" Türk gençlerini ana doğurmadı mı?"
CHP Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün, BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın Uludere olayının ardından söylediği "bu ülke ikiye bölünmüştür artık" sözünü kan ve toprak milliyetçiliği olarak tanımladı. Aydınları da PKK'nın kuyruğuna takılmakla suçlayan Aygün, "Türk gençleri yönünden bakan da yok, sanki onları bir ana doğurmadı" dedi.
Muhalifgazete. com'dan Safiye Işıklı'ya konuşan Hüseyin Aygün, BDP'ye yüklendi. BDP'nin bütün Kürtler adına konuşmasının büyük bir hata olduğunu belirten Aygün, "Selahattin Demirtaş ‘bu ülke ikiye bölünmüştür artık’ dedi. Bunlar çok ağır sözler. Bütün Kürtler öyle düşünmüyor ki. Bu sözler, barışa hizmet etmiyor ki, öyle olsun ayrılacaklar mı? Kürtler bunu mu istiyor yani. Ayrılıklar kan dökmeden, silahlı çatışmalar olmadan, soykırıma uğramadan olmamış ki, korkunç trajik sonuçları var. Bu demeçlerin bir yararı yok. Ayrılmalar, pek barışçıl yollarla olmamış tarihte. Dolayısıyla ayrılmayı önerenler çok korkunç bir süreci de önermiş oluyorlar.
"Kan ve toprak milliyetçiliği’’
Masum binlerce insanın hayatını kaybettiği bir deneyim, niye Türkiye’de de yaşansın. Ben düşünmeden söylediklerini düşünüyorum. Düşündüyseler, yaptıkları resmen kan ve toprak milliyetçiliğidir. Leyla Zana’nın demeci de yanlıştı. O zaman, hükümetin dediği gibi halka bir soralım. Ayrılma eğiliminin, en ciddi anketlerde bile yüzde 5’i bulmadığını biliyorum ben. Niye durmadan böyle demeçler veriliyor. Oradaki öfkeyi artırmak ve siyasi rant elde etmek için mi? Mesela Hasip Kaplan’ın sert sözleri oldu, gelmesinler herkeste silah var diye, bir yararı var mı bunun yani. Tamam, büyük bir katliam ama böyle neyi çözeceksiniz, BDP’nin de eleştirilmesi lazım" dedi.
Türk gençlerini ana doğurmadı sanki!
PKK'nın Tunceli'de sivilleri kurşuna dizdiğini söyleyen Aygün, aydınların sadece devlete değil PKK'ya da çağırı yapması gerektiğini söyledi. Aydınların bu tavrını 'vicdansızlık' olarak tanımlayan Aygün; " PKK’yı da eleştiren bir noktadan bakmalıyız. Türkiye’deki aydınlar uzun süredir, PKK’nın kuyruğuna takılmış durumdalar. Eleştiri yapmıyorlar, sadece devlete, hükümete çağrı yapıyorlar. PKK’da yapsa, Uludere’de Türk savaş uçakları da yapsa, şiddeti her zaman reddetmeliyiz. Çok vicdansız buluyorum, devlet bir şey yaptığında yerden yere vuruyorlar, örgüt, bir sürü kişiyi, sorgusuz sualsiz kurşuna diziyor, tek bir kelam etmiyorlar. Bir sivili öldürmenin gerekçesi olabilir mi? Türk gençleri yönünden bakan da yok, sanki onları bir ana doğurmadı" dedi.
Seçimi BDP terörüyle geçirdik
Seçim döneminde BDP ve PKK'nın seçmen baskı yaptığını da iddia eden Hüseyin Aygün şöyle konuştu:
Orayı tamamen örgüte terk etmişler, örgüt istediğini yapıyor. Biz Dersim’de resmen, PKK ve BDP terörü altında bir seçim kampanyası yürüttük.Yani tehdit ettiler bütün güçleri, burası bizimdir, hiç kimse giremez, adaylar ajandır deyip yoğun bir şekilde propaganda yaptılar. PKK’lılar, köylere indi, halkı tehdit ettiler, bu sandıklardan, BDP’nin bağımsız adayına oy çıkacak diye.
KCK devlet terörüdür
KCK operasyonlarını da eleştiren Aygün, 'Bazı gelişmeler var, kaba bir siyasetçi olup, hükümetin yaptığı her şey yanlıştır demek vicdanlara sığmaz. Ama açılım denen şey, Kürt Sorununu çözmekten uzak. Hatta bir süredir süren bu KCK operasyonları çok umut kırıcı. Büşra Ersanlı ve Ragıp (Zarakolu) hoca, 30 küsur avukat ve gazeteci bir anda tutuklanıyor. Bunun artık açılım değil resmen devlet terörü olduğunu söylemek yanlış olmaz' dedi.