"Hep sonradan gelir aklım başıma’"

Müziğiyle milyonların kalbine giren Ahmet Kaya, bugün 15. ölüm yıldönümünde anılıyor. Ahmet Kaya, belki de pek çok genç için bir değişimin, dönüşümün müzikal sembolüydü. CNN TÜRK editörlerinden Kerem Şenel de, belki de o gençlerden biri olarak Ahmet Kaya'yla tanıştığı günü anlattı.
12-13 yaşlarında olmalıyım. Akşam erkenden yatmışım, sabah okul var. Birden annem odaya girdi. "Oğlum kalk, misafir geldi. Bir merhaba de, seni merak etmiş’’ dedi. Ben o günlerde arkadaşlarla sürekli okulu "kırıyorum’’. Birden okulu seveceğim tuttu, "Sabah erken kalkacağım anne, yorgunum, bu saatte kim gelmiş’’ diye sordum. "Bir müzisyen’’ dedi, "arkadaşlarıyla kahve içmeye uğradı’’.
Yarım saat nazlandıktan sonra, istemeye istemeye, pijamalarımı çekiştire çekiştire salona doğru ilerledim. Köşeyi dönerken ilk dikkatimi çeken sehpanın üzerindeki rakı kadehi oldu, "E hani kahveye gelmişlerdi?…" Yüksek desibelde konuşan kalabalık grup, ben salona "teşrif" edince birden sustu. Salonda ıssız bir sessizlik oldu. Annem bana, "İşte Ahmet Abin, git hoş geldin de’’ dedi… Son derece sıkılgan, istemeden, oflaya poflaya gittim koltukta oturan adamı sakallı iki yanağından öptüm. "Uyandırdık seni iki gözüm’’ dedi. "Uyumuyordum, hoşgeldiniz’’ dedim. Sonrasını hatırlamıyorum. Herhalde yarım saat sonra izin isteyip yatağa geri dönmüşümdür. Onlar da gece yarısına doğru kalıp gitmişlerdir.
Aradan birkaç yıl geçti. Ben lise sona geçtim. Sınıfta bir arkadaşım walkman’iyle sürekli bir albümü dinliyor. Bir gün kaseti bana da verdi. Ben evde önce sessizce, sonra bangır bangır o kaseti dinlemeye başladım. "Adı Bahtiyar’’ diyor, "Birazdan Kudurur Deniz’’ diyor. Ama en çok "İyimser Bir Gül’’ diyor. Çünkü ben en çok o şarkıyı başa sarıp tekrar tekrar dinliyorum. ‘’Uyandım seni düşündüm birden bire duvar birden bire gece yarısı’’… Cezaevindeki özlemi anlatan bir şarkı, bana ödevlerimi yaparken eşlik ediyor. Odanın kapısını kapatınca da zaten her yer "dört duvar’’.
Bir akşam o kapı açıldı. İçeri annem girdi. "Sen bu Ahmet Kaya’ya fazla sardın’’ dedi. ‘’Evet, bütün albümlerini alacağım’’ dedim. "Bu eve geldiğinde de keşke aynı ilgiyi gösterseydin’’ dedi, o geceyi hatırlattı. Ben şok! Yıllar önce eve gelen, benim zorla "merhaba’’ dediğim, O’nun "Uyandırdık seni iki gözüm’’ dediği adamı ben yıllar sonra keşfetmişim.
Yıllar içinde pek çok albümünü aldım. Bir ara yurtdışına okumaya gittiğimde kaldığım yurttaki İtalyan oda arkadaşıma bile aylarca dinlettim. Çocuk, "Kafama sıkaaar giderim’’ diye bağırıyordu yurt odasında. Ama ben en çok sevdiğim şarkısını birkaç hafta önce çok sevdiğim birisi sayesinde keşfettim: "Hep sonradan’’…
Sanırım benim de aklım başıma hep sonradan geliyordu. Bugün ölüm yıldönümü, o şarkının sözlerini hatırladım…
"Ne sen yorgun ne de ben yorgun, kederli bir akşam içmişiz sarhoşuz hepsi bu’’…
"Kimbilir’’ dedim, belki de bize geldiği o akşam yazmıştır bu dizeleri...