CHP'den El Kadı iddiası

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Suudi işadamı Yasin el Kadı ile MİT ilişkilerinin esrarengiz ve kritik hal alığını ileri sürdü.

Haberin Devamı

Kart, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle 24 Haziran'da verdiği soru önergesinde, Kadı'nın 15 Şubat 2013'te Ankara'da MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile makamında görüşme yaptığı, görüşmeden sonra İstanbul'a dönen Kadı'nın da içinde bulunduğu resmi plakalı otomobilin ertesi gün, arkadaşı ve iş ortağı Usame Kutub ve Başbakan korumalarından İbrahim Yıldız ile birlikte trafik kazasına karıştığı ve Yıldız'ın yarasının ağır olduğu, ancak kazayla ilgili tutanakların değiştirildiği ve araçta sadece Yıldız'ın olduğu iddialarının sorulduğunu, ancak aradan geçen 4 ayda soru önergesine yanıt alamadıklarını kaydetti.

Kadı hakkında "uluslararası terörün ve El Kaide'nin finansörü olduğu" iddiası ve gerekçesiyle BM mevzuatı uyarınca malvarlığının dondurulduğu, kararın Adalet Divanı tarafından 3 Eylül 2008 tarahinde ortadan kaldırıldığını ifade eden Kart, bu kararın Türkiye tarafından 11 Ekim 2012 tarihinde alınan Bakanlar Kurulu kararıyla uygulamaya sokulduğunu söyledi.

Kart, "Ortaya çıkan bulgular sebebiyle Yasin el Kadı ile MİT ilişkileri esrarengiz ve kritik bir hal almıştır. Kadı ile Hakan Fidan'ın, yasaklı dönemi de kapsayacak şekilde İstanbul'da iki kez, Ankara'da ise üç kez görüştüklerine iddia ve bulgular ortaya çıkmıştır. Suriye'deki savaş ortamına bağlı olarak Yasin el Kadı ile El Kaide ilişkilerinin bir dinamik olarak ortaya çıktığı, bu örgütlerin Suriye'deki çatışmalarda taraf hale geldiği, bu konuların Türkiye'nin bilgisi ya da ihtimal vermemekle birlikte talimatı doğrultusunda geliştiği, Suudi Arabistan silahlı kuvvetlerine ait nakliye uçaklarının Ankara Esenboğa Havaalanı'nı lojistik üs olarak kullandığı yönündeki iddialar, artık haklılık ve dayanak bulmuş durumdadır" diye konuştu.

Suriye, Türkiye-Suriye sınırı ve Hatay'da büyük insanlık dramlarının yaşandığı dönemde bu ilişkilerin sorgulanması, açıklık kazanması ve kamuoyunun acil olarak bilgilendirilmesi zaruretinin ortaya çıktığını savunan Kart, "Başbakan'ın kişisel, siyasi ve özel ilişkilerini, Türkiye Cumhuriyeti kurumlarının önün geçirdiğine dair bulgular söz konusudur" görüşünü ileri sürdü.