İktidardaki ideoloji: Homojen bir ulus yaratma
Kevorkian'ın kitabında olan biten her şeyin düğümünü çözen kritik önemdeki bölüm, Jön Türklerin ideolojisinin ve bu ideolojinin oluşumunun anlatıldığı bölüm. Her zaman şüphe duydukları Ermenilerin bir iç düşmana dönüştürülmesinin ve yok edilmelerinin kararlaştırılmasının ardında, yazara göre, dağılmakta olan imparatorlukta homojen bir ulus yaratma projesi yatmaktadır.
"Topraklarımızda tek millet, tek dil"
"Ermeni, Makedon, Arnavut devrimcilerle kurdukları yakın temas, Jön Türklerin bir Türk ulusu kurma projelerini başlatan faktör olabilir" diyen Kevorkian, İttihatçıların ulaşmak istedikleri moderniteyi, "Türk milleti yaratmak" olarak algıladıkları için, diğer gruplara hükmetmek istemediklerini, onların varlıklarını reddettiklerini ve asimilasyoncu bir anlayışı benimsediklerini anlatıyor. İttihatçıların ideologlarının "Topraklarımızda sadece tek millet ve tek dil olmalıdır" gibi sözlerini anlatan fikri oluşum serüvenine yer veren Kevorkian, Ziya Gökalp'in programında hayati hususun, Osmanlı kozmopolitliğinin bastırılması olduğunu belirtiyor. Kevorkian, Şükrü Hanioğlu'nun, "İttihatçılar kendilerini kurtarıcılar olarak görüyordu. Bu nedenle Anayasadaki sözleşmenin kendilerini bağladığını düşünmezler" tespitini de paylaşıyor.
İttihat Terakki, Birinci Dünya Savaşı'nı fırsat olarak görür
Kevorkian, Pantürkist bir ideolojiye sahip olan İttihatçıların, Ermeniler ile Kafkasya'daki Müslümanların mübadelesini düşündüğünü belirtir. Bu nedenle de Birinci Dünya Savaşı'nı bu amaçlarını gerçekleştirmenin bir fırsatı olarak görürler. Teşkilat-ı Mahsusa'da görevli subay Arif Cemil'in anlattıkları da bunu doğrular. İttihat Terakki Cemiyeti Merkez Komitesi, Birinci Dünya Savaşı'nı, Rusya Türkleriyle Türkiye Türklerini birleştirme fırsatı olarak görür ancak 1914-1915 kış seferleri Kafkasya'da başarısız olunca, Teşkilat-ı Mahsusa'nın operasyonları geçersiz hale gelir ve projenin dışlama ayağı devreye girer.