hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Eröz'den Başbuğ'a yalanlama

    Erözden Başbuğa yalanlama
    expand

    "Ergenekon" davasının tutuklu sanıklarından emekli Korgeneral Mehmet Eröz, "Sayın İlker Başbuğ'un internet andıcından haberi olmadığı şeklindeki beyanlar doğru değildir. Sayın İlker Başbuğ'a andıçla ilgili olarak defalarca bilgi verilmiştir" dedi. Başbuğ, avukatı aracılığıyla internet andıcının bir "suç belgesi"ne dönüştürülmeye çalışıldığını ifade etti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Tuncay Güney ile 2001 yılında yapılan mülakat sırasında İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'nde tahkikattan sorumlu müdür yardımcısı olan polis başmüfettişi Kemal Karademir tanık olarak dinlenildi.

    Karademir'e Güney ile yapılan 2001 yılındaki mülakattan bazı bölümler izletilerek, sorular yöneltildi.

    Mülakatın kendi odasında yapıldığını ve baş sorgucunun Ahmet İhtiyaroğlu olduğunu ifade eden Karademir, Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüzeyin Özese'nin "işkence" iddialarını hatırlatması üzerine de, Güney'e kesinlikle işkence yapılmadığını, ifadeyi kendisinin istekli şekilde verdiğini, hatta Güney'in çok istekli olmasının kendilerini şaşırttığını anlattı.

    Duruşmada, Karademir'e MİT'ten gelen CD'ler arasında yer alan Tuncay Güney'e işkence yapıldığı değerlendirilen seslerin yer aldığı ses CD'leri de dinletildi.

    Karademir'in tanık olarak dinlenilmesine ara veren mahkeme heyeti, duruşmayı yarına erteledi.

    Mehmet Eröz'ün dilekçesi

    Bu arada tutuklu sanıklardan emekli Korgeneral Mehmet Eröz, mahkemeye tahliye talebine ilişkin yazılı bir dilekçe sundu.

    Eröz, Genelkurmay Başkanı'nın (İlker Başbuğ) internet andıcından haberi olup olmadığı konusunda bazı tereddütlerin olduğunu ve konunun hala yeterince açıklığa kavuşmadığını belirterek, davanın tutuklu sanıklarından eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un da mahkemede savunma yapmadığını, hiçbir soruya yanıt vermediğini kaydetti.

    Eröz, bu nedenle kendisinin ve sanıkların "andıçla" ilgili konuyu aydınlatma olanağı bulamadıklarını ifade ederek, dava konusu internet andıcının hazırlandığı tarihte Genelkurmay Harekat Başkanı olduğunu hatırlattı.

    Genelkurmay Başkanı'nın andıçtan haberinin olmadığı, zaten imzalamadığı, konunun kendi bilgisi dışında geliştiği gibi bir görünümün ortaya çıkabileceğini vurgulayan Eröz, dilekçesinde "Bu durumda sanki Harekat Başkanı olarak ben andıcı Hasan Iğsız'ın emrine rağmen Başbuğ'a arz etmemişim ve andıçta imza ya da parafı bulunan kişilerle birlikte kendi başımıza iş yapıyormuşuz gibi bir yanlış anlam çıkabilir. Oysa gerçek bu değildir. Sayın İlker Başbuğ'un internet andıcından haberi olmadığı şeklindeki beyanlar doğru değildir. Sayın İlker Başbuğ'a andıçla ilgili olarak defalarca bilgi verilmiştir" ifadelerini kullandı.

    Dilekçesinde andıcın hazırlama sürecine ilişkin bilgi veren Eröz, çalışmalara dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Hasan Iğsız'ın emri üzerine 5 Şubat 2009 tarihinde başladıklarını ve 16 Şubat 2009 tarihinde Iğsız'a arz ettiklerini anlattı.

    Üzerinde 'Sn. K'a arz" yazan andıcın Genelkurmay 2. Başkanı'nın imza tarihinin 1 Nisan 2009 olduğunu belirten Eröz, aradan geçen 1.5 aylık süreci de "Genelkurmay 2. Başkanı andıcı bu kadar bekletmek durumunda kalmıştır. İnternet sitelerinin basında yer aldığı 4 Şubat 2009 tarihinde biz Genelkurmay Başkanımız göreve başladığında Bilgi Destek Dairesi hakkında verdiği emir doğrultusunda çalışmaktaydık" şeklinde açıkladı.

