FXTCR'den yatırımcılara mektup
FXTCR çok talep gören ve Forex piyasasında yaşanan en son gelişmelerin ışığında kaleme alınan "Yatırımcıya Mektup" analizlerine devam ediyor.
Piyasanın olmazsa olmazı temel analizi ve oldukça popüler olan teknik analizi birleştiren yatırımcıya mektup analizleri, Forex piyasasıyla yeni tanışan yatırımcılardan uzmanlara kadar herkesin faydalanabileceği çok özel bir kaynak.
Yatırımcıya Mektup bu eşsiz yapısı sayesinde hem temel analizi kullanarak piyasada yaşanan gelişmelerin neden ve sonuçlarını açıklıyor hem de daha başarılı yatırım kararları almaları için yatırımcılara yol gösteriyor. Unutmayın! FXTCR Forexin Doğru Adresi.
Yeni Faiz İndirimleri Ufukta Göründü - NZD/USD
Yeni Zelanda Merkez Bankası Ocak ayı toplantısında politika faizini değiştirmeden yüzde 2.5 seviyesinde sabit tuttu. Hatırlanacağı gibi komşusu Avustralya'da daha önce yüzde 3.50 seviyesinde olan faiz oranı, geçtiğimiz Ekim ve Aralık aylarında gelen 25'er baz puanlık iki indirim sonrası yüzde 3'e gerilemişti.
Aşırı değerli Avustralya Doları, Avrupa ekonomisindeki sorunlar ve Çin'de uygulanan yumuşak iniş politikaları nedeniyle peş peşe faiz indirmelerine giden Avustralya'dan sonra Yeni Zelanda'nın da benzer hareketler yapmasını bekleyenler olsa da banka gidişattan gayet memnun.
Hatta son toplantı sonrası yapılan açıklamada, güçlenen iç ve dış talep sayesinde büyüme verilerinde iyileşmenin devam etmesinin beklendiği belirtildi. Ancak özellikle istihdam verileri için aynısını söylemek zor.
Ülke ekonomisinde yaşanan önemli sorunlardan biri yüksek işsizlik oranı. Uzun süre yüzde 7 sınırını zorlayan oran, geçen yılın üçüncü çeyreğinde yaptığı sert yükselişle yüzde 6.8'den yüzde 7.3'e yükseldi. Krizin başladığı dönemde yüzde 3-4 seviyelerinde olan oran böylece süreç içinde iki katı kadar tırmanmış oldu.
Bir diğer önemli ayrıntı da yüzde 7.3 işsizlik oranının en son 1999 yılında görülmüş olması. Son çeyrek verisi ise işsizlik oranının yeniden yüzde 7'nin altına gerilediğini gösterdi.
Ancak veriye daha yakından bakıldığında işsizlik oranında yaşanan bu düşüşün istihdam artışından değil, mevcut koşullardan memnun olmayan insanların iş aramaktan vazgeçmesinden kaynaklandığı anlaşılıyor.
Söylemek istediğimizi Yeni Zelanda'da kayıtlı çalışan kişi sayısını gösteren grafik çok daha iyi anlatıyor. Özellikle son dönemde yaşanan çalışan sayısındaki düşüşün ana nedeni bahsettiğimiz gibi teklif edilen maaş ve çalışma koşullarından memnun olmayan Yeni Zelandalıların iş aramaktan vazgeçmesi. Böylece ülke ekonomisinde yeni istihdam sağlanmadığı halde işsizlik oranı geriledi ve yüzde 6.9'a indi.
Bilindiği gibi ABD'de FED, genişleyici para politikasında işsizlik ve enflasyon göstergelerini hedef alarak ilerliyor. FED gibi varlık alımı yapmasa da Yeni Zelanda Merkez Bankası da faizleri düşürerek genişleyici ve ekonomiyi destekleyici önlemler aldı.
Ancak buna rağmen bankanın işsizlik oranından ve NZD'nin (Yeni Zelanda Doları) mevcut yüksek seviyesinden çekindiği artık biliniyor. Bunu Yeni Zelanda Merkez Bankası Başkanı Graeme Wheeler "NZD aşırı değerlendi. Ancak bankamız müdahale etmek içi doğru şartların oluşmasını bekliyor" sözleriyle dile getirdi.
Parasal genişleme konusunda bir merkez bankası "doğru şartlar" terimini kullanınca genelde akla enflasyonun rakamları gelir. Yeni Zelanda enflasyon oranı 2012 yılı boyunca düşerek yüzde 1 seviyesinin altına indi ve son olarak da yüzde 0.9 geldi. Bu nedenle bankanın yeni bir parasal genişleme hamlesi için önünde bir engel gözükmüyor.
NZD/USD paritesi merkez bankası başkanının söylemleri sonrası bir süre satış baskısı altında kalsa da 82.00 seviyesinin üstünde tutunmayı başardı. Bunda özellikle son dönemde düzelme eğilimine giren ve Yeni Zelanda'nın önemli bir ticaret partneri olan Çin'de ekonomide yaşanan canlanmanın etkisi var.
Ancak paritenin yüksek seviyelerde seyretmesi ülke ihracatının güçlenmesine engel oluyor. Kur savaşlarının gündeme oturduğu ve para biriminin değerinin düşmesinin arzulandığı mevcut ekonomik konjonktürde Yeni Zelanda Merkez Bankası'nın da faiz indirimleri yoluyla genişleyici para politikası uygulamaya devam etmesini bekliyoruz. Bu nedenle paritede senaryomuz satışların güçlenerek 23.6 (0,7910) ve aşağı kırılması halinde 38.2 (0.7335) fibonacci desteklerinin test edileceği yönünde.
İngiltere Zor Durumda - GBP/USD
Yaklaşık 1-1,5 ay önce piyasalar İngiltere Başbakanı Cameron'un Avrupa Birliği'ne yönelik açıklamalarıyla çalkalanmıştı. Cameron, AB'nin daha esnek ve rekabetçi olması gerektiğini belirtirken 2015 yılında yapılacak seçimlerde yeniden seçilmesi halinde ülkesinin AB içinde kalıp kalmayacağını belirleyecek yeni bir referandum düşündüğünü söylemişti.
Cameron'un adeta yaşanan krizden ve İngiltere'nin içinde bulunduğu kötü ekonomik durumdan Avrupa Birliği'ni sorumlu tuttuğu konuşmasını hayretle izledik. Çünkü burnunun ucundaki ekonomik krizi dahi görmekte zorlanan liderlerin 2-3 yıl sonrası için planlar yapması dikkatimizi çekmiş ve acaba altından ne çıkacak diye düşünmeye başlamıştık.
Konuşmanın ilk su yüzüne çıkan sebebi AB karşıtı partilerin anketlerde oy oranlarını sürekli artırıyor olmasıydı. Cameron bu açıklamayla AB karşıtı mesajlar vererek bu trendden yararlanmaya çalıştı.
Cameron'un AB hamlesinin diğer bir nedeni de Temmuz ayında görevi devredecek olan İngiltere Merkez Bankası Başkanı King'in son konuşmasında ortaya çıktı. Cameron gibi bir siyaset adamı olmayan ve salt verilerle konuşan King, ekonomide işler iyi gitmiyor, iç talep çok zayıf gibi ifadelerle durumu apaçık ortaya koydu. Hal böyle olunca acaba Cameron AB'yi gündeme taşıyarak kötü verilerden beslenen mevcut gündemi değiştirmeye mi çalışıyor sorusu akla geldi.
Aslında İngiltere ekonomisinin verilerine kısa bir bakış Merkez Bankası Başkanı King'in neden karamsar olduğunu ortaya koyuyor. Ülkedeki yüzde 7.8'lik işsizlik oranı yüzde 8.4'ten düşmüş olmasına rağmen hala çok yüksek. Dış ticaret dengesi yıllardır fazla veremiyor ve sanayi üretimi sürekli negatif bölgede.
Bu tablo karşısında akla İngiltere Merkez Bankası neden diğer merkez bankaları gibi agresif parasal genişlemeye gitmiyor sorusu gelebilir. Aslında banka varlık alım programı yoluyla elinden geldiğince genişleyici para politikası uyguluyor.
Programın hacmi kriz süreci boyunca sürekli artırılarak 375 milyar GBP'ye kadar çıkarıldı. Ancak parasal genişlemenin orta-uzun vadeli yan etkisi olan enflasyon ülkede bir türlü kontrol altına alınamadığı için banka daha fazla genişlemeye gidemiyor.
Tabloda görüldüğü gibi ülkede enflasyon bankanın hedef üst sınırı olan yüzde 3'e yakın seyrediyor. Özellikle yüksek seyreden petrol fiyatları nedeniyle enflasyonla mücadele oldukça zor. Yakın vadede de fiyatlarda bir düşüş beklenmediği için enflasyonun dizginleme ihtimali düşük. Bu şartlarda enflasyonun daha da yükselmesinden çekinen İngiltere Merkez Bankası'nın eli kolu bağlanmış durumda.
GBP/USD paritesinin günlük grafiğine baktığımızda İngiltere Merkez Bankası Başkanı King'in konuşması sonrası başlayan düşüş hareketi net olarak gözüküyor.
Öte yandan ülke ekonomisinde bozulan göstergelere kredi derecelendirme kuruluşları da tepkisiz kalmadı ve Moody's İngiltere'nin AAA olan notunu Aa1'e indirdi. Not indirimi sonrası satış hareketi ivme kazanarak 1.50 seviyesinin altına kadar sürdü.
Bu noktada teknik göstergelerin aşırı satış bölgesine geçtiğini ve yukarı yönlü sinyal verdiğini görüyoruz. Ancak ortada henüz yükseliş trendi başlatabilecek bir haber ya da hikaye yok.
Ayrıca bir diğer derecelendirme kuruluşundan daha İngiltere'ye not indirimi geleceğine dair spekülasyonlar var. Bu senaryonun gerçekleşmesi halinde paritenin 1.48 ve daha aşağıda 1.42 seviyelerine çekilmesi muhtemel. Alternatif senaryomuz ise yeni not indirimi gelmezse paritenin kalıcı bir yükseliş yapmadan yatay bir trende gireceği yönünde. Bu durumda paritenin 1.50 - 1.53 bandında dalgalanmasını bekliyoruz.
-- Tacirler Yatırım FXTCR Araştırma Yönetmeni Mustafa Gözeler