hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    O savcılar konuştu

    O savcılar konuştu
    expand

    AKP hakkındaki kapatma davasının iddianamesini yazan isimlerden Yargıtay Savcısı Zekeriya Sevimli, Ergenekon mahkemesinin dava hazırlığında görev alan savcıların isimlerini talep etmesini değerlendirdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Cumhuriyet gazetesine konuşan Sevimli, AKP’nin “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olduğu iddiasını, Anayasa Mahkemesi’nin 10 üyesinin “tescil” ettiğini vurgulayarak, “Bir organizasyonun varlığı iddia ediliyorsa, 10 üyenin de bu varsayım gereğince (örgütsel) yapılanmanın üyesi olduklarını kabul etmek gerekir” değerlendirmesini yaptı.

    İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Yargıtay Başsavcılığı’ndan kapatma davasının hazırlığında yer alan isimleri istemesiyle ilgili olarak Zekeriya Sevimli şu değerlendirmeleri yaptı:

    Açıp Anayasayı okusunlar: Mahkemenin anayasanın 68. ve 69. maddesini (Siyasi Partilerin Uyacakları Esaslar) bildiğini kabul etmemiz gerekiyor. Bu maddeler gayet açık. Siyasi Partiler Kanunu’nun 101 ve devamı maddeleri de açık. Yetkiyi kimin kullandığını anayasa ve SPY açıkça ifade ediyor. Doğal olarak verilen görevi yapıyoruz. Gazetelerdeki açıklamaların dışında bir bilgiye vakıf olmadığımız için her an sürpriz olabilir. Yaşadığımız süreçte gördüklerimiz doğal olarak yeni sürprizlere de açık olmamızı gerektiriyor. Hukuki bir yorum yapmak zorlaşıyor bu durumda. Çünkü yaşanılan sürecin, bütün davalarla ilgili süreçlerin hukuki olduğunu söylemek çok zor. Herhalde bu da onlardan biri. Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu’nu açıp okusunlar.

    Gereken yanıtı veririz: Önce soracakları soruyu bir sorsunlar da bakalım. Ondan sonra gereken yanıtı veririz. Yapılan görev paylaşımıdır. Bırakın siyasi partiler masasının kendi içindeki bölümlenmesini, gerektiğinde hiç ilgisi olmayan masadaki (Yargıtay Başsavcılığı’ndaki görev dağılımlarını ifade ediyor) kişiye de bu konuda görev verilebilir. Özel bilgi gerektiren tarafı vardır, o arkadaş çağrılır, o konuda araştırma yapması istenir. Dolayısıyla bu kişi de yapının içinde yer almış olur. Nitekim bu belli konularda yapıldı. Siyasi Partiler masası dışından bazı arkadaşlar verilen konularda çeviriden tutun da pek çok konuda çalışma yaptı. Savcılık bir küldür (bütün). Bunun içinde kim varsa başsavcının talimatı doğrultusunda verilen görevi yapar. Bu hukukun genel prensibidir.

    Ergenekon mu hazırlattı: Şaşırtıcı bir şey ama bugüne kadar olanlar, bunlara böyle çok fazla da şaşırmamak gerektiğini gösteriyor. Ortaya bir çuval konulmuş, ne varsa bu çuvalın içine atılıyor. Herhangi bir kanıt, delil, evrensel hukukun temel ilkeleri bunlar umurlarında değil. Ben diyor, “varsayımla teorimi oluştururum, teorimi kanıtlamama da gerek yok”. İspat hakkı tersine çevriliyor. İspat yükümlülüğü suçlanan kişiye düşüyor. Böyle garip bir durum.

    Anayasa Mahkemesi üyeleri ne olacak: Anayasa Mahkemesi’nin o dönemde 11 üyesinden 10’u, “siyasi partinin (AKP) tavrı laikliğe aykırıdır” diyerek, iddiayı tescil etti. Mahkeme üyeleri uygulanacak ceza konusunda ayrılığa düştüler. Yoksa 10’a karşı 1 oyla, Anayasa Mahkemesi’nin üyeleri, (AKP’nin) laikliğe aykırı eylemlerin odağı olduğu iddiamızı kabul ettiler. Böyle bir organizasyonun varlığı iddia ediliyorsa, eğer böyle bir varsayım varsa (Ergenekon davayı açtırdı), Anayasa Mahkemesi’nin 10 üyesinin de bu varsayım gereğince (örgütsel) yapılanmanın üyesi olduklarını kabul etmek gerekir.

    Yargı-Sen Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu: Mahkemenin böyle bir karar almasını kim istedi, bu kararı hangi tarihte aldılar belirsiz. Davanın neden açıldığı sorgulanıyorsa aynı mantık anayasada ve SPY’de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yüklenen görevlerin değişikliğini yapmayan milletvekilleri de davanın açılmasına yataklık ettiler diye listelerinin istenmesini gerektirir. Söz konusu kararın hukukla yanıtlanması mümkün değil. Bu da özel görevli mahkemelerin neden tartışma konusu olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Hukukla değil, kendilerine yüklenen görevle hareket etmektedirler. Bu talep açıkca hedef göstermedir. Bundan doğacak her türlü sonuç ve sorumluluk bu talepte bulunanlara ait olacaktır. Yapılan talep hukuk dışıdır.

    Savcılar sürgün...

    İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Ergenekon davasında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılarak, AKP hakkında kapatma davasının hazırlığında yer alan savcıların sorulması gözleri bu ekibe çevirdi. 14 Mart 2008 tarihli iddianame, dönemin Yargıtay Cumhuriyet Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın imzasını taşıyordu. İddianamenin hazırlığında Yargıtay savcıları Ömer Faruk Eminağaoğlu, Mahir Kara ve Zekeriya Sevimli yer almıştı. Yalçınkaya 20 Mayıs’ta görev süresini tamamlayarak Başsavcılık görevinden ayrılmıştı. Anayasa değişikliğiyle yapısı yenilenen HSYK çıkardığı yaz kararnamesiyle Zekeriya Sevimli’yi İstanbul Üsküdar’a savcı; Kara’yı İstanbul’a savcı; Eminağaoğlu’nu da İstanbul’a hâkim olarak atadı. 12 Ağustos tarihli kararnameyle de bazı atamalar iptal edildi ve Kara Sincan Cumhuriyet Başsavcılığı’nda görevlendirildi. HSYK, Kara, Sevimli ve Eminağaoğlu’nun görev yeri değişikliklerinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Erbil’in isteği doğrultusunda yapıldığını savunmuştu.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow