hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Ameliyatlarda robotik cerrahinin avantajları

    Ameliyatlarda robotik cerrahinin avantajları
    expand
    KAYNAKİHA

    Teknolojinin gelişmesiyle birlikte artık tıp alanında da pek çok farklı uygulamayla karşılaşıldığını bildiren Dr. Burak Köprü, ilk olarak uzayda astronotların tedavisi için düşünülen robotik cerrahinin ise bu çalışmaların en ilginci olduğunu söyledi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Robotik cerrahi hakkında bilgi veren Üroloji Uzmanı Dr. Burak Köprü, ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi tarafından uzayda görev yapan astronotlarda ihtiyaç duyulabilecek cerrahi işlemlerin dünyadan bir cerrah tarafından gerçekleştirebilmesi için atılan adımın bir ürünü olan robotik cerrahide ilk çalışmaların 1970’li yıllara dayandığını belirterek, "1997 yılında NASA ve ABD California’daki Stanford Üniversitesi Araştırma Merkezi’nin ortak çalışması ile Da Vinci adı verilen robotik sistemin ilk prototipi ortaya çıkıyor. 2000 yılında ise Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) onayı alınıyor" dedi.

    Sistemin temel olarak üç bölümden oluştuğunu söyleyen Dr. Köprü, bunların cerrahi konsol, robotik kollar ve kule olduğunu belirtti. Sistem hakkında bilgi veren Dr. Burak Köprü, "Cerrahi konsol hasta ile aynı odada ancak hastanın yattığı ameliyat masasından bir miktar uzakta yerleşmiştir. Ameliyatı yapan doktor bu konsola oturmakta ve dokuları yüksek çözünürlükte üç boyutlu ve 10-12 kat daha büyük görerek robotu konsol kolları ve ayak pedalları ile idare eder. Cerrahi konsolun üç boyutlu ve büyütmeli görüntü sunma avantajının yanında ameliyatı yapan cerrahın oturması uzun süren ameliyatlarda dahi yorulmadan, konsantrasyon kaybı olmadan ameliyatı tamamlamasına imkan vermektedir" diye konuştu.

    Bahar Öztan ameliyat oldu

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Robotik kollar hakkında da konuşan Üroloji Uzmanı Dr. Burak Köprü, "Robotik ünitenin tamamen cerrahın kontrolünde olan 4 adet kolu bulunmaktadır. Bunlardan birincisi üç boyutlu kamerayı idare ederken diğer üç kol ise cerrah tarafından kontrol edilen karın içerisinde ameliyatı gerçekleştiren kollardır. Ameliyatın türüne göre 3 ile 5 adet 0.5 ya da 1 cm çapındaki deliklerden vücuda yerleştirilen borular vasıtasıyla vücut içerisine yerleştirilirler. Robotun kollarına takılan cerrahi enstrümanlar yedi açıda hareket edebilmektedir. Yani insan bileğinden çok daha büyük bir hareket kabiliyetine sahiptir. Bu enstrümanlar diğer cerrahi enstrüman gibi sıkma, kesme pıhtılaştırma, diseksiyon, dikiş ve doku manipülasyonu gibi belirli bir görev için tasarlanmıştır. Bu cerrahi enstrümanlar oldukça küçüktür ve en hassas noktalara bile rahatça ulaşabilmektedir. Bir cerrahın elinin ulaşamayacağı noktalara rahatlıkla ulaşabilmektedir. Robotun kolları 540 derece dönüş açısına sahiptir. Robot kollarının ucuna takılan enstrümanlar bir cerrahın bilekleri gibi hareket edebilmektedir. Kollar tamamen cerrahın istediği biçimde çalışır ve bu isteğin dışına çıkmaz. El titremesi gibi bir durum da söz konusu değildir" dedi.

    Kulenin robotik kolların, ışık ve gaz kaynağının ve yüksek çözünürlüklü 3 boyutlu teleskopun bulunduğu kısım olduğunu belirten Uzm. Dr. Burak Köprü, "Bu özel teleskop her bir göze ayrı ayrı görüntü ileten yüksek çözünürlüklü iki adet kameraya sahiptir. Görüntü üç boyutludur ve görüntünün kalitesi yüksektir. Cerrah üç boyutlu görüntü eşliğinde ameliyatı gerçekleştirir ve gerekli olan derinlik de görüntülerde mevcuttur. Da Vinci robotik cerrahi sistemi ile görüntü 10 ila 12 kat arası büyütülmektedir. Cerrah ameliyata başlamadan önce ameliyatın şekline göre robotik kolları karın içerisine yerleştirir ve konsolun başına geçer. Bu süreçte hastanın başında ikinci bir doktor ve bir ameliyat hemşiresi bulunmaktadır" diye konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Geleceğin cerrahları sanal ameliyat ile tecrübe kazanıyor

    "Bu sistemde büyük kesiler açılmasına gerek yok"

    Robotik cerrahinin tercih edilmesine neden olan avantajları da sıralayan Dr. Köprü, Günümüzde uzay teknolojisi olarak da tanımlanan, cerrahinin ve tıbbi teknolojinin ulaştığı son nokta Da Vinci robotik cerrahi sistemidir. Bu sistemin hem hastaya hem de ameliyatı gerçekleştiren cerraha açık cerrahi ve laparoskoik cerrahiye oranla sağladığı avantajlara bakacak olursak robotik cerrahi sistemiyle gerçekleştirilen ameliyatlarda büyük kesiler açılmasına gerek yoktur. Hastanın karnına sadece robotun kollarının gireceği büyüklükte delikler açılmaktadır, ki bu delikler 8 milimetre ila 12 milimetre arasındadır. Bu durum ameliyat sonrasında hastaya estetik anlamında büyük kolaylık sağlamaktadır. Robotik cerrahi sistemi ile elde edilen net görüntüler ilgili bölgeye yapılacak müdahalenin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesine olanak tanır. Üç boyutlu görüntü imkânıyla yapılan robotik cerrahi müdahalesinde cerrah derinlik hissi ile çalışır. Kamera cerrahın kontrolünde olduğu için derin ve dar bölgelerdeki anatomik yapılara dair 10 kat büyültülmüş net görüntüler elde edilebilir. Bu sayede ameliyat esnasında oluşma ihtimali olan sağlam doku hasarı en aza indirilir. Robotik cerrahi sisteminin kollarının ucundaki cerrahi enstrümanlar insan bileğinden daha fazla hareket kabiliyetine sahiptir. Bu enstrümanlar aynı zamanda insan bileğinin hareket kabiliyetinin çok ilerisinde bükülebildiği gibi 540 derece de döndürülebilir. Bu sayede vücudun birçok noktasına (özellikle dar ve küçük alanlarda) ulaşıp kritik cerrahi müdahalelerde kesme, tutma, dikiş atma gibi önemli kolaylıklar sağlar" şeklinde konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İnsan elinin fizyolojik olarak az veya çok titreyebileceğini ancak robotik cerrahi sisteminin kollarındaki hassas hareket kabiliyetinin bu titremeyi ortadan kaldırdığına dikkati çeken Dr. Köprü, "Bu sayede riskli bölgelerde yapılacak müdahalelerde insan eline bağlı hatalar büyük ölçüde azaltılır. Robotik cerrahi sistemi ile gerçekleştirilen ameliyatlarda kan kaybı çok daha az olmaktadır. Kesilerin çok küçük olması ve üstün görüntü kalitesi ile en küçük damarların bile görüntülenmesi kan kaybını azaltmaktadır. Ameliyat esnasında cerrahlar genellikle ayakta olurlar ve bu da uzun süren cerrahi müdahalelerde yorgunluğa sebep olur. Robotik cerrahide cerrah ameliyatı oturur vaziyette karşısındaki konsoldan yönettiği için fiziksel yorgunluğa bağlı stres azalır ve cerrahın konsantrasyon kaybı olmaz" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Robotik cerrahi yöntemiyle yapılan ameliyatların çok küçük kesilerle gerçekleştirebildiğini dile getiren Dr. Burak Köprü, "Yani operasyon esnasında uzun bir kesi yerine birkaç santimlik çok küçük deliklerden girilerek cerrahi müdahale yapılabilir. Robotik cerrahi ameliyatları sonrası hastaların hastanede kalma ve günlük hayata geçiş süreleri kısalır. Özellikle kanser ameliyatlarının ardından hastalara kemoterapi ve radyoterapi gibi bir takım tedaviler uygulanmaktadır. Da Vinci robotik cerrahi sistemi ile hastalar çok daha hızlı iyileştiği için bu tedavilere erken başlama imkanı doğar. Obez hastalarda yağ dokusunun çok olması ameliyatları çok zor hale getirebilir. Robotik cerrahi ile bu zorluk ortadan kalkmıştır ve obez hastaların ameliyatları çok daha kolay yapılabilmektedir" şeklinde konuştu.

    Robotik cerrahinin değişik branşların pek çoğunda laparoskopiyle yapılabilen tüm cerrahi işlemleri gerçekleştirebildiğine vurgu yapan

    Robotik cerrahide bir ilk

    Da Vinci robotik cerrahi sistemi kullanılan branşlar

    Uzm. Dr. Burak Köprü, "Genel olarak üroloji, kadın hastalıkları ve doğum, genel cerrahi, kalp damar cerrahisi, göğüs cerrahisi Da Vinci robotik cerrahi sistemini kullanan branşlardır" dedi.
    Tıpta çağın teknolojisi robotik cerrahinin ürolojide kullanım alanlarının ise prostat kanseri ve radikal prostatektomi olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Burak Köprü, "Robotik prostatektomide açık radikal prostatektomiye oranla idrar kontrolü daha erken sağlanmaktadır. Görüntünün daha iyi olması, daha az kanamanın olması ve daha uzun bir üretral uzunluğun bırakılabilmesi idrar kontrolünün erken oluşmasını sağlayan etkenlerdir. Uygun hastada prostat civarındaki sinir-damar demetinin korunması, robotik prostatektomide daha iyi yapılabilmekte ve cinsel yaşam bu hastalarda daha erken normale dönmektedir" diye konuştu.

    Dr. Burak Köprü sözlerini şöyle noktaladı:

    "Ürolojide robotik cerrahi açık veya laparoskopik cerrahiye oranla daha az komplikasyon oranları ile başarılı bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Ankara Üroloji Kliniği tarafından deneyimli robotik cerrahi ekibi ile robotik cerrahi ameliyatları başarılı bir şekilde gerçekleştirilmektedir."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow