"Kürtaj haktır, karar kadınların"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarıyla başlayan kürtaj tartışmasına kadınların tepkisi sürüyor. Kadınlar, 17 Haziran Pazar günü İstanbul'da yeniden biraraya gelecek ve düzenleyecekleri yürüyüşle, "Kürtaj haktır, karar kadınların" diyecekler.
"Kürtaj Haktır Karar Kadınların Platformu"nun çağrısıyla 17 Haziran Pazar günü saat 16.00'da Pangaltı'nda Metro çıkışında biraraya gelecek olan kadınlar Taksim'e yürüyecek. Platformun yürüyüşle ilgili çağrısı şöyle:
"Tüm kadınları; seslerimizi birleştirmek, 'kürtaj haktır karar kadınların' demek için buluşmaya çağırıyoruz. Çünkü kürtajın değil, kürtajın yasaklanmasının ya da süresinin kısaltılmasının cinayet olduğunu, kadınları 'merdiven altlarında' ölüme terk etmek demek olduğunu biliyoruz. Çünkü, mevcut düzenlemelerin yetersiz olduğunu söylüyor; bu düzenlemelerin genişletilmesini ve kürtaj süresinin pek çok ülkede olduğu gibi en az 12 haftaya çıkarılmasını istiyoruz. Çünkü kürtaja yol açan istenmeyen gebeliklerin çoğunun sorumluluğunun, korunmayı reddeden, doğum kontrol yöntemlerini gündemine almayan erkeklerde olduğuna dikkat çekiyor ve erkekler için doğum kontrol merkezleri oluşturulsun istiyoruz. Çünkü 'Her kürtaj bir Uludere'dir' diyen Başbakan'ın aksine, kürtaj ve sezaryenin değil, Uludere'nin cinayet olduğunu biliyoruz. Çünkü kadınlara yönelik bu son saldırının da, AKP'nin kadın düşmanı politikalarının bir parçası olduğunu biliyoruz. Ne bedenimizin, ne doğurganlığımızın; Başbakanın 'nüfus politikaları'na alet edilmesine izin vermeyeceğiz! Bedenimiz, cinselliğimiz ve doğurganlığımız; ne Başbakan, ne Bakanlar, ne Diyanet başkanları, ne de kocalar, ne babalar, ne sevgililer tarafından denetlenebilir! Yasakçı, denetçi, kadın düşmanı politikalara yol vermemek için buluşalım."
Kürtaj Haktır Karar Kadınların Platformu, kürtajın neden yasaklanmaması gerektiğini şöyle anlatıyor:
Kürtaj yasağı!
• Kürtaj bir seçim ya da tercih değil zorunluluk! Kadınların cinsel ilişkiyi reddetme haklarının olmadığı, erkeklerin gebelikten korunmada sorumluluk duymadığı, doğum kontrol hizmetlerinin yeterince yaygınlaşmadığı koşullarda kürtaj elbette bir zorunluluk. İstenmeyen gebeliklerde kürtaj yaptırıp/yaptırmama kararı kadına aittir. Olmalıdır. Kürtaj yasağı kadınlar üzerinde her türlü denetimi güçlendirmek demek.
• Kürtaj yasal süresinin 4 ya da 6 haftaya düşürülmesi kürtajın fiilen yasaklanması demek! Çünkü bu süre içinde gebeliğin fark edilmesi mümkün olmayabiliyor. Her kadın ayda bir adet görmeyebiliyor, ayrıca kadınlar her adet gecikmesini gebeliğe yormuyor. Kürtaj süresinin düşürülmesi doğurma-doğurmama kararını kadınlar yerine devletin vermesi demek.
• Kadına kadın demekten korkulan, hatta artık kadın yerine “aile” denen bir ülkede, kadınlara “tam zamanlı ev kadını olun” ya da “esnek, güvencesiz işlerde çalışarak eve ‘ek gelir’ getirin” bu arada “çocukların bakımını, kocaya hizmeti de aksatmayın” diye dayatmak demek.
• Kürtajı, kadınların seçimine değil özel işletmelere, sağlıksız koşullara ve de doktorların ‘vicdanlarına’ terk etmek demek.
Kürtaj yasaklanırsa!
• Sağlıksız koşullarda kürtaj yaptırmak zorunda kaldığı için binlerce kadın hayatını kaybedecek! Kürtaj yasaklanırsa sadece yasal kürtaj olanağı ortadan kalkacak. Dünyada yaklaşık 46 milyon kürtaj yapılıyor ve bunun yarısını illegal kürtajlar oluşturuyor; üçte ikisi ise kadınların sağlığını tehdit eden koşullarda gerçekleşiyor. Yılda 80 bin kadın sağlıksız kürtaj dolayısıyla hayatını kaybediyor. Gebeliğe bağlı ölüm oranlarında güvensiz koşullarda yapılan kürtajın etkisi ilk sırada yer alıyor. İstenmeyen gebelikleri bu yolla sonlandırmak zorunda kalacak kadınlar için kürtaj hem çok pahalı hem de ölüm riski taşıyan bir uygulama haline gelecek.
• Kürtaj karaborsası oluşacak! Kürtajın yasak olduğu tüm ülkelerde olduğu gibi yasa-dışı kürtaj yapan kişiler ve yerler ortaya çıkacak. Kürtajın yasal olarak engellendiği durumlarda ya bir kürtaj karaborsası oluşuyor ve olanağı olanlar, gizli ama yine de güvenli bir biçimde, yüksek fiyata bu “hizmeti” satın alıyor, ya da kürtajın yasak olmadığı bir ülkeye giderek ihtiyacını orada karşılıyor.
• Kadın cinayetleri ve şiddet artacak! Türkiye’de her gün 5 kadın öldürülüyor. Kadınları öldürenlerin büyük çoğunluğu en yakınlarındaki erkekler. Kürtaj yasağıyla beraber kadınlar, çocuk yapmak istemedikleri ya da daha fazla çocuk yapmak istemedikleri için şiddetle karşı karşıya gelecek. Yasa-dışı kürtaj için gerekli parayı bulmaya çalıştıkları, kürtaj yaptırabilecekleri kişileri, yerleri bulmaya çalıştıkları için öldürülme riskiyle karşı karşıya kalacaklar. Cinsel ilişki sırasında korunmak istedikleri için öldürülen kadınların olduğu Türkiye’de, kürtaj yasağı kadın katillerine yarayacak.
• Tecavüzler artacak! Türkiye’de her gün onlarca kadın tecavüze uğruyor. Üstelik kadın katilleri gibi tecavüzcülerin de büyük çoğunluğu kadınların en yakınındaki erkekler. Kürtaj yasaklanırsa, boşanmak istemeyen koca, ayrılmak istemeyen sevgili kadınlara tecavüz ederek hamile bırakmayı, kadınları ellerinde ve evde tutmak için bir silah olarak kullanacak.
• Kadınlar eve hapsolacak: Kocası, sevgilisi korunmadığı için hamile kalan ve kürtaj yaptıramayan kadınlar, istemedikleri çocukları dünyaya getirmek zorunda kalacak. Evin, ailenin ve çocukların bütün yükü omuzlarında olan kadınlar, daha fazla çocukla daha da fazla ezilecekler bu yükün altında. Çocukların bakımı yüzünden çalışamayacak, erkeğin eve getireceği paraya muhtaç olacaklar. Boşanmaları, ayrılmaları, yeni bir hayat kurmaları daha da zorlaşacak.
• Kadınlar daha da yoksullaşacak: Kürtaj yaptıramadıkları için dünyaya getirmek zorunda kaldıkları her bir çocuğun masraflarıyla kadınlar ekonomik bir cendereye girecek. Hem maddi yükleri artacak hem de çalışarak para kazanma şansları azalacak.
• Kadınlar üzerindeki erkek egemenliği güçlenerek sürecek: Kürtaj yasaklanırsa kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsizlik derinleşecek, kadınların bedenleri üzerindeki erkek denetimi de devletin denetimi de artacak.
Kürtajın yasal olması:
• Var olan kürtaj yasasının korunması demek değil. Zaten devlet kurumlarında kürtaj uygulayacak personel kalmadığından, çoğu devlet kurumunda kürtaj yapılmıyor. Kadınlar kürtaj kararını kendisi veremiyor, eş izni zorunlu kılınıyor.
• Kürtaja ulaşımın mümkün kılınması değil, güvenli kürtaja ucuz/bedava erişimin kadınlara devlet tarafından sağlanması demek.
• Devletin “Her koşulda doğurun!” buyruğu ile kadınları vatandaşlık haklarından soyup, üreme kapasitelerine indirgeyememesi demek.
Ne yapılmalı?
• Kadınlara yönelik hiçbir doğum kontrol yöntemi yüzde yüz güvenli değil iken, ve kürtaj tercih ya da seçim, kadınlar için elbette arzu edilir bir tıbbi müdahale değil iken kürtaj aşamasına gelene kadar alınabilecek her türlü önlem alınmalı, ücretsiz, sağlıklı, güvenli doğum kontrol hizmeti kadınlara olduğu kadar ve öncelikle erkekler için sağlanmalı.
• 12 haftaya kadar ücretsiz, güvenli kürtaj hizmeti devlet tarafından sağlanmalı.
• Kadınlar nüfus ve ekonomi politikalarının nesnesi, hele kuluçka makineleri olarak gören söylemler, bedenlerine, cinselliklerine, doğurganlıklarına yönelik tüm müdahaleler, kadın-erkek eşitliğini, kadınların sosyal haklarını tartışan ve zedeleyen tüm yaklaşımlar kadınlara karşı işlenen suçlar kapsamına alınmalı.
Her tür gizli-açık kadın düşmanlığının son bulacağı günlere olan umudumuzla, tüm kadınlara yasaksız, şiddetsiz, sağlıklı, güvenli, bedenleri, emekleri, kimliklerine kimsenin müdahale edemediği bir hayat diliyoruz.
Kürtaj Haktır Karar Kadınların Platformu
İletişim: kurtajhaktirkararkadinlarin@gmail.com
Facebook: http://www.facebook.com/events/427273233973668
Twitter: https://twitter.com/#!/kararkadinlarin