Avukatlara cezaevinde "sohbet" engeli
DHKP-C operasyonunda tutuklanan Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlara, Adalet Bakanlığı'nın genelgesine rağmen, Kandıra 1 No'lu F Tipi Cezaevi'nde hukuka aykırı şekilde sohbet hakkı kullandırılmıyor. Avukatlar infaz hakimliğine başvuracak.
DHKP-C adı altında düzenlenen operasyonda "örgüt üyesi olmakla" suçlanarak tutuklanan Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlar, cezaevinde hukuksuzlukla karşı karşıya. Kandıra 1 No'lu F Tipi Hapishanesi'nde kalan avukatlar haftada 10 saat uygulanması gereken sohbet hakkından yararlandırılmıyor. Sohbet hakkını haftada 2,5 saat kullandıran cezaevi idaresi, avukatların kimlerle birlikte sohbete çıkacaklarına da kendisi karar veriyor.
Cezaevi idaresinin bu uygulaması, Adalet Bakanlığı'nın 22 Ocak 2007 tarihli ve 45/1 Sayılı Genelgesine aykırılık teşkil ediyor. Bu genelgeye göre, haftada 10 saat olması gereken ve tutuklu/hükümlülerin idareye bildirdikleri listedeki isimlerle birlikte kullanma hakkına sahip oldukları sohbet hakkı kısıtlama altında.
Kandıra 1 No'lu F Tipi Hapishanesinde kalan ÇHD'li avukatlardan Günay Dağ avukatına faksla gönderdiği mektupta, cezaevi idaresinin sohbet hakkını 2,5 saat ile sınırlandırdığını ve sohbet gruplarını kendisinin belirleyerek, her ay değişmesi gerekirken değiştirmediğini anlattı. Tutuklu avukat Günay Dağ, 26 Şubat tarihli mektubunda, şunları anlattı:
"Geçtiğimiz hafta Mart ayı boyunca birlikte sohbete çıkmak istediğimiz kişilerin listesini idareye bildirmiştik. Ancak bugün hapishane idaresinin ne bizim ne de diğer tutuklu/hükümlülerin bildirdiği listeleri kabul etmediğini öğrendik. Yani şu anda daha önceki listeye göre sohbete çıkarılıyoruz. Normal uygulamaya göre sohbet grupları her ay değişirken bu kez değişmemesinin sebebi, idarenin bize, avukatlara tecrit içinde tecrit uygulama isteği. Hapishane idaresi, biz avukatların diğer tutuklu/hükümlülerle iletişim kurmamızı engellemek istiyor."
Avukat Günay Dağ'ın avukatı İlknur Alcan da cezaevi idaresinin ÇHD'li avukatlara yönelik bu uygulamasını infaz hakimliğine götürerek, itirazda bulunacak.
Hak arayan işçilerden HES davalarına, kentsel dönüşüm mağdurlarından gözaltında kayıplara, işkence ve polis kurşunuyla çocuklarını kaybeden ailelere kadar pek çok mağduriyet davasını üstlenen ve mücadelelere hukuki destek veren Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlar, 21 Ocak'ta DHKP-C üyesi olmakla suçlanarak tutuklanmıştı. Tutuklanan avukatlar arasında ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, ÇHD İstanbul Şubesi Başkanı Taylan Tanay, ÇHD Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Betül Vangölü Kozağaçlı, ÇHD İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Güçlü Sevimli ile ÇHD Üyesi avukatlar Naciye Demir, Barkın Timtik, Ebru Timtik, Şükriye Erden ve Günay Dağ bulunuyor.
Tutuklu 9 avukattan erkekler Kandıra 1 No'lu F Tipi Hapishanesi'nde kalırken, kadın avukatlar ise Bakırköy Kadın Hapishanesinde tutuluyor.
Adliyede saldırıya suç duyurusu
Öte yandan, tutuklu 9 ÇHD'li avukatın meslektaşları da tutuklamalara itirazda bulundukları sırada İstanbul Adliyesi'nde gerçekleştirdikleri protestoya müdahale ederek, adliye koridorunda kendilerini darp eden polis ve özel güvenlik görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Adliye önünde toplanan ÇHD ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar tarafından yapılan açıklamada, savunmaya yönelik saldırıların her geçen gün artarak devam ettiği ve avukatların polis ile özel güvenliğin saldırısına maruz kaldığı kaydedildi.Açıklamada, adliyede 18 Şubat'ta basın açıklamasından sonra bir süreliğine otuma eylemi yapıldığı ve tutuklanan 9 avukatın tahliye edilmesi için hazırlanan dilekçelerin ilgili hakimliğe verilmek üzere adliyenin 7. katına çıkarılması sırasında, 2. katta polis engeliyle karşılaşıldığı anlatıldı.
Avukatların burada darp edildikleri, biber gazına maruz kaldıkları ve 5 avukatın hukuk dışı bir şekilde gözaltına alındığı ifade edilen açıklamada, "Tartışmasız öznesi olduğumuz adliye binasında kimin emriyle, hangi maksatla bulunduğu meçhul çevikler tarafından yerlerde sürüklenmemize zemin yaratılmıştır" denildi.
Olaylardan sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yazılı açıklama yapıldığı ve saldırının sahiplenildiği iddia edilen açıklamada, "18 Şubat gününün bilançosu; 8 avukatın yaralanması ve bu avukatlardan 4'ünün ambulansla hastaneye kaldırılarak müşahede altına alınmasıdır. 5 avukat ise gözaltına alınmıştır" ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, "avukatlara yönelik bu saldırı nedeniyle, olayda payı olan polisler ve özel güvenlik görevlileri ile tüm yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunulacağı" bilgisi verildi. Avukatlar, açıklamanın ardından, hazırladıkları suç duyurusu dilekçelerini İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na teslim etti.