Yaşar Kemal'in "İnce Memed"i korsan filmcilerin elinde nasıl "İnce Mehmet" oldu?
20'li yaşlarındaydı… Kendi büyüdüğü topraklardan, yani, Çukurova ve Toroslar'dan bir karakter yaratmış, adını İnce Memed koymuştu..
İlk satırlarını 1947 yılında yazmaya koyulmuştu.. Adeta doğum sancısı çeke çeke, soğuk kış gecelerinde eldivenler takarak bıkmadan usanmadan yazdıkça yazdı… Ve nihayet, 1955'te, Cumhuriyet Gazetesi'nde tefrika edilmeye başlandı, ardından roman olarak yayınlandı… Fazla söze gerek yoktu, müthiş ilgi gördü İnce Memet. Öyle ki İnce Memed'in yaşadığına inanmıştı okur. Ağalık sistemine karşı mücadele veren, köylünün özgürleştirilmesi uğruna eşkiyalığı seçen bir kahramanın destansı hikayesini anlatıyordu eser!.Tam dört cildi buldu İnce Memed'in serüveni.. İnce Memet, yazarını dünya edebiyatına taşıyan ilk romandı..
Yazarı, Yaşar Kemal'di.. Yazıya adanmış, yazıya layık olmuş bir hayatın adı! "İpe çekeceklerini bilsem, yine yazmaya devam ederim!" diyecek kadar bir yazı sevdalısı. Yazının kölesi. Hayatı romanlara, romanları hayata aktaran, edebiyatın koca çınarı! "Çok bela geçti Çukurova'da başımdan. Hapishanede yattım, işkenceyi orada gördüm, orada aşağılandım, orada yoksulluk çektim, orada zenginlik gördüm. En güzel günlerimi orada, en kötü günlerimi de orada yaşadım" diyen heybetli Çukurovalı! O bir anlatıcı. Anlattığı doğa ve insanoğlunun olağanüstü buluşması, Anadolu'nun anaç, sırlarla dolu coğrafyası, sıradan ama ölümsüz kahramanlar, hoyratlık, çaresizlik, acımasızlık ve yalnızlık... Tabii ki insanı, insan yapan erdemler sevgi, umut ve barış! Hayallerin, ümitlerin yetmediği yerdeyse, duyarlı bir yurttaş ve bir düşünce adamı olarak ülkesindeki çelişkilere, yalanlara ve korkulara dair bir çift söz, haksızlığa, şiddete karşı bir çift söz...
Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ilk Türk yazar, kitapları milyonlar satan dünya vatandaşı, ödüllere boğulan bir barış adamı!..
Yaşar Kemal, İnce Memed'in ardından çokça roman yazdı, her defasında şaşırtıyor, devleşiyordu. Tabii ki romanlarının en ünlüsü İnce Memed oldu!
Türk sineması filmini yapmak isteyecek, sansür izin vermeyecekti, bu kez dünya sineması el attı, dahî sinemacılardan Peter Ustinov, Memed My Hawk, yani Şahinim Memed adıyla filmini yaptı.. Ne acı ki Türkiye'de çekim izni alamamıştı Ustinov, Yugoslavya'da çekti filmi, ancak bu kez Bakanlar Kurulu kararıyla gösterimine de izin verilmedi. İnce Memed romanı 48 dile çevrilmişti ve yayınlandığı her ülkede zirvedeydi.
Bu arada ilginçtir, İnce Memed karakteri dört cilt ve onca acılar boyunca ölmüyordu, Yaşar Kemal, "isteseydim de öldüremezdim, halkın arasında yaşaması daha büyük mutluluk" diyecekti.. Sonra, evet, sonra, video furyasının azgınlaştığı 1990'larda bir gün Yaşar Kemal'in önüne Almanya'da basılıp dağıtılan, kapağında "İnce Mehmet" yazan bir kaset geliverdi.. Türkan Şoray'ın fotoğrafıyla birlikte, Yılmaz Güney, Yılmaz Duru, Aysun Güven isimleri sıralanmıştı.. Kaseti taktı videoya, izlemeye başladı Kemal.. Film değil, bir skandaldı. Frankestein misali birkaç Yeşilçam filminden parçalar yan yana getirilmiş, adı belirtilen oyuncuların sahneleri öne çıkarılmıştı... İnce Memed değil bir ucubeydi. Seks filmleri de çoğaltıp basan porno kaset firmalarının "ince" bir kurnazlığı"ydı durum. İşte, İnce Memed, sanki o an öldürülmüştü.
Yaşar Kemal için; bir kez daha ama fazlasıyla üzüldü Yaşar Kemal, alay ediliyor gibi, şaka yapılıyor gibi eserinin pazarlama ürünü haline getirilmesine çok kırılmıştı! Dava üstüne dava açtı..Yıllar boyu çocuğu gibi koruduğu İnce Memed'e yapılan bu hoyratlığı affetmeyecekti.. Hayatı haksızlığa karşı mücadeleyle geçmiş bir yazar, emek hırsızlığıyla karşı karşıyaydı. İnce
Memed eserinin başına gelenleri, ülkesinde gördüğü sansürleri, acıları hatırladıkça daha da sinirlenmişti… Peki, dava sonucu ne mi oldu, para cezasına çarptırıldı pornocular! Üç otuz para ödeyeceklerdi ceza olarak!!! Ama şaka devam ediyordu.. Kasetçiler bu kez filmin adını İnce Mehmet vuruldu yapacaklardı.
2012, Haziran.. 1942 yılından itibaren yazıyordu Yaşar Kemal, 70 yıl geçmiş aradan, yine yazıyordu. Bu kez yazdığı roman haksızlık ve barışı anlatıyordu yine..