"Öleceksek adam gibi ölelim"
Başbakan Erdoğan AKP grubunda konuştu. İsrail'in gazze operasyonunu sert bir dille eleştiren Erdoğan, "Hala tribünden mi izleyeceğiz? Ya elimizle ya dilimizle müdahale edeceğiz. Öleceksek adam gibi ölelim" dedi.
İşte Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları;
- İsrail bu bölgede barışı hiçe sayarak, uluslararası hukuku ayaklar altına alarak bir halka karşı etnik temizlik uyguluyor. Filistin topraklarını adım adım işgal ediyor.
- En temel hakları elinden alınan Filistinliler son derece haklı bir biçimde işgale karşı, etnik temizlik girişimine karşı, altını çizerek söylüyorum, meşru savunma hakkını, direniş hakkını kullanıyor. Buradan tüm batıya sesleniyorum: kimse 'İsrail savunma hakkını kullanıyor' diyemez. İsrail şu anda Ortadoğu'da terör estiriyor.
- Kimse İsrail savunma hakkını kullanıyor diyemez. İsrail terör estiriyor. Ben Birleşmiş Milletler'in adaletine inanmıyorum.
- Hala tribünden mi izleyeceğiz? Ya elimizle ya dilimizle müdahale edeceğiz. Öleceksek adam gibi ölelim.
- Dünyadaki barış örgütlerine sesleniyorum: Sizin insan hakları dediğinizde aklınıza ateistler, farklı inanışta olanlar mı geliyor? Gazze'de İsmail Heniye kardeşimin kucağındaki dokuz aylık çocuk niçin sizin gündemine gelmiyor. 900 yaralı 115 ölü var, hani seziniz nerede? Niye çıkmıyorsunuz ortaya? Türkiye'de PKK'yı takip ediyorsunuz, onlar için Türkiye'yi gelip gidiyorsunuz. Gazze'de niye yoksunuz?
- İsrail er yada geç bugüne kadar şehit ettiği mazlumların hesabını verecektir.
- Bu sabah Gazze ’ye 100 sorti yaptılar. Enkaz var orada. Enkazın altında bir aileden 15 kişi kaldı. Bunlardan biri 4 yaşında bir çocuk 4 yaşındaki çocuğu katletmek meşru savunma hakkını mı kullanmaktır. Ey ABD, Batı, Çin size sesleniyorum. Güvenlik Konseyi’nin tamamının reforme edilmesinin gereğini düşünüyoruz Ambulanslar hedef almak nasıl oluyor da bir meşru savunma hakkı oluyor?
"Cumhuriyete slogan atarak sahip çıkanlardan değiliz"
- Biz Cumhuriyete slogan atarak sahip çıkanlardan değiliz. Milliyetçiliğe hamaset yaparak sahip çıkanlardan değiliz. Cumhuriyete de milliyetçiliğe de 1 yılda yapılan ihracatı, 5 saatte yapma başarısını göstererek sahip çıkıyoruz.
- Mesele, onlarca yıldır diğer partilerin, iktidarların başaramadığını AK Parti'nin başarmış olmasıdır. Yoksa kıyasımız, kuruluş aşamasındaki Cumhuriyet iktidarının performansını değerlendirmek değil. Mesele, özelikle çok partili hayata geçtiğimiz dönemden bu yana iktidara gelen partilerin bir çoğundan daha fazla hizmet ederek, yatırım yaparak, reformlar gerçekleştirerek, Türkiye Cumhuriyeti'ni nasıl daha ilerilere taşıdığımızdır. Bunu söylemeyelim mi? Bunu, Cumhuriyetle bir hesaplaşma olarak görmek, böyle lanse etmek, bu şekilde istismara dönüştürmek, kifayetsiz muhterislikten başka hiçbir şey değildir