hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Hüseyin Aygün şikayetçi oldu

    Hüseyin Aygün şikayetçi oldu
    expand

    CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, kaçırılmasına ilişkin soruşturma kapsamında savcıya "müşteki" sıfatıyla verdiği ifadede, "İki gün boyunca beni silah zoruyla kaçırıp alıkoyan, özgürlük ve güvenliğime tehdit oluşturan PKK mensuplarından davacı ve şikayetçiyim" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, kaçırılmasına ilişkin soruşturma kapsamında "müşteki" sıfatıyla ifade verdiği Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan ayrıldı.

    Parti çalışmaları yaptığı Ovacık ilçesinden 12 Ağustos Pazar günü akşam saatlerinde Tunceli'ye dönerken teröristlerce kaçırılan ve 48 saat sonra serbest bırakılan milletvekili Aygün, Tunceli Adliye Sarayı'na gelerek Cumhuriyet Savcısı Osman Altınkaya'ya ifade verdi.

    Yaklaşık 3 saat süren ifadesinin ardından Aygün, gazetecilerin görüntü almaması için adliyenin arka kapısından çıktı. 4 sayfalık ifade veren Aygün, otomobile binerek adliyeden ayrıldı.

    Aygün'e, ifade işlemleri sırasında avukatı Cihan Söylemez eşlik etti.

    Savcılıkta kendisine gösterilen albümdeki terörist fotoğraflarını inceleyen ve kendisini kaçıran teröristleri teşhis etmeye çalışan Aygün, ifadesinde şunları söyledi: "Bana gösterilen albümde bulunan fotoğrafları tek tek inceledim. Bu fotoğraflar içerisinden 11. sırada bulunan kişiyi, 'Azad' kod adlı PKK'lıya benzettim. Ancak tam ve net bir biçimde teşhis ettiğimi söyleyemem. 132'nci sırada bulunan kişinin beni kaçıran PKK'lılar içerisinde yer almadığını kesin bir biçimde söyleyebilirim. İki gün boyunca beni silah zoruyla kaçırıp alıkoyan, özgürlük ve güvenliğime tehdit oluşturan PKK mensuplarından davacı ve şikayetçiyim."

    "Seçmenlerle bir araya geldim"

    Aygün, Cumhuriyet Savcısı Osman Altınkaya'ya verdiği ifadede, olay günü, Ovacık ilçesinde seçmenleriyle bir araya geldiğini belirtti.

    Daha önceden Ovacık ilçesine gelişinde şüpheli herhangi bir duruma rastlamadığını anlatan Aygün, savcıya şunları söyledi: "Fakat Ovacık ilçesinde özellikle kahvehanede seçmenlerimle görüştüğüm sırada bazı şeylerin ters gittiğini hissettim. Şöyle ki; kahvehanede bulunduğum sırada seçmenim olan şu anda ismini ve fiziki özelliklerini hatırlayamadığım bir kişi gelerek önüme birkaç tane bildiri bıraktı. Bırakılan bu bildirinin başlığı, 'Yurtsever Ovacık halkına' şeklindeydi. İçeriğinde de Ovacık ilçesinde 'devletle
    işbirliği yapan' bazı kimseleri sürgün ettiklerini, ayrıca AKP ve CHP'de siyaset yapan kişilerin buna son vermesi gerektiği yazılıydı. Bu bildiriyi benim önüme koyan şahıs, beni tehdit etmek amacıyla değil halka Ovacık ilçesinde bir baskı olduğunu ve bir milletvekili olarak buna nasıl bir çözüm bulabileceğimi sormak için getirmişti. Ama dediğim gibi bu kişiyi şu an hatırlayamıyorum"

    Ovacık'tan Tunceli istikametine saat 18.15 sıralarında hareket ettikten yaklaşık 5 dakika sonra Beşevler bölgesinde bulunan köprünün yakınındaki virajda, bir kişinin canı pahasına aracın önüne atladığını belirten Aygün, "Hatta 'durun durun' diye bağırdı. Fakat kendimizi tehlikeye atmamak adına yola devam ettik. Bu şahsın giyimi sivildi ve gördüğüm kadarıyla üzerinde silah da yoktu. Önümüze bu şahıs atladıktan sonra danışmanlarımla bu duruma çok şaşırdık" dedi.

    "Bazı şeylerin ters gittiğinin farkına vardım

    Birkaç dakika sonra aynı güzergahta olan beyaz renkli 3 kapalı kasa kamyonetten birinin kendilerini takip ettiğini anlatan Aygün, şöyle konuştu: "Bu araçlardan yalnızca bir tanesi bizim aracımızı sürekli geçmeye çalışıyordu. Bu noktada bazı şeylerin ters gittiğini ve tarafıma yönelik bir eylem planlanmış olabileceğini düşündüm. Hatta bunu yanımda bulunan arkadaşlarımla da paylaştım. Bu durum hakkında herhangi bir kolluk kuvvetine
    bildirimde bulunmadım. Zaten takip edildiğimi anladığım noktadan sonra telefonum da çekmiyordu.

    Takip eden araç bizi solladıktan yaklaşık 15 dakika sonra Yoncalı yol ayrımının Tunceli yönündeki keskin bir virajı dönünce sivil giyimli, 25-29 yaşlarında iki şahsın yolun ortasında durduğunu gördüm. Aracı mecburen durdurmak zorunda kaldık ve silahlarını bize doğrultarak hemen araçtan inmemizi söylediler. Araçtan yalnızca ben indim. 'Kimsiniz, ne yapmak istiyorsunuz?' şeklinde sorduktan sonra kod adının 'Azad' olduğunu sonradan öğrendiğim kişi 'Biz PKK'lıyız, sizi almaya geldik' dedi.

    Ben de kendilerine, kendilerinin PKK'lı olduğunu bilemeyeceğimi, bu yaptıkları işin suç olduğunu, yanlış olduğunu ve gelmek istemediğimi, kendileriyle birlikte gitmeyeceğimi söyledikten sonra 'Azad' kod isimli kişi kendilerinin bir kimliği olmadığını, PKK'lı olduklarını ve zorluk çıkarmadan arabaya binmemizi istedi. Kadir Merkit'e silah doğrultunca yanımda bulunan arkadaşların can güvenliğini sağlamak adına çok fazla bir direnişte bulunamadım."

    "Gitmeme konusunda mücadele ettim"

    Akabinde hep birlikte kendi araçlarına bindiklerini aktaran Aygün, şunları anlattı: "Bu sırada yanımızdan araçlar geçiyordu, fakat bunların hiçbirisinin plakasını ve modelini hatırlamıyorum. Araca bindikten sonra araç içerisinde tartışmaya devam ettik. Kendileriyle gitmeme noktasında mücadele ettim. Çünkü beni kaçırarak büyük bir eylem hazırlığı içerisinde olduklarını anlamıştım. Bu sırada saat tahmini olarak 19.00 sıralarıydı. Beni araçtan silah zoruyla indirdikten sonra danışmanım Deniz'in gömleğini giydirdiler ve hiç durmadan Tunceli istikametine gitmeleri gerektiğini söylediler. Araç hareket ettikten
    sonra yanımda bulunan iki PKK'lı ile yaklaşık 10 metre Ovacık istikametine yürüdüğümüzde plakasını alamadığım bir aracın yolun kenarında beklediğini gördüm.

    Araç içerisinde hiç kimse bulunmuyordu. Yolumuzun kesildiği noktaya gelirken yol kenarında bu aracı da görmedim. İki PKK'lı şahıs ile birlikte Ovacık yönüne gittikten sonra Beşevler'deki tahta köprüden karşıya geçtik. Araç içerisinde bulunan PKK'lı şahıslardan bir tanesinin Ovacık ilçesinden çıktıktan sonra aracın önüne atlayan şahıs olduğunu anladım fakat net bir biçimde bu iki şahsın da aynı kişi olduğunu söylemem mümkün değil. Tahta köprüden geçtikten sonra bahçede çalışan insanları da görüyorduk hatta tam bilmemekle birlikte Konaklar civarından geçerek Hozat yönüne devam ettik. Araç normal hızla ilerlemekteydi. 10 dakika kadar araçla ilerledik. Yolun tamamen bozulmasından sonra yürüyerek yine yola devam ettik. Bir vadiye girdik. Vadiye gelinceye kadar da çarpıcı özelliği olan herhangi bir yer ya da belirli bir nokta görmedim."

    Ellerinde kaleşnikof silah ile 1'er tabanca bulunduğunu belirttiği teröristlerle konuştuğunu ve kendilerine yaptıklarının yanlış olduğunu izah etmeye çalıştığını anlatan Aygün, eşkallerine ilişkin bilgiler de verdiği teröristlerle dere yatağında bulunan bir ceviz ağacının altında bir süre oturduklarını ifade etti.

    "Azad" kod adlı teröristin erzak getireceğini söyleyerek yanlarından ayrıldığını belirten Aygün, "Yanımda bulunan 'Brüsk' kod adlı PKK'lı sabaha kadar uyudu. Bu esnada silahı da yanındaydı. Ben hiç uyumadım" dedi.

    Sabah saatlerinde havanın soğuk olması nedeniyle bulundukları yerden ayrılarak tepeye doğru tırmandıklarını anlatan Aygün, şöyle devam etti: "Saat 11.00 sıralarında Azad, yanında erzak getirerek hep birlikte kahvaltı yaptık. Bu sırada 'Azad' kod adlı terörist, 'Brüsk' kod adlı teröriste noktada kimsenin bulunmadığını ve noktadan ayrıldıklarını söyledi. Brüsk de dert etmemesini söyledi."

    Eylem talimatı "Seyithan" kod adlı teröristten

    Milletvekili Aygün, 14 Ağustos'ta sabaha karşı 4 teröristin daha bulundukları yere geldiğini, birbirleriyle çok fazla konuşan bu 4 kişiden birinin 17 yaşlarında olduğunu belirtti.

    Bu teröristlerin eşkalleri hakkında bilgiler veren Aygün, "Brüsk" kod adlı teröristin üniversite terk olduğunu da öğrendiğini söyledi.

    Aygün, şunları söyledi: "Kürt sorununun çözümü noktasında bağımsız bir şekilde hareket ettiğim takdirde daha mutlu olacaklarını söylediler. Dağlarda kalmak istemediklerini, normal hayatlarına dönmek istediklerini belirttiler. Bu eylemin tamamen propaganda amaçlı olduğunu ve bunu Dersim sorumlusu Seyithan'ın talimatıyla yaptıklarını ve beni ana karargahta Seyithan kod adlı teröristin yanına götüreceklerini söylediler"

    "Kandil'e götürülebileceğimi de düşünüyordum"

    Teröristlerin kendi aralarında konuşurken "Bahoz Erdal"la görüştüklerini ifade eden Aygün, "Bahoz'un, benim hiçbir şekilde zarar görmemem gerektiği talimatını verdiğini duydum" dedi.

    Sonra tepeye doğru yürüdüklerini ve stabilize bir yola ulaştıklarını anlatan Aygün, teröristlerin daha sonra yolu tarif ederek kendisini serbest bıraktığını, teröristlerin nereye gittiğini bilmediğini söyledi.

    Bırakıldıktan sonra 2 saat yürüdüğünü ifade eden milletvekili Hüseyin Aygün, kendisini tanıyan bir vatandaşın aracına aldığını, Tunceli karayolu üzerindeki tahta köprüde bu araçtan indiğini, yoldan geçen bir pikapla da Torunoba Jandarma Karakolu'na gittiğini belirtti.

    Aygün, "Anladığım kadarıyla Seyithan'ın talimatıyla siyasi propaganda maksadıyla kaçırıldığımı düşünüyorum. Hatta Bahoz ile irtibat kurulmasaydı, Seyithan ile görüştürüldükten sonra Kandil'e götürülebileceğimi de düşünüyordum. Fakat kaçırılmam üzerine oluşan tepkiler nedeniyle örgütün geri adım atmak zorunda kaldığını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

    Bahoz Erdal'la görüşen teröristlerin ellerinde telsiz veya cep telefonu görmediğini de aktaran Aygün, teröristlerden birinin zaman zaman yanlarından ayrılarak Bahoz'la görüştüğünü tahmin ettiğini belirtti.

    Milletvekili Aygün'ün kaçırıldığı gün başlatılan soruşturma kapsamında, Aygün'ün alıkonulmadan önce yanında bulunan Kadir Merkit ve Deniz Tunç'un ifadeleri alınmıştı.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow