"Yılda 1,3 milyar ton gıda israf ediliyor"
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, gelişmiş ülkelerde ihtiyaçtan fazla üretilen gıda ürünlerinin tedarik zincirinin çeşitli aşamalarında ziyan edildiğini belirterek, "Bu miktar, her yıl dünya çapında 1,3 milyar ton." dedi.
Bilecik, TÜSİAD tarafından düzenlenen "Gıda Atık ve Kayıp Stratejik Yol Haritası: Üst Düzey İstişare Toplantısı" başlıklı etkinlikte yaptığı konuşmada, BM'nin paylaştığı son verilere göre dünya üzerinde yaşayan insan sayısının 7,5 milyar olduğunun tahmin edildiğini söyledi.Bu sayının 2050 yılında 10 milyarı aşmasının öngörüldüğünü dile getiren Bilecik, 2030 yılında yüzde 30 daha fazla suya, yüzde 50 daha fazla gıdaya ve enerjiye ihtiyaç duyulacağını vurguladı.
Bilecik, bugün bile sınırlı olan doğal kaynaklara ihtiyacın her geçen gün artacağının altını çizerek, tüm doğal kaynakların daha kıymetli, yaşam mücadelesinin daha zor olacağını anlattı.
"Günümüz dünyasında artık hiçbir politika, yalnızca kendi penceresinden ele alındığında yeterli ve doğru şekilde kurgulanamıyor." diyen Bilecik, artık gelişen sosyal tercihlerin ve artan toplumsal beklentilerin, çevresel kaygıların, ekonomilerin rekabet güçlerini koruma ihtiyacının ve daha birçok parametrenin oldukça karmaşık bir problemi gündeme getirdiğini söyledi.
Bilecik, bu kapsamda problemi tanımlamanın ve çözmenin önemine değinerek, çözümde görev almayanların problemin bir parçası olacağını, TÜSİAD olarak çözümde görev aldıklarını ve ülke için stratejik önemde gördükleri her alanda iş dünyasının operasyonel tecrübesini politika yapıcılara en sağlıklı önerilerle sunduklarını anlattı. Gıda, içecek ve tarım sektörlerinin bu kapsamda önemli gündem maddeleri arasında yer aldığını belirten Bilecik, bu sektörlerin istihdam politikası için de kritik önemde olduğunu vurguladı.
Bilecik, TÜSİAD olarak bu anlayışla son yıllarda Türkiye'deki gıda, içecek ve tarım sektörlerinin geleceğine odaklanan yoğun çalışmalar gerçekleştirdiklerini kaydederek, bu alandaki faaliyetlerinden bahsetti.
"Ziyan edilen gıdanın üretimi için Çin büyüklüğünde yere ihtiyaç var"
Bilecik, gıda atık ve kayıp konusunun yakın gelecekte daha fazla önem arz edeceğini belirterek, "Araştırmalar gösteriyor ki gelişmiş ülkelerde ihtiyaçtan fazla miktarda üretilen gıda ürünleri, tedarik zincirinin çeşitli aşamalarında malesef ziyan ediliyor. Bu miktar, her yıl dünya çapında 1,3 milyar ton." ifadelerini kullandı. Aynı miktarda gıdayı üretebilmek için ihtiyaç duyulan alanın 9,6 milyon kilometrekare olduğunu dile getiren Bilecik, bunun Çin'in yüzölçümü kadar olduğunu bildirdi. Bilecik, "gıdayı ziyan etmenin" yalnızca "bir gıda ürününü çöpe atmak" anlamına gelmediğini kaydederek, şunları söyledi:
"Gıdayı ziyan etmek, o ürünün üretimi ve taşınması dahil, değer zincirinin tüm aşamalarında suyu, enerjiyi, insan emeğini de ziyan etmek' demektir. Aynı zamanda, 'gelişmekte olan birçok ülkede yaşayan ve o gıdaya ihtiyaç duyan insanları gözardı etmek' demektir. İnsanlık onuru için hiçbirimizin böyle bir lüksü olamaz.
Tarımsal alanlarımızın hızla azaldığı, iklim değişikliğinin tarımsal üretim profiline olumsuz etkilerini gözlemlemeye başladığımız, doğal kaynakları kısıtlı ülkemizde de bu konunun önemini daha fazla kavramamız gerekiyor. Bugünün üretim ve tüketim kalıplarını tekrardan gözden geçirmemizin gerektiği aşikar. Çünkü; bugünün sourmluluklarından kaçmak, yarını kaybetmemize neden olur."
"Artık birkaç dünya