Sanata "ülkenin değerlerine saygı" kriteri
Tiyatronun özelleştirilmesi tartışmalarına katıldığı "Muhafazakârın sanat manifestosu" yazısıyla tepkilere neden olan Prof. Dr. İskender Pala, CNN TÜRK'te Enver Aysever'in "Aykırı Sorular" programına katıldı. Pala, devletin para vererek, sanat ürettirmesini sanatçının özgürlüğünü elinden aldığı kanaatinde olduğunu söyledi. Pala, sanatçıların, ülkenin değerlerine saygılı olması gerektiğini ileri sürdü.
Pala, tiyatrocular ile iktidar partisinin son dönemde karşı karşıya gelişini şöyle değerlendirdi:
"Bu adına hadi bin kadar diyelim, bu bin kadar sanatçının tamamı şu andaki iktidarın, şu andaki yönetimin veyahut da kendilerine ödenek ayıran insanların taşıdığı düşünceleri taşımadıkları için tam bir protest tavır içerisinde ve tam manasıyla bir ne diyelim aykırı duruş sergilemek adına bu milletin genel kabullerini yadsımaya ve o genel kabuller üzerinde bu millete hakaret etmeye başladı. Bu sanatçılarımız bizim sanatçılarımız uzaydan gelmediler. Bu halkı küçümseseler bile o halkın içinden çıktılar. Yani Şehir Tiyatroları'ndaki, Devlet Tiyatroları'ndaki herhangi bir sanatçı benim sanatçım. Dolayısıyla bu insanların oyun oynarken yahut bir sanat üretirken hiç olmazsa kendi sistemleri içerisinde bu ülkenin değerlerine biraz saygı istiyorum hepsi bu."
Aysever'in sorusu üzerine "Kemalist değilim diyen" Prof. Dr. İskender Pala, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'ndaki görevini "Atatürk hakkında uluorta yazılmış bir şeyin yayınlanmasına karşı çıkmak Atatürk'ü savunmaktır" diye açıkladı.
Bu kurum kesinlikle Kemalist devrimlerin savunuculuğunu yapacak gibi bir amaçla kurulmuş bir kurum değil diyen Pala, şunları söyledi:
"Biz bu kurumun hâlihazır durumunda Türk kültürüne, Türk tarihine, Türk diline nasıl bir katkı sağlayacağını amaçları doğrultusunda biraz yükseltmek istiyoruz. Mustafa Kemal şiirleri derken pozitif ayrımcılıktan bahsetmeye çalışıyorum. Yani kadınları aşağılayan türküler ne kadar bu ülkede yasaklanmalıysa yahut da kenara itilmeliyse atasözleri ne kadar ayıklanmalı ve şiirlerle de Atatürk'ü karikatür haline getiren şiirleri de ayıklamak lazım. Buna hiç kimse Atatürk düşmanlığı demesin. Atatürk Kültür Merkezi ve Atatürk Araştırma Merkezi tamamen Atatürk ile ilgili her yıl yüzlerce kitap yayınlıyor. Elbette bu çalışmalarla Atatürk'ü savunuyorum. Bize bağlı olan bir kurum Atatürk üzerine doğruları bu insanlara gösteriyor, tanıtıyor. Benim doğruları savunmak gibi bir sorumluluğum var. Atatürk hakkında uluorta yazılmış bir şeyin yayınlanmasına karşı çıkmak Atatürk'ü savunmaktır."
Prof. Dr. İskender Pala programda Türkiye'nin normalleşmesi adına muhafazakâr toplum yapısında sanatın gelişmesi için gençlere şu tavsiyelerde bulundu:
"İçinde bulunduğum toplumun insanlarına çeşitli mahfillerde, çeşitli seminerlerde hep şunu söylerim. Çocuklar, biliyorum siz televizyonu günah kutusu sayan bir toplumdan geliyorsunuz, bir anlayışın içinde büyüdünüz. Biliyorum sizin anneniz babanız sizi konservatuvara gönderme konusunda tereddüt geçirecekler. 'Aaa kızımızı şimdi konservatuvar gönderirsek kayıp mı ederiz?' diye düşünecekler. Biliyorum, sizin henüz yaşadığınız toplum ve cemaat içerisinde 4x4 veyahut da işte lüks bir villa daha cazip de bir AVM daha cazip de bir opera yahut da bir tiyatro fazla da sizi ilgilendirmiyor. Kendinizi de belki aşağı görmek için de gitmiyorsunuz ama ruhunuz da da buna ilişkin fazla bir istek görmüyorum. Ama eğer bu meseleyi aşmak istiyorsak sizin her birinizin bir modern sanat dalında resimdir, heykeldir, müziğin herhangi bir enstrümanında, şan eğitimi alabilecek bir yapının içerisinde, bir televizyonun arka planında, mutfağında her türlü işler nasıl yapılıyor bunları da öğrenmeniz lazım. Birer birer bile olsa, başörtünüzle de olsa bunları mutlaka ve mutlaka öğrenin. Eğer ben bir film çevireceksem o zaman buna müzik yapacak bir çocuğum olsun. Bunun kastını oluşturacak birkaç çocuk bulunsun, bunun kostümünü ölçecek birileri mutlaka bulunsun. Bu herhangi bir çatışma için değil Türkiye'nin normalleşmesi için sizin gitmeniz gereken yoldur diyorum. Ve bu çocuklara bunu söylüyorum. Bir şey daha söyleyeyim. Özellikle muhafazakâr kesim bunu aştığı zaman Türkiye normalleşecek diyorum."