Kadınların şiddete uğrama sebepleri
Bir araştırmaya göre kadına şiddet uygulayanlar "şişman olmak, yemeği tuzlu yapmak, telefonu geç açmak, erkek çocuk doğuramamak, izinsiz evden çıkmak, ağlayan bebeği susturamama" bahanelerini öne sürüyor.
Konya merkezli Şefkat- Der'in, Kadın Sığınma Evi'nde kalan şiddet mağduru kadınlar üzerinde yaptığı araştırmada, kadınların şiddet görme nedenleri arasında; şişman olmak, yemeği tuzlu yapmak, telefonu geç açmak, erkek çocuk doğuramamak, izinsiz evden çıkmak, ağlayan bebeği susturamamanın bulunduğu tespit edildi.
Kendisine büyü yapıldığını ileri sürerek şiddet uygulayanların bile olduğunu söyleyen kadınlar, şiddet uygulanırken ütü, kemer, mutfak malzemesi, kül tablası, terlik, ayakkabı hatta sehpa bile kullanıldığını söyledi. Bunu daha ileriye götürüp eşlerinin yüzüne kezzap atanların bile olduğu belirtildi.
"Şiddetin bahanesi olmaz ama Türkiye'de oluyor"
Şefkat-Der Genel Başkan Yardımcısı Ayşegül Özsütçü, Kadın Sığınma Evi'nin 15 yıldır hizmet verdiğini ve şu ana kadar yaklaşık 9 bin kadının barındığını belirterek, eve sığınan kadınlarla birebir görüşüp, şiddet nedenlerini ve nasıl gerçekleştirildiğini araştırdıklarını söyledi.
Araştırmalarında ilginç sonuçlara ulaştıklarını ifade eden Özsütçü,"Şiddetin bahanesi olmaz, ama Türkiye'de oluyor. Erkekler kadınların yemeği tuzlu yapmasını, pencerenin perdesini açmasını, dışarıya izinsiz çıkmasını, şişman olmasını, telefonu geç açmasını, ağlayan çocuğu susturamamasını, erkek çocuk doğumamasını bahene ederek şiddet uyguluyor. Her zaman bir bahane buluyorlar. Kadınlar bu şiddetten dolayı hastanelik oluyor." dedi
Şiddet araçları: Ütü, kemer, kül tablası, terlik
Şiddet uygulanırken kullanılan malzemelerin de ilginç olduğuna dikkat çeken Ayşe Özsütçü, "Erkekler şiddet uygularken her türlü malzemeyi kullanıyorlar. Örneğin ütü, kemer, mutfak malzemesi, kül tablası, terlik, ayakkabı, hatta sehpa bile kullanıyorlar. Bunu daha ileriye götürüp eşlerinin yüzüne kezzap, porçöz atanlar dahi var. Fiziksel şiddet genelde küfür eşliğinde yapılıyor. Elle, yumrukla, tekmeyle, sopayla, süpürge sapıyla, küfürler savrularak, yüze, göze, kafaya, göğüse, sırta, dize vurarak şiddeti gerçekleştiriyor. Hatta saçlarından sürüklüyor, boğazını sıkıyor ve kaynar su, çay suyu, kahve suyu fırlatarak yakıyor. Yanan sigarayı çıplak vücut üzerinde söndürenler ve kadının vücuduna jiletle çizikler atanlar bile var." diye konuştu.
"Merdivenden düştüm, kapı çarptı"
Birçok kadının gördüğü şiddeti gizlediğini ifade eden Öszütçü, "Savcılığa, polis ve jandarmaya şikayet etmiyorlar. Şiddet neticesinde hastaneye gitmesi gerekse bile, eşinden gördüğü şiddeti gizlemeye çalışıyor. Merdivenden düştüğünü, kapının çarptığını, kendi kendini kestiğini belirterek yalan söylüyorlar." dedi.