamak istediğimiz duygular.Bazılarımız için sıcak ve sevecen davranmak, partnerimizi ihtiyaç duyduğu şekilde desteklemek zor olabilir. Hatta bu yıllar alabilir. Çoğumuz önemli bir başarımız olduğunda kutlanmak, başkaları yüzünden hayal kırıklığına uğradığımızda rahatlatılmak, hayallerimizin peşinde koşarken desteklenmek, acılı ve üzüntülü zamanlarımızda yalnız kalmamak isteriz. Eğer bunu romantik ilişkimizde bulamıyorsak bir süre sonra acı çekmeye başlarız.Karşınızdakini tanımak ve neyi niye yaptığını anlamak ilişkinizin devamlılığı için kritik. Mesela eşiniz ailesinden birini kaybettiğinde ona nasıl davranacağınızı bilemez ve ona biraz alan tanımak için yalnız bırakırsanız, kendini ihmal edilmiş, destek görmemiş hissedebilir. Niye böyle davrandığınızı anlayamadığı için sizden soğuyup, uzaklaşabilir. Peki, sürekli tekrarlayan negatif düşünceleri nasıl engelleyebiliriz? Lovelande göre bunun için yapabileceğiniz en önemli şey karşınızdakine güvenebilmek. Eğer karşınızdakine güvenirseniz, kafanızda korku ve endişe kaynaklı bir sürü soru oluşmaz. Güvenle beraber negatif düşünceler, kuşkucu sorular, yüzleşmeler ve sürekli bir endişe yavaş yavaş ortadan kalkar. Eğer güvensizsek, sürekli karşımızdakini sorgulayıp değiştirmeye çalışırız. İhtiyaçlarımızın karşılanmadığını hissettikçe daha da bencilleşmeye başlarız.En mutlu ilişkilerde bile çatışmalar, tartışmalar olur. Lovelande göre sağlam ilişkilerle çöken ilişkiler arasındaki fark, ne konuda çatışma yaşandığı veya çatışmaların nasıl halledildiği değil, eşlerin birbirlerine ne kadar güvendiği. Eğer ilişki karşılıklı güven üzerine kurulu ise, en zor çatışmalar bile kuşku ve kötü niyet olmadığı için çözümlenir. Bu yüzden ilişkinizde karşılıklı güven yaratmaya ve korumaya çaba göstermek çok önemli.