hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Adli Tıp önünde protestoya izin yok

    Adli Tıp önünde protestoya izin yok
    expand

    Mete Diş, kanser hastası bir "tutuklu". İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin verdiği rapora göre, cezaevinde kalması ölümüne yol açabilir. Adli Tıp Kurumu ise muayene ettiği Diş'e rapor vermek yerine, zaten muayene olduğu hastanelere yeniden sevk ediyor. Diş'in bu süreçte sağlığının gittikçe kötüleşmesi nedeniyle 20 kişilik bir grup Adli Tıp'ı protesto etmek istedi ancak polisin gazlı, tazyikli sulu saldırısına maruz kaldılar.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Tutuklu kanser hastası Mete Diş'in serbest bırakılmasını isteyen 20 kişi, Adli Tıp Kurumu önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamanın ardından çadır kurmak isteyen gruba polis biber gazı ve boyalı suyla müdahale etti. Gaz ve sudan etkilenen 20 kişi, D-100 Karayoluna doğru kaçtı. Çevik Kuvvet Polisinin müdahalesi burada da sürdü, göstericiler dağıldı.

    Göstericilerin sağlık durumuna dikkat çekmek ve Adli Tıp'ın muayene edip sağlık koşullarını tespit ettiği halde rapor vermemesini protesto etmek istedikleri Mete Diş, kim? 26 yaşındaki Mete Diş, 25 Kasım 2010’da katıldığı bir protesto gösterisi nedeniyle tutuklanarak Kandıra’daki Kocaeli 1 Nolu F Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Yaklaşık 2,5 yıldır üç kişilik hücrede tutulan Diş’e 25 Şubat’ta Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde testis kanseri teşhisi konuldu.

    5 Mart’ta Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kemoterapi tedavisine başlandı. Diş, Kocaeli Cezaevi uzak olduğundan, Maltepe Cezaevi’ne sevk edildi. Ancak burada tek kişilik hücreye kondu. Diş, avukatına yazdığı 8 Nisan tarihli mektubunda, kemoterapinin yan etkilerinin çok şiddetli olduğunu, gece de devam eden kusma ve bulantı yaşadığını, tek başına hayatını idame ettiremediğini anlattı.

    Avukatı, tek kişilik hücrede sağlıksız koşullarda kalmak zorunda kalan Diş’in günde sadece bir saat havalandırmaya çıkarıldığını, kemoterapi sonrası bulantı ve baygınlık gibi yan etkilerin tedavi edilemediğini açıkladı. Diş tekrar Kocaeli Cezaevi’ne gitmek için talepte bulundu. 19 Mart’ta görülen son duruşmada avukatları tahliye istedi. Mahkeme heyeti de Adli Tıp Kurumu’nun Diş’in hapishane koşullarında kalıp kalamayacağına ilişkin rapor düzenlemesini istedi.

    Mete Diş, Adli Tıp Kurumu'na götürüldü ve burada 5 dakika süren bir muayeneden geçirildi. Adli Tıp Kurumu'ndan muayene sonrasında da Diş’in başka bir hastane tarafından tekrar muayene edilmesi gerektiği belirtildi.

    İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, üniversite hastaneleriyle eğitim ve araştırma hastanesinin raporunu dikkate almayarak Adli Tıp Kurumu’ndan rapor istemişti. Ancak Adli Tıp da Mete Diş’in rapor aldığı hastanelerden tekrar rapor almasının uygun olduğunu belirtti.

    Mete Diş, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nda da muayene oldu. Buradan verilen raporda da “Diş’in tutuklu kalması, kemoterapi sonrası oluşabilecek etkilerin ardından sağlık hizmetlerinde gecikmeye ve ölümüne sebep olabilir” denildi.

    Bir hükümlü değil, tutuklu olan Mete Diş'in bürokrasinin çarkları arasında koşturulurken günden güne sağlığını daha da yitirmesi karşısında sessiz kalmak istemeyen yakınları ve arkadaşları da Adli Tıp önünde protesto gerçekleştirmek istedi. Ancak bu protesto da polisin gazlı, tazyikli sulu engeli ile karşılaştı.

    Defalarca dile getirildi atılan adım yok

    Son olarak İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel'in Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in  yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesi ile dikkat çekilen hasta mahpuslar hakkında daha önce de CHP Cezaevleri Komisyonu bir rapor hazırlamıştı. CHP Milletvekilleri Veli Ağbaba, Özgür Özel ve Nurettin Demir'den oluşan komisyonun Mart ayında hazırladığı rapora göre, Türkiye'deki cezaevlerinde 2 ve daha fazla hastalığı olan mahkumların oranı yüzde 54'ün üzerinde. Hastanelere sevki haftalar süren mahkumlar kelepçeli ameliyat ediliyor, eczacılık hizmeti ise cezaevlerinde hiç yok.

    Tüzel'in belirttiğine göre Eylül 2012'den bu yana cezaevlerinde 253 ağır hasta mahpus bulunuyor ve yeterli tıbbi yardımı alamıyorlar. Tüzel de önergesiyle Sağlık Bakanlığına bağlı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri ile Üniversite Hastanelerinden verilen raporların neden dikkate alınmadığını sordu.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow