hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Doğan Güreş paşa beni kurşuna dizdirirdi"

    Doğan Güreş paşa beni kurşuna dizdirirdi
    expand

    TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, gazeteci yazar Uğur Dündar'ı dinledi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    AK Parti İstanbul Milletvekili Nimet Baş'ın başkanlığında toplanan TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, gazeteci yazar Uğur Dündar'ı dinledi.

    Evrensel meslek ilkelerine sıkı sıkıya bağlanmanın bedelinin ağır olduğunu savunan Dündar, en özgür gazeteciliği Bülent Ecevit'in başbakanlığı döneminde yaptığını söyledi.

    Tansu Çiller'in devlet bakanlığı, dışişleri bakanlığı, başbakan ve başbakan yardımcılığı yaptığı dönemde yaşadıklarına ancak korku filmlerinde rastlanabileceğini savunan Dündar, "Yaşadıklarımdan belki kendisinin hiç haberi olmamıştır ama birileri bana ve ailemi o korkunç yılları onun adına yaşattı" ifadesini kullandı.

    "Refahyol hükümetinin ardından işbaşına gelen hükümetin Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz ve kardeşi Turgut Yılmaz'ın da hışmına uğramaktan kurtulamadığını" ileri süren Dündar, tek suçunun halkın gerçekleri öğrenme hakkına hizmet etmek olduğunu söyledi.

    28 Şubat süreci olarak bilinen dönemde sadece yolsuzluk haberlerinin peşinden koşmadığını aktaran Dündar, "Mütedeyyin ve muhafazakar insanlarımızın dini duygularını sömüren, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'dinden beslenenler' deyimiyle tanımladığı din bezirganlarıyla ilgili haberler de yaptım" dedi.

    2002 seçimlerinden önce Başbakan Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal arasındaki açık oturumu da tam bir tarafsızlık duygusuyla yönettiğini ifade eden Dündar, Erdoğan'la Başbakan olmasından sonra en çok röportaj yapan gazetecinin de kendisi olduğunu söyledi.

    Mehmet Bican'ın, "28 Şubat'ta devrilmek" adlı kitabında Tansu Çiller'in kendisine yapılan muhalefete karşılık, "dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş ile darbe yapacağım, bunları devireceğim" dediğinin yer aldığını anlatan Dündar, Güreş döneminde ağır cezada yargılandığını söyledi.

    Dündar, "Belkide genelkurmay başkanının ağır cezada yargılattığı tek gazeteciyim" dedi.

    "Kurşuna dizdirirdi"

    Uğur Dündar, 1993 yılında bir hudut karakolunun PKK'nın saldırısına uğradığını, kendisinin de kaçakçılıkla mücadele için çukura yapılan karakolların yerlerinin değiştirilmesi gerektiğini söylediğini, tek suçunun bu olduğunu belirtti.

    Bunun üzerine Güreş'in, Ertuğrul Özkök'le "Eğer böyle haberleri yapmaya devam ederse, kendisini divanı harbe veririm" diye haber gönderdiğini ileten Dündar, "İyi ki o dönemde darbe olmamış yoksa herhalde Doğan Güreş paşa beni kurşuna dizdirirdi" değerlendirmesinde bulundu.

    "Andıç olayı" ile ilgili bir soru üzerine Dündar, "Duvara yatak resmi yapar karşısına geçer mışıl mışıl uyurum. Cevabını veremeyeceğim hiç bir soru yok" dedi.

    "Andıç, hazırlayanlar açısından, sahte belge düzenleyenler açısından gerçekten utanılması gereken, yüz kızartıcı bir durumdur" diyen Dündar, şöyle konuştu: "Ama o günün görünen gerçeği andıç değildir. Görünen, Bingöl'de şehit edilen 33 asker başta olmak üzere, binlerce güvenlik görevlisi askerimizi, polisimizi, acımasızca katletmiş bir terör örgütünün sağ kolu yakalanıyor ve sorgulanıyor. Bir gün önce ilk duyuruyu bir gazete yaptı. Yani ilk duyuruyu televizyon yapmadı...Bunu doğrulatmak için Şemdin Sakık'a ulaşmak gerekir. İfade geliyor, 'şunlar şunlar söyleniyor' diyor. Nasıl gelirse öyle vermek durumundasınız. Yapacağınız meslektaşlarınıza cevap için ekranın açık olduğunu söylemektir, bunu yaptık mı yaptık."

    "7. Kolordu'nun komutanı Yaşar Büyükanıt'tı"

    Bütün iktidar dönemlerinde Şemdin Sakık'la bunların gerçek olup olmadığın ortaya koymak için röportaj başvurusunda bulunduğunu ifade eden Dündar, bu haber yapıldıktan sonra, haklarında hiç bir şekilde suç duyurusunda bulunulmadığını söyledi.

    Mehmet Ali Şahin'in adalet bakanı olduğu dönemde, Şemdin Sakık'la röportaj izni verdiğini belirten Dündar, "Sayın Bakan, 'nelerin konuşulacağını bilmek istediklerini' söyledi, bende soruları hazırladım geçtim, bunun içinde andıç olayı da vardı. Ancak, daha sonra kendisine çok saygı duyarım, kendisinden gelen cevap bu, 'Genelkurmay Başkanı sayın Yaşar Büyükanıt şimdilik bu röportajı uygun görmüyor' diyor. Önce izin verildi ama sonradan uygun verilmediği söylendi, sonra düşündüm sorgunun yapıldığı tarihte 7. Kolordu'nun komutanı Yaşar Büyükanıt'tı. Yaşar Büyükanıt'ın emrindeki subaylar sorguluyor, oradan genelkurmaya geçiliyor. Genelkurmay'a geçildikten sonra karargahta böyle bir oynama yapıldıysa, yapanların suçudur. Eğer kolordu da 'Şemdin Sakık böyle konuştu' diye geçilmişse o kolordunun suçudur, onu takdir edecek makam ben değilim" diye konuştu.

    Akın Birdal'a saldırı

    Akın Birdal'a silahlı saldırı sonrası cezaevine gittiğini ve azmettirici Cengiz Ersever'le röportaj yaptığını ancak Ersever'in konuşmadığını bildiren Dündar, "Ersever'in de arkasında Yeşil olduğu biliniyordu, Yeşil'in de o tarihte Ankara'da bir garnizonda saklandığına dair bilgiler geldi. Bunu ilgili yerlere ilettim, ancak bulunamadı" dedi.

    Dündar, Genelkurmay Başkanlığı'ndan gelen bir ifade metninde tahribat yapılacağının aklının ucuna gelmediğini de söyledi.

    Hayatında hiç kimseden talimat almadığını ve maniple edilmediğini ifade eden Dündar, en özgür gazeteciliği ise Bülent Ecevit'in başbakan olduğu dönemlerde yaptığını dile getirdi.

    "Fadime Şahin'le ilgili yayınların" sorulması üzerine Dündar, orada iki toplumsal figürün yasalar karşısında suç teşkil eden görüntüleri olduğunu savundu.

    Komisyonda, "kişilerin özel hayatı ve Deniz Baykal'la ilgili kasetin gündeme gelmesi" üzerine ise "Sayın Baykal'ın kasetinin hazırlanması komplodur, ne amaçla yapıldığı ortadadır" yanıtını verdi.

    Dündar, bir soru üzerine Necmettin Erbakan'la son televizyon programını da kendisinin yaptığını hatırlattı.

    Dündar, komisyona Fethullah Gülen'in kendisine gönderdiği ve teşekkür içeren bir mektubu okudu.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow