"Bu işi 2013 sonuna kadar bitirmeliyiz"
Radikal gazetesinden Murat Yetkin'e konuşan PKK'nın Avrupa'daki yöneticilerinden Zübeyir Aydar, kasımdan önce çekilme dahil tüm aşamaların bitmesi gerektiğini söyleyerek "Bu işi 2013 sonuna kadar bitirmeliyiz. Erdoğan barış için şans" dedi.
Yetkin, PKK'nın en etkili isimlerinden, Oslo sürecine katılmış, örgütün Avrupa kanadı yöneticilerinden olan KCK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar'la Belçika'nın başkenti Brüksel'deki Kürdistan Enformasyon Bürosu'nda görüştü.
"Tüm çabamız geri dönüş olmaması için. O nedenle hepimiz bu kadar hassas davranıyoruz" diyen Aydar, "İsteriz ki hükümet de biz de gemileri yakma noktasına gelsin. Kendimizden yana kaygımız yok. Bu sorunu çözmek istiyoruz" ifadesini kullandı.
Aydar, Murat Yetkin'in "Hükümetin de kaygıları var; 'silahlar bırakılsın çözüm gelir' diyorlar. Sizin kaygınız nedir?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Çözüm derken, Kürtlerin kendi kimliği, kültürü, dili ile siyaset yapma yolu açık olacak mı? bunu soruyoruz?"
Murat Yetkin'in "BDP var, şu an siyaset yolu açık değil mi?" sorusuna ise Aydar, "Hayır, bu yol tam açık değil; Anayasa'da, yasalarda Kürtlük yasaktır. Başbakan 'asimilasyonu kaldırdık' diyor, ama yasalardaki varlığı devam ediyor. Bir dilde, kültürde 'asimilasyon kalktı' demek için anadilde eğitim olmalı, o dilde kamu hizmeti verilip alınmalı" dedi.
"Misak-ı Milli güncellenmeli"
Aydar, Yetkin'in "Çözüm deyince herhalde sadece anadilde eğitim anlamıyorsunuz; başka ne anlıyorsunuz?" sorusuna da şu yanıtı verdi:
"Bu çözüm yalnızca Türkiye sınırları içinde kalmaz, sınırları aşan bir etkisi olur. Misak-ı Milli’yi özellikle vurguluyoruz. Misak-ı Milli, 28 Ocak 1920’de Osmanlı Meclisi’nin son aldığı karardır ve Mondros Mütarekesi’ndeki sınırların korunmasını söyler. O gün ne Kuzey Suriye’de, ne Kuzey Irak’ta bir tek İngiliz askeri yoktur. İngiliz askeri Musul’a bir hafta sonra girmiştir. Urfa, Antep, Maraş Fransız işgaline direnmeseydi, şimdi Misak-ı Milli dışında mı diyecektik?
Berlin - Bağdat demiryolu hattıyla ülke sınırı çizilmiş, bu kutsal bir sınır değildir. Türkiye bundan 100 yıl önce bir imparatorluktu, orada yaşayan halkların iradesi dışında bölündü. Türklerin, Kürtlerin, Arapların rızası hilafına, bu coğrafyaya yabancı güçler tarafından bölündü. Misak-ı Milli’nin güncellenmesi bizim bir talebimizdir."
Röportaj şu şekilde devam etti:
Murat Yetkin: Yalnız siz şimdi sınır değişikliklerinden, Suriye ve Irak devletlerinin egemenliklerinden söz etmiyor musunuz?
Zübeyir Aydar: Yeni bir savaş istemiyoruz. Sınır değişmeden de Misak-ı Milli’yi yeniden tanımlamak mümkün. Türklerle Kürtler arasında demokratik bir ittifaktan söz ediyoruz. Belçika örneğini vereyim. Hollanda dilini konuşan bölgeden Hollanda’ya gittiğinde sınır bir formalitedir. O sınırın iki yanındakiler günlük hayatlarında birlikte yaşar, ticaret yapar, bir fark yoktur zaten; varsın sınır kalsın.
Murat Yetkin: Ama AB diye bir oluşumun parçası bu ülkeler. Gümrük kontrolünü kaldırmış, ortak paraya geçmişler, ortak dış politika, anayasa arayışındalar. Suriye’nin, Irak’ın hali malum, pratikte bu mümkün mü sizce?
Zübeyir Aydar: Herşey bir günde olsun diyen yok ki. Bunlar ortak hedefler olmalı. Barıştan sonraki ortak hedeflerden söz ediyoruz.
Federasyon iması mı?
Murat Yetkin: Sanki bir federasyon iması mı var sözlerinizde?
Zübeyir Aydar: Bu tartışarak bulunabilir. Yönetim şekli tartışarak bulunur. Öcalan daha önce AB’nin kökenindeki kömür ve çelik birliği örneğini vermişti. Biz de Fırat ve Dicle Havzası Su Birliği oluşturabiliriz Türkler, Kürtler ve Araplar olarak. Demokratik ittifakla bölgeye bir model sunmuş oluruz. Bunun Türkiye’ye Ortadoğu’ya siyasi katkısı, istikrardır, ekonomik, kültürel yansımaları olur; çözüm Türkiye’nin sınırlarını aşar derken bunu da söylüyoruz. Ama diyoruz ki, Kürtlerin varlık, güvenlik ve özgürlüğü garantiye alınsın, siyaset yolu tam açılsın.
Murat Yetkin: Ne demek istediğinizi biraz daha açar mısınız?
Zübeyir Aydar: PKK ve KCK dahil, herkes için legal alanda siyaset yapma önündeki engeller kalksın istiyoruz. Bu, cezai kovuşturma olmadan, herkese siyaset yapma hakkı demektir. Bizim tarafta bütün yetki Öcalan’dadır. Ona adamları sınır dışına çektir, silahları bıraktır, başka her şeyi yaptırıp İmralı’da öylece tutmak doğru bir şey midir? 30 yıllık mağduriyetlerin son bulmasını istiyoruz. Bütün olumsuz sonuçların ortadan kalkması lazım... Bir helalleşmeden bahsedersek, bu herkes için geçerli olmalıdır, iki taraflıdır.
Murat Yetkin: Bir genel af mı istediğiniz?
Zübeyir Aydar: Karşılıklı helalleşme diyelim. Bir örnek vereyim: Geçenlerde İngiltere Kraliçesi, İrlanda hareketinin önde gelenlerinden Martin MacGuiness’in elini sıktı diye olay oldu. Üstelik diğeri cezaevinde değil, İrlanda kabinesinde bakan olmuş haldeyken, kaç yıl sonra... Dünyada da oluyor böyle şeyler. Sorunu çözmek istiyorsak, sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldıralım.