Sürgün için mi yangın çıkarttılar?
Şanlıurfa E Tipi Hapishanesi'nde çıkan olayların ardından incelemede bulunan CHP milletvekilleri Veli Ağbaba, Nurettin Demir ve Mehmet Şeker izlenimlerini paylaştı ve önerilerde bulundu. Milletvekillerinin görüştükleri mahkumlardan birinin çıkartılan yangına ilişkin açıklaması cezaevindeki koşulları açıklıkla ortaya koyan cinsten: "Bu hapishaneden sürgün edilip gitmek için yangın çıkarmış olabilirler!"
Kişi başı 0,83 metrekare alan
Şanlıurfa'da mahkumların cezaevini ateşe vermesinin ardından CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Muğla Milletvekili Nurettin Demir ile Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker, cezaevinde incelemelerde bulundu ve yetkililerle görüştü.
İncelemelerinde cezaevinin fiziki koşullarını tespit eden milletvekilleri, mahkumlarla konuşarak burada isyana yol açan koşulları da belirlemeye çalıştı. Milletvekillerinin cezaevindeki duruma ilişkin tespitleri şöyle:
-2008 yılında hapishanede yapılan tadilatla 3 kişilik hücreler, 6 kişilik koğuşlara çevrilmiştir. Bu koğuşların bazılarında 30 kişiye varan kalabalık insan grupları yaşamaktadır.
- Kapasitesi 276 olan hapishanede toplam 1044 kişi kalmaktadır.
- Yangın çıktığı iddia edilen C-15 Koğuşu 20.9 metrekaredir. 18 kişi kalan koğuşta kişi başına 1.16 metrekare alan düşmektedir. Tuvalet çıkıldığında bu alan 15 metrekareye düşmektedir. Bu durumda ise kullanılabilir alan kişi başına 0.83 metrekaredir.
- Şanlıurfa aşırı sıcakların sıklıkla yaşandığı bir şehirdir.Pencereler ve koğuşlar temiz hava için yeterli değildir.
- Günde 4 kez, birer saat su verilmektedir. Yazın bastıran sıcaklardan dolayı sürekli su problemleri ve kavgaları yaşanmaktadır.
- Her koğuşa 1 televizyon , 1 semaver verilmektedir. Bu sebeple koğuşlarda sık sık tartışmalar ve kavgalar yaşanmaktadır.
- Urfa hapishanesinde yaşanan sorunlar daha önce defalarca dile getirilmiştir. Hapishanede tutuklu bulunan Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan'ın bizzat kendisi cezaevlerini izleme komisyonuna ,durumun aciliyetini yazmıştır. Ayhan, 13.07.2012 tarihinde Adalet Bakanlığı'na durumu bir faksla bildirmiştir.
- Hapishanenin sorunlarıyla ilgili olarak hazırlanan bir rapor yaklaşık bir yıl önce Adalet Bakanına verilmiştir.
- 23 Temmuz 2008'de İHD ve Mazlum-Der ortak bir basın açıklama yaparak, Urfa Hapishanesinin kapatılmasını istemiştir.
-16-18 Haziran 2012 tarihlerinde çıkan olaylar birbirinin devamı niteliğindedir.
- 16 Haziran 2012 tarihinde C-15 Koğuşunda çıkan olaya kavganın neden olduğuna dair herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır.
- C -15 koğuşunda kapı arkasında herhangi bir barikat bulunmamaktaydı. Kapı arkasında yer yatakları üst üste yığılmış haldeydi. Ranzalar, yere sabit olduğu için, ranzalardan barikat kurulduğu söylentiden ibarettir. Kapı dışa açıldığı için , kapı arkasına kurulan barikatın kapının açılmasını engellemesi mümkün değildir.
- Yangın sonrası, hapishanenin yangın hortumu kısa olduğu için yangına doğrudan suyla müdahale edilememiştir.
- Olaydan, yangından sonra haberdar olunmuştur. Daha öncesinde, kavga veya gürültü duyulmamıştır.
- 16.06.2012 tarihinde yaşanan ilk olayda 13 kişi yaşamını yitirmiştir. 18.06.2012 tarihinde yaşanan isyanda yaklaşık 40 kişi yangından veya dumandan etkilenmiştir. Can kaybı yoktur, 1 kişi yoğun bakımdadır.
- 18.06.2012 tarihli İsyan esnasında komisyonumuz hapishanede bulunmaktaydı ve olaylara tanık olundu.
- İkinci olayın çıkmasının arkasından hapishane önünde toplanan kalabalığa polis tarafında aşırı güç kullanılarak panik ve endişeyi artıracak şekilde müdahale edilmiştir.
- Bazı basın yayın organlarında yer alan ve siyasi mahpusları suçlayan haberler gerçek dışı ve kasıtlıdır. Olayın muhatapları ve mağdurları adli mahpuslardır.
Mahpuslara psikolojik destek sağlanmalı
CHP milletvekilleri incelemeleri sonrasında şu önerilerde bulundu:
- Yaşanan isyan ve yangın ile ilgili bağımsız bir komisyon kurulmalı, Adalet Bakanlığı bu süreçte yer almamalıdır.
- Hapishanedeki tanıklara ve kanıtlara dokunulmamalı, yapılacak incelemelerin objektif yapılması için gerekli önlemler alınmalıdır.
- Yangın ve isyandan etkilenen mahpuslara psikolojik destek sunulmalıdır.
- Soruşturmalar tamamlandıktan sonra, Urfa Cezaevi'nde kişi başına en az 12 metrekare alan düşecek şekilde koşullar insanileştirilmelidir.
- Su ile ilgili uygulanan kısıtlama kaldırılmalıdır.
- Hapishanede anneleri ile birlikte kalmak zorunda kalan 0-6 yaş çocuklarına özel beslenme desteği sağlanmalıdır.
- İhtiyaç duyulan ve talep edilen hapishanelere klima verilmelidir.
- İhtiyaç duyulan gerekli araç gereçler temin edilmelidir.
Cezaevi Müdürü: "Koğuşta kavga yok!"
CHP heyetinin yaptığı görüşmeler ise çok ilginç bilgileri ortaya çıkardı. Hapishane Müdürü Akif Bakan, CHP'lilere hapishanede kapasite sıkıntısı olduğunu kalanların sayılarını vererek anlattı. Cezaevi Müdürü Bakan, "Koğuşta herhangi bir kavga veya geçimsizlik şikâyeti yok. Hasımların bir arada kalması gibi bir durum da söz konusu değil" dedi.
İHD ne dedi?
CHP'lilerle görüşen İnsan Hakları Derneği Şanlıurfa Şube Başkanı Cemal Baboğlu ise, şunları anlattı:
"Hapishane müdürü bölge halkına ve Urfalılara karşı önyargılıdır ve bu konuyla ilgili tarafımıza çok sayıda şikayet ulaşmıştır. Olay, hapishane idaresine ve koşullara karşı bir protesto eylemidir. Hapishane koşulları, bir insanın yaşayacağı koşullardan yoksundur ve bu yıllardır dile getirilmektedir. Canlarına tak eden inşalar eyleme başlamıştır. Eylem yapan insanların, adli olduğunu düşünürsek ve adli mahpusların nadiren eylem yaptığını da göz önüne alırsak durum daha iyi anlaşılabilir. Bu hapishanede, 2008 yılında bir tadilat yapıldı ve koğuşlar bölündü. F Tipine dönüştürülmesi hedeflenen hapishane, 3 kişilik olarak düşünüldü ancak 6 kişilik ranza konuldu."
Mahkumlardan Ayşegül Gökçe ise, ikişer kişi yattıklarını ve yazın sıcaklarda hava almakta zorlandıklarını belirtti ve koğuşlarda hırsızlığın yoğun olduğunu söyledi. Gökçe'nin bir diğer şikayeti ise, doktorun yeterli ilgiyi göstermemesi. Gökçe, "Uzaktan bakıp ilaç yazıyor. Doktora çıkmak için ise 15 gün kadar beklemek gerekiyor. Soğuk Su günde 4 kez veriliyor; Sabah 7:00-8:00, öğlen 11:00-12:00, öğlenden sonra 16:00-17:00 ve akşam 20:30-22:00. Su saatleri kısıtlı olduğu için sık sık su kavgası yaşanıyor. Tuvalet ve bulaşıkta kullanmak için kantinden su alanlar var. Sıcak su günde bir kez, 08:30-10:00 arasında yaşanıyor. Bulaşıklar tuvalette yıkanıyor. Klima yasak. Klima alıp hibe etmeyi önerdik ama kabul edilmedi. Çocuklu kadınlar var ve çocuklar için ayrı yemek yok. Islak mendil ve kolonya yasak. Çocukların temizlik ihtiyaçlarını gidermekte çok sıkıntı yaşanıyor" diye konuştu.
Uyarı ve yangını butonu yok
Mahkumların anlatımına göre, uyarı ve yangın butonu olmayan hapishanede, 22 Temmuz 2010 tarihinde de Erkan Gümüştaş, protesto amaçlı kendini yakmış.
Sürgün edilip gitmek için yaktılar
Olayın yaşandığı C-15 koğuşuyla aynı maltaya bakan C-18 koğuşunda kalan Mahmut Çelik ise CHP'lilere, şunları anlattı: "Olay başladığında mazgal açıktı. Dolayısıyla hem görüyorduk, hem de duyuyorduk. Gardiyanlar aniden "su" diye bağırdı. Hapishanenin yangın hortumunu çektiler. 10-15 metre kadar kısa geldi. Kovalarla su taşıdılar. Yangın tüpleriyle müdahale ettiler. Gardiyanlar yangını söndürmek için çok çaba harcadılar. Bu hapishaneden gönderilmek için, sürgün edilmek için yangın çıkarmış olabilirler."