    Eröz, dilekçesinde şunları kaydetti: "İnternet andıcı konusunda yaptığımız çalışmaları Genelkurmay 2. Başkanımız Hasan Iğsız'ın kendisi Genelkurmay Başkanımıza birkaç defa arz etti ve aldığı direktifler kapsamında da bize emirler verdi. Sayın Hasan Iğsız, Genelkurmay Başkanı'na arza giderken, bizden aldığı andıcı ve takdim için hazırlamış olduğumuz bilgi kartlarını, beraberinde götürüyordu. Biz bu arzlarda yer almadık. En sonunda yanılmıyorsam 1 Nisan 2009'da Hasan Iğsız'ın emri ile sayın Genelkurmay Başkanımıza internet siteleri dahil, üzerinde çalıştığımız üç konuda (internet andıcı) brifing vererek, karar ve emirlerini aldık."

    "Andıcı zarfla imzaya gönderdik"

    Başbuğ'un andıcın eklerinde yer alan izlenen internet sitelerinin bir kısmını dinlediğini, "Ekler teferruattır. Bana arz etmeyin" dediğini, brifing sonrası iki haftaya yakın Başbuğ'a imzaya çıkamadıklarını savunan Eröz, andıcı zarf içine koyarak, Başbuğ'un sekreterine verdiklerini kaydetti.

    Eröz dilekçesinde, "Hasan Iğsız'a bilgi verip bu şekilde andıcı zarfın içine koyarak, imzaya gönderdik. İmzadan döndüğünde de Hasan Iğsız'a bilgi verdik. Sonuç olarak söylemek istediğim şudur: internet andıcı ve yeni sitelerin kurulması Sayın Genelkurmay Başkanımızdan habersiz yapılan işler değildir" ifadelerine yer verdi.

    Başbuğ'un internet andıcı ve yeni sitelerin kurulmasından haberi olmaması durumunda, 4 Kasım 2009'da ikinci ihbar mektubu ekinde yer alan internet andıcını gördüğünde kendileri hakkında işlem yapması gerektiğini belirten Eröz, bugüne kadar sadece içinde bulunduğu rütbe ve görevle ilişkili olarak emir aldığını ve emir verdiğini ifade ederek, tahliyesini istedi.

    "İnternet andıcı 'suç belgesi'ne dönüştürülmeye çalışılıyor"

    Avukatı İlkay Sezer aracılığıyla açıklama yapan İlker Başbuğ ise internet andıcının suç unsuru taşımadığını ancak bir "suç belgesi"ne dönüştürülmeye çalıştığını ifade etti. Başbuğ adına yapılan açıklamada şunlar dile getirildi:

    "1. Müvekkilimiz emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığı görevini devraldığı ilk günlerde, Bilgi Destek Dairesi’nin bir süreç içerisinde lağvedilmesi direktifini vermiştir. Bu kapsamda, kamuoyunu bilgilendirmek için, terörle mücadeleye öncelik verilerek “terör örgütleri” ve “laiklik karşıtı hareketler” dahil olmak üzere dört alanda internet faaliyetinin, Genelkurmay Karargahı içindeki diğer birimlerde yürütülmesi düşünüldü. Bilgi Destek Dairesi’nin lağvedilmesine ilişkin çalışmalar bir süre devam etmiş bu kapsamda bu daireye ait dört Bilgi Destek Taburundan iki’si öncelikle, Daire ise 11 Ağustos 2009 tarihinde lağvedilmiştir.

    2. Daha önce açıklandığı gibi;
    a. 4 Şubat 2009 tarihinde bir gazetede 30 Ağustos 2008 tarihinden önce kurulmuş ve işletilmekte olan internet siteleri isimlerinin yer alması üzerine, bu sitelerin 5651 sayılı yasadaki şekil şartlarına uygun olmadığı görülünce, bu sitelerin tüm faaliyetlerine hemen son verilmiştir.
    b. 4 Şubat 2009 tarihinden 30 Ağustos 2010 tarihine kadar olan süreçte Genelkurmay Başkanlığı’nın, resmi web sitesi hariç işletilmekte olduğu başka internet sitesi bulunmamaktadır.

    3. “İnternet Andıcı” bir suç unsuru taşımamaktadır. Ancak, varsayımlar üzerinden bu Andıca suç unsuru yüklenilmeye gayret edilmekte ve “İnternet Andıcı” adeta bir suç belgesine dönüştürülmeye çalışılmaktadır.

    Eğer söz konusu Andıç’da bir suç unsuru görülse idi, soruşturma emrinin verilmesinde de tereddüt edilmezdi."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow