Yatırımcıların seçim bekleyişi!

Tasarrufları koruyacak, enflasyonu yenecek yatırım aracı arayışı sürüyor. Borsa İstanbul doğru hissede olmak şartıyla bu adreslerden biri. Ancak yaklaşan seçim, yatırımcıları bekle gör anlayışına yöneltiyor. Seçim sonrası ekonomi politikalarının da nasıl şekilleneceği konusunda henüz net bir görüş yok. Özellikle faiz politikası, buna bağlı olarak döviz kurlarının seyri, konut fiyatları, yabancı yatırımcının tavrı konusunda bu aşamada çok belirgin görüşler mevcut değil. Şimdilik tavan faiz sınırının kalkmasıyla kur korumalı mevduat (KKM) ilgi görüyor. İşte Hürriyet yazarı Zeynel Balcı'nın bugünkü köşe yazısı;Borsa İstanbulda dalgalı seyir hâkim. Yükseliş denemeleri güç kazanamazken geri çekilmelerde tepki alımları geliyor. Fakat düşüş eğilimi korunuyor. İşlem hacmi artışı ve katılım zayıf. Olumlu fiyatlamaya konu olabilecek yeni bir beklenti ihtiyacı ve gündem oluşmuş görülmüyor. Deprem sonrası piyasalara verilen veya taahhüt edilen desteklerin etkisi azaldı. Yabancı yatırımcı çıkışları devam ediyor. Bununla birlikte dış borsalardaki toparlanmanın iç piyasalara etkisi oldukça sınırlı ve Borsa İstanbulu taşıyamıyor. Ayrıca mevduat faizlerindeki artışları da dikkate almak gerekecek. Son günlerde dış borsalardan olumsuz ayrışma öne çıkmış durumda. Dışta ise ABD ve Almanya borsalarındaki çıkış hareketleri ciddi bir trende dönüşmüş değil. Bankacılık krizinin yatışmasıyla daha çok tepki çıkışı ve toparlanma şeklinde. Görünüm bu minval üzerine olunca Borsa İstanbuldaki yükseliş denemeleri zayıf kalıyor. Ancak düşüş gösteren fiyatlar ile 12/2022 dönem bilançoları sonrası iyice gerileyen fiyat kazanç ve piyasa değeri/ defter değeri oranları bazı hisse fiyatlarında önemli iskontolar barındırmaya başladı. BIST100 hisselerinde fiyat kazanç oranı 5.0 seviyelerine kadar çekildi. Birçok banka hisselerinde bu oran 1.5-2.00 seviyelerinde. Fiyat kazanç oranlarının gerilemesi tek başına alım için yeterli değil. Bu açıdan tavsiye olarak görülmemesinde yarar var. Diğer yandan, yüksek enflasyonu dikkate aldığımızda tasarrufları koruyacak, enflasyonu yenecek yatırım aracı arayışı sürüyor. Borsa İstanbul doğru hissede olmak şartıyla bu adreslerden biri. Ancak yaklaşan seçim, yatırımcıları bekle-gör anlayışına itmiş durumda. Seçim sonrası ekonomi politikalarının nasıl şekilleneceği konusunda henüz net bir görüş yok. Özellikle faiz politikası, buna bağlı olarak döviz kurlarının seyri, konut fiyatları, yabancı yatırımcının tavrı konusunda bu aşamada çok belirgin görüşler mevcut değil. Şimdilik tavan faiz sınırının kalkmasıyla kur korumalı mevduat (KKM) ilgi görüyor. Yatırımcılar KKMyi kur veya faiz getirisini kaçırmamak adına seçim öncesi bir bakıma güvenli liman olarak görmeye başladı. Bununla birlikte faiz tavanının kaldırılması döviz kurlarında son günlerde görülen yükselişi ve talebi zayıflatmak amacına yönelik de olabilir. Dip not olarak vermek gerekirse;KKMnin 2022de Hazineye maliyeti 92.5 milyar, Merkez Bankasına maliyeti ise yaklaşık 89 milyar TL. Yani toplamda 181.5 milyar TL olarak açıklanan bir maliyet var. Diğer yandan seçim tarihi yaklaştıkça pozisyon ayarlamalarına bağlı olarak zamana yayılan desteklerin de devreye girmesiyle borsada bir çıkış hamlesi daha olur mu? Yoksa yatay seyir veya yön arayışıyla bir buçuk ay daha borsada bekleyiş devam edebilir mi? Bir buçuk, ay piyasalar için uzun bir zaman. Bu açıdan seçim öncesi bir yukarı deneme olasılığını dikkatte tutmakta yarar var. Ancak bu aşamada Borsa İstanbulda zayıf görünüm korunuyor. DIŞ piyasalarda bankacılık krizinin yatışmasıyla sakin bir seyir var. Borsalarda azalan tedirginlik ve artan risk iştahıyla birlikte toparlanma eğilimi sürüyor. İlgili ülkelerin ekonomi ve bankacılık yönetimlerinin operasyonları sonuç verdi. Deyim yerindeyse olay şimdilik tatlıya bağlanmış görülüyor. Kalıcılığını zamanla göreceğiz. Bu aşamada yeni bir banka veya sorundan söz edilmiyor. Ancak ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, son banka iflaslarının ardından bankacılık düzenlemelerinin yeniden incelenmesi gerektiğini söyledi. ABD Başkanı Joe Biden, ülkedeki son banka iflaslarının ardından bankacılık düzenlemelerinin sıkılaştırılması için çağrıda bulundu. Bu açıklamalar temkinli duruşun halen devam ettiğini gösteriyor. Diğer piyasa parametrelerine bakıldığında ise benzer sakin seyrin hâkim olduğu izlenimi var; ABD 10 yıllık bono faiz oranındaki çıkış yüzde 3.50 seviyesinin üzerinde ivme kaybetti. Almanya 10 yıllık bono faiz oranı ise yüzde 2.00 seviyesinin altını test ettikten sonra yüzde 2.40 seviyesine yaklaştı. Fedin birkaç defa daha faiz artırım beklentilerinin ağırlık kazanması ve zirve seviyelerine yaklaştığı beklentisi, buna karşılık Avrupada 50 baz puanlık faiz artırım beklentisinin korunması ve bankacılık sektörüne ilişkin endişelerin zayıflamasına bağlı olarak euroda değer kazanımı, dolarda ise değer kaybı sürüyor. Euro/dolar paritesi 1.08-1.09 seviyelerinde, Dolar Endeksi 102-103 seviyelerinde işlem görüyor. Altının ons fiyatında ise güvenli liman ihtiyacı ve zayıflayan doların etkisiyle çıkış hareketi gücünü koruyor. Altın 1.980 doların üzerine çıktı. Petrol fiyatında da yükseliş devam etti. Brent petrol 78 doları geçti. OPEC+ Grubunun önümüzdeki hafta yapılacak toplantısından üretim politikasına yönelik bir değişiklik beklenmiyor. Irakın Türkiye üzerinden petrol akışını durdurması fiyatları bir parça yukarı çekmiş durumda. Ancak Çinde karantinaların kaldırılmasıyla yapılan büyüme tahminleri beklentileri karşılamadı. Ayrıca Fed ve Avrupa Merkez Bankasının faiz artırımlarına devam ediyor olması, bankacılık kriziyle artan resesyon endişelerinin biraz zayıflaması petrolde fiyatlamaya konu olan gelişmeler. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poors (S&P), yüksek faiz oranlarının, kredi finansman maliyetleri ve varlık fiyatları üzerinde ek baskı oluşturabileceğini belirterek daha sıkı finansman koşullarının birçok ekonomiyi sert inişe yaklaştırabileceği yönünde görüş açıkladı. Diğer yandan ekonomik veriler yakından takip ediliyor. Almanyada enflasyon (TÜFE) martta yıllık yüzde 7.8 oldu (beklenti: yüzde 7.5, önceki: yüzde 9.3). Beklentilerin üzerinde ve bir önceki aya göre keskin bir gerileme yaşanırken bu gelişmede enerji fiyatlarındaki (doğalgaz) düşüşün etkisi önemli görüldü. Euro Bölgesi TÜFE yıllık yüzde 6.9 (geçen ay yüzde 8.5) oldu. ABD büyümesi (GSYH) ise beklentilerin ve önceki çeyreğin altında yüzde 2.6 olarak gerçekleşti. Biraz soğuma söz konusu. Faizdeki artışın bu görünümdeki etkisini dikkate almak gerekir. Gelişmiş ülke merkez bankalarına odaklanılmışken geçen hafta Mısır, Kolombiya, G.Afrika gibi gelişen ülke merkez bankalarından faiz artırımları geldi. Özetlemek gerekirse, bankacılık sektörü ve ekonomik veri akışlarının belli bir düzene girmesine bağlı olarak dış borsalarda toparlanma eğilimi sürüyor. TCMB tarafından açıklanan 24 Mart ile biten haftada; yurtdışı yerleşikler hisse senetlerinde 113 milyon dolar satış, tahvil bonoda 25.1 milyon dolarlık alım yaptı. Hisse senetlerinde son üç haftada satışta görülmeleri kayda değer. Borsa İstanbulda hisse senetlerinde yabancı payı ise gerilemeye devam ediyor (yüzde 28.41). Aynı hafta, bankalardaki döviz mevduatı değişim göstermeyerek 186.4 milyar dolarda kalırken TCMB brüt rezervleri 2.1 milyar dolar düşüşle 124.6 milyar dolara geriledi. Yarın mart ayına ait enflasyon verileri açıklanacak. TÜFE için beklentiler, aylık 2.80, yüzde 51-51.50 seviyelerinde. Türkiyenin 5 yıllık CDS primi ise son günlerde 520-540 bandındayatay seyrederken 10 yıllık eurobond faiz oranı ise yüzde 8.40-8.50 seviyelerinde işlem görüyor. Cuma günü açıklanacak ABD tarım dışı istihdamı yine yakından takip edilecek (beklenti 240 bin, önceki 311 bin). Borsada tepki yükselişi direnç seviyelerinde satışla karşılaştı. Kısa dönemli düşüş eğilimi sürüyor. İlk destekler 4.750-4.700 olarak görülürken bu seviyelerin üzerinde tepki alımları görülebilir. Aksi takdirde sonraki destekler 4.500-4.440 seviyelerinde bulunuyor. Olası tepki çıkışlarının ilk dirençleri ise 4.950-5.000 seviyelerinde. Çıkışın devamı açısından 5.000in üzerinde kalınması önemli olacak. Bu durumda sonraki dirençler 5.120 ve 5.290 noktalarında. Endekste destek seviyelerinde tepki alımları görülse de satış baskısı korunuyor.