hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'ndan basın özgürlüğü açıklaması

    Gazeteciler ve Yazarlar Vakfından basın özgürlüğü açıklaması
    expand

    Fethullah Gülen'in Onursal Başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'ndan yapılan yazılı açıklamada, basın özgürlüğüyle bağdaşmayan gelişmelerle Türkiye'nin imajının zedelendiği belirtildi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ergenekon, KCK, Odatv, Devrimci Karargah gibi davalarda gazetecilerin "örgüt üyeliği" ile suçlanması ve tutuklanmasıyla Türkiye'de birkaç yıldır gündemin baş sıralarına oturan basın özgürlüğü tartışmasına ilişkin Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'ndan açıklama geldi. Çeşitli uluslararası kuruluşların, Türkiye'nin "dünyada hapishanelerinde en çok gazeteci bulunan ülke" olduğuna ilişkin yayınladığı raporlarla süren basın özgürlüğü konusunda vakıftan yapılan yazılı açıklamada, basın özgürlüğüyle bağdaşmayan gelişmelerle Türkiye'nin imajının zedelendiği belirtildi. Açıklamada, "Basın özgürlüğünün gerçekleşmesi, başta siyaset ve medya olmak üzere sorumlu tarafların demokratik duruşuna bağlıdır" denildi.

    Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'ndan yapılan açıklamada, ifade ve basın özgürlüğünün vazgeçilmez temel hak olduğu ve Evrensel İnsan Hakları Beyyannamesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin de esaslarından olduğu belirtildi.

    Şiddet, nefret suçu ve hakaret kapsamına girmeyen "marjinal ve aykırı fikirlerin" uluslararası normlara göre dile getirilebilmesinin demokrasinin gereği olduğu belirtilen açıklamada, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden örnek verilerek, "Basın özgürlüğünü kısıtlayan siyasi baskı, ticari ilişkiler, otosansür gibi her türlü pratik demokrasiye aykırıdır, tasvip edilemez" denildi.

    "Medya sahiplerinin ticari faaliyetleri ve devlet ile olan ilişkileri basın özgürlüğünü kısıtlayıcı bir niteliğe sahip olmamalıdır" ifadelerine yer verilen açıklamada, şunlar belirtildi:

    - "Siyasi aktörlerin medya üzerine baskı yapmaları, medya sahiplerinin ticari çıkarlarını ön planda tutarak bu baskıyla uyumlu bir tavır içine girmeleri ya da medyatik güçlerini bir şantaj aracına dönüştürmeleri; bunların hepsi basın özgürlüğüne müdahale anlamına gelir. Gazetecilerin, bu baskıların tümü  karşısında mesleğin onurunu ve ilkelerini savunan bir duruş sergilemeleri gerekir. Basın özgürlüğünün gerçekleşmesi, başta siyaset ve medya olmak üzere sorumlu tarafların demokratik duruşuna bağlıdır."  

    - "Basın özgürlüğü demokrasiyi ortadan kaldırmaya yönelik faaliyetlere alan açamayacağı gibi, gazetecilere de hukuk karşısında dokunulmazlık sağlamaz. Ancak bu sınırlama, ifade özgürlüğü ve meslek ilkeleri çerçevesinde faaliyet gösteren gazetecilerin mağdur olmalarını önleyecek bir titizlikle hayata geçirilmelidir."

    - "Son yıllarda Türkiye'nin gerçekleştirdiği demokratikleşme çabalarının basın özgürlüğüyle bağdaşmayan gelişmelerle gölgelenmesi, uluslararası arenada Türkiye'nin imajını zedelemektedir."

    - "Türkiye'de yaşanan ifade ve basın özgürlüğü kısıtlamalarının ve oluşan sorunların ortadan kaldırılması, özgürlükçü reformların hızlandırılmasına ve hukuk mevzuatının AB normlarına göre düzenlenmesine bağlıdır. Bu çerçevede öncelikle Basın Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu evrensel hukuk ilkelerine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uygun hale getirilmelidir."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow