"Dar bölge" ve "daraltılmış bölge" nedir?
AK Parti İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı "demokratikleşme paketi" ile birlikte önerilen seçim sistemlerini Cnnturk.com için kaleme aldı. Aynı zamanda hukukçu olan Günay, "dar bölge" ve "daraltılmış bölge" seçim sistemlerini açıkladı, avantajlarını ve sakıncalarını işaret etti.
Ertuğrul Günay*Önerilen yeni seçim sistemleri nedir?
Türkiye'de seçim sistemi, her dönem üzerinde tartışılan bir konudur. Buna karşın, Anayasa'nın -oldukça doğru bir şekilde kavramlaştırdığı- "temsilde adalet/yönetimde istikrar" ilkelerini birlikte sağlayacak bir model henüz bulunamamıştır.
Özellikle, 1980'de darbe yönetiminin getirdiği %10 ülke barajı uygulaması, demokrasilerde örneği olmayan ve adaletli temsil ilkesini büyük ölçüde çiğneyen bir düzenlemedir. Bu baraj uygulaması her seçimde milyonlarca oy'un Meclis'te temsilini engellemekte, böylece, sözde 'yönetimde istikrar' sağlarken, Meclis'te temsil olanağı bulamayan geniş kitlelerin sokağa dökülmesine yol açarak istikrara asıl zararı vermektedir.
Şimdi Hükümet, %10 barajının değişimi için iki yeni seçenek önermektedir.
Bunlardan birincisi "dar bölge" sistemidir ki, ülkemizde şimdiye kadar hiç uygulanmamıştır.
Dar Bölge sisteminde Türkiye, seçilecek milletvekili sayısı kadar 'Seçim Bölgesi'ne ayrılacak ve her bölgeden bir milletvekili seçilecektir.
Bu seçimin tek ya da iki turlu olması mümkündür. İki turlu olursa, ilk turda %51 alan, olmazsa ikinci turda en fazla oy alan; tek tur olursa, ilk turda en fazla oy alan seçilecektir.
Hangi yöntem olursa olsun, Dar Bölge sistemi, sonuçta bir çoğunluk sistemidir ve teorik olarak, bu sistemde bir partinin, küçük bir oy üstünlüğüyle bütün milletvekillerini kazanması, azınlıkta kalanların hiç temsil edilememesi mümkündür.
Dar Bölge sistemi, seçmen/seçilen irtibatını sağlamakla birlikte, ölçeğin küçüklüğü feodal ya da çıkar ilişkilerinin belirleyici olmasını da kolaylaştırmaktadır.
Önerilen diğer model "daraltılmış bölge"dir.
Bu modelde iller 5 milletvekili çıkaracak şekilde seçim çevrelerine ayrılacak, ülke düzeyinde en az %5 oy alan partiler aldıkları oya göre bu vekillikleri -d'hont sisteminin bilinen kurallarıyla- paylaşacaktır.
Burada da, seçmen/seçilen yakınlığı sağlanmaya çalışılmaktadır. O nedenle, 5'ten az vekil çıkaran iller için herhalde yeni bir düzenlemeye gerek duyulmayacaktır.
Bu sistem adalet ve istikrar ilkeleri açısından daha uygulanabilir görünmektedir. Ancak sistemin ülkemizdeki 1987/91 uygulamalarında ayrıca yüksek seçim bölgesi barajları (çifte baraj) getirilmiş ve temsilde adalet ilkesi zedelenmiştir.
Böyle yapay ek düzenlemelere gidilmediği ve il bütünlüğü önemli ölçüde korunmaya çalışıldığı takdirde (seçim bölgesi 5 yerine, örneğin 7 de olabilir), daraltılmış bölge sistemi Türkiye'de Anayasa'nın birlikte korumak istediği adalet ve istikrar ilkelerine daha uygun sonuçlar doğurabilir.
Ayrıca bu sistemin, partilerin seçilecek sayının iki katı kadar aday göstermesi ve seçilecek sayıda adaya partiye oy veren seçmenin işaret koymasıyla, daha katılımcı ve böylece oldukça demokratik bir seçime dönüştürülmesi de mümkündür.
Sonuç olarak, Türkiye'nin hem %10 barajını düşürmesi, hem de daha katılımcı bir seçim sistemine kavuşması için bu imkanı, kısır siyasal çekişmelerle boşa çıkarmaması demokrasimizin gelişmesi açısından bir zorunluluktur.
*Hukukçu, milletvekili
Sıradaki Haber