"Hayata Dönen" yok!

Hayata Dönen yok
expand

Türkiye'de 11 yıl önce bugün "Hayata Dönüş" adlı operasyon gerçekleştirildi. Hedef, F tipi cezaevlerine karşı ölüm orucu eylemindekileri "hayata döndürmekti!" Operasyonda, 30 mahkum öldürüldü. 10 yıl sonra başlayan yargılamada, o dönem medyada yer alanların çoğunun gerçek olmadığı ortaya çıktı.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Türkiye, 19 Aralık 2000 sabahına, 20 ayrı cezaevine yönelik bir operasyonla uyandı. "Ölüm oruçlarını engellemek adına" yapılan bu operasyonda 30 tutuklu ve hükümlü ile iki asker öldü, 300 civarında tutuklu ve hükümlü yaralandı ve sakat kaldı.

Operasyonun ardından 11 yıl geçti, ancak "adalet" gelmedi. Müdahaleden sonra açılan 10 kadar davadan ikisi mahkûmların aleyhine sonuçlandı. Dördü zamanaşımından bitti; tutuklular ve jandarmaların birlikte yargılandığı bazı davalar ise karşılıklı beraatla sonuçlandı. Elde 10 yıl sonra açılabilen "Bayrampaşa" ve yedi yıldır devam eden "Ümraniye" davaları kaldı. Bu davalarda da sadece, çoktan terhis olmuş erler sanık yapıldı; hiçbir subay hâkim karşısına çıkmadı. Bayrampaşa'da jandarma, sorumlu olarak, çatışmada şehit olan bir askeri gösterdi; Ümraniye Davası'nda geçen yedi yıl boyunca 267 sanık jandarmadan yalnızca 94'ünün ifadesi alınabildi. Subaylar yargılanmadıkları gibi önce mahkemeler, sonra savcılıklar oyalandı. Sonuçta adalet, "Hayata Dönüş Davası"nda, hâlâ hayata dönemedi.

Bayrampaşa Cezaevi: Operasyonda 12 tutuklu yanarak veya kurşunla öldü ve 55'i de yaralandı. İlk dava, 167 tutuklu ve hükümlüye "devlet malına zarar vermek ve idareye karşı ayaklanmak" iddiasıyla Eyüp. 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açıldı. 2008'de zamanaşımıyla düştü. Jandarmalar aleyhine tutuklu ve hükümlülerin sevki sırasında kötü muamele gördüklerine ilişkin soruşturma da zamanaşımından ortadan kalktı. Operasyonda ölümleri konu alan soruşturma ise 10 yıl sürdü. Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı (JKÖAK) uzun süre savcılığa istediği bilgileri vermedi. Altı yıl sonraysa biri beş yıl önce şehit olmuş, diğeri dört yıl önce TSK'dan çıkarılmış iki astsubayı sorumlu gösterdi. Böyle olunca hiçbir JKÖAK üyesine dava açılamadı. Bu konuda şu an sadece bir kısmı operasyona bile katılmayan erler yargılanıyor.

Ümraniye Cezaevi: Operasyonda bir jandarma eri ve yedi tutuklu öldü. İlk dava ısyan ve kamu malına zarar verme' iddiasıyla 399 tutuklu ve hükümlü aleyhine açıldı. Tutuklu ve hükümlüler bir kez daha tutuklandı. 2004'te er Nurettin Kurt'un kinetik enerji içeren bir silahla vurulduğunun anlaşılması üzerine 267 jandarma aleyhine 'faili belli olmayan şekilde adam öldürme, ölüme sebebiyet verme, yaralama ve kötü muamele' iddiasıyla Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Dosyaya gelen evrakla, Ümraniye Cezaevi'ne yönelik operasyonun 'Bora' ve 'Atmaca' isimlerini taşıdığı ortaya çıktı. Yedi yıl içinde bu erlerden yalnızca 94'ünün dinlenebildiği, kalan 173'üne hiç ulaşılmadığı anlaşıldı. Bu yargılama hızıyla, 15 yıl sonra ancak tüm sanıkların dinlenmesi mümkün olabilecekti. Öte yandan, Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılamada, savcılık tutukluların beraat etmesi yönünde mütalaa verdi. Son duruşma Şubat 2012'de. Jandarmaların yargılanmasına ilişkin dava ise sürüyor.

Çanakkale E Tipi Cezaevi: Çanakkale E-Tipi Cezaevi'ne yönelik müdahalede bir jandarma er ve dört tutuklu yaşamını yitirdi. Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesi'nde son duruşması 16 Eylül 2008'de görülen yargılamada; Sultan Sarı, Fahri Sarı ve İlker Babacan adlı hükümlüleri öldürdükleri iddiasıyla yargılanan 563 güvenlik görevlisi hakkında "bu suçları işlediklerine dair mahkûmiyetlerine yeter, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediği" gerekçesiyle beraat kararı verildi. Yine aynı duruşmada, er Mustafa Mutlu'yu öldürdükleri, yanarak ölen hükümlü Fidan Kalşen'i intihara azmettirdikleri, ruhsatsız patlayıcı imal ettikleri ve bulundurdukları, cezaevi idaresine karşı silahlı isyan gerçekleştirdikleri iddiasıyla yargılanan 154 hükümlü de beraat etti. Biri asker, dört tutuklunun öldüğü müdahalede kimse "suçlu" bulunamamıştı! Dosya, AİHM'de.

İki yerde ceza çıktı

Bursa Cezaevi: 109 tutuklu ve hükümlüye "isyan ve kendi arkadaşlarını intihara sürükledikleri" iddiasıyla Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan dava beraatla sonuçlandı.

Adana Ceyhan Cezaevi: "İsyan" iddiasıyla 92 tutuklu ve hükümlüye, kötü muamele iddiasıyla da askerlere dava açıldı. İki taraf da beraat etti. Dosya, Yargıtay'da.

Malatya Cezaevi: "İsyan" iddiasıyla 59 tutuklu ve hükümlü hakkında dava açıldı. Mahkûmlara ikişer yıl hapis cezası verildi. Dosya, Yargıtay'da.

Uşak Cezaevi: 56 tutuklu ve hükümlü aleyhine 'isyan' ve 'memura mukavemet' nedeniyle hapis cezası verildi. Dosya, Yargıtay'da.

Çankırı Cezaevi: Yine tutuklu ve hükümlülere "devlet malına zarar ve isyan" iddiasıyla Çankırı Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan dava zamanaşımından düştü.

Rakamlarla "Hayata Dönüş"

20 cezaevine düzenlenen operasyonda kullanılan gaz bombası sayısı: 30 bin
Operasyona katılan askeri bölük sayısı. 40
Katliamı protesto ettiği için gözaltına alınan kişi sayısı. 2145

Bayrampaşa Cezaevi önünde protesto

Öte yandan, "Hayata Dönüş Operasyonu"nda ölen tutuklu ve hükümlüler operasyonun 11'inci yılında eski Bayrampaşa Cezaevi önünde anıldı.

Sağmalcılar Metro İstasyonu önünde toplanan Tecrite Karşı Mücalede Platformu (TKMP) üyesi yaklaşık 150 kişi, saat 11.30'da, üzerinde operasyonda ölenlerin fotoğrafının bulunduğu "19-22 Aralık şehitleri ölümsüzdür" yazılı afiş açarak eski Bayrampaşa Cezaevi önüne doğru yürüyüşe geçti.

Ellerinde "19 Aralık katliamının sorumlusu devlettir", "Katiller hesap verecek", "19 Aralık katliamını unutmadık, unutturmayacağız" yazılı pankart ve dövizler taşıyan grup, yürüyüş boyunca "Bedel ödedik bedel ödeteceğiz'', "Katiller hesap verecek'' ve "Tecrit'e son" sloganları attı.

Cezaevi önünde ölenlerin anısına saygı duruşunda bulunan grup adına konuşma yapan Veysel Şahin, cezaevinde operasyon kararı alan askeri ve siyasi sorumluların cezalandırılmasını istedi. Şahin, "19-22 Aralık katliam saldırısının amacı, devrimci tutsakları teslim almak ve tüm halkı esaret ve korku imparatorluğu altına almaktı. 19-22 Aralık günleri ülkemiz hapishanelerinde ABD ve AB'nin açık yönlendirmesi ile iş birlikçi uşak T.C'nin emperyalizmin politikalarını hayata geçirme noktasındaki isteği birleşmiş ve tarihin en büyük hapishane katliamlarından birisi yapılmıştır. Bu katliamın sorumlusu başta emperyalist katiller sürüsü ile TC devletidir" dedi.

Anmaya katılarak gruba destek veren Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise şunları söyledi:

"Dönemin bütün suçluları açık, aleni ve resmi olarak belli iken, 30 tane fakir fukara, garip gureba askere ihale edilmek isteniyor. Dönemin askeri ve siyasi sorumluları, dönemde yapılan zalimlikler, bugün artık çuvala sığmayacak bir mızrak niteliğine gelmiştir. Bizzat operasyona katılan bir asker, jandarmanın envanterinde bulunmayan gaz bombaları kullanıldığını söylemiştir. Yine bu asker yanarak dışarı çıkan mahkumların üzerine benzinle ıslatılmış battaniyeler atıldığını itiraf etmiştir. İnsanların vicdanı da bunu tarihe gömmek isteyenleri unutturmak isteyenleri affetmemiştir ve affetmeyecektir.''

Konuşmaların ardından operasyonlar sırasında cezaevinde yaşananlar ve sonrasında yetkililerin olayların basına izah edilişi, İdil Tiyatro Atölyesi oyuncuları tarafından hicvedildi. Hayata Dönüş Operasyonu'nda hayatını kaybeden 28 tutuklu ve hükümlü anısına eski Bayrampaşa Cezaevi önüne karanfiller bırakan grup, anma töreninin ardından sessizce dağıldı.

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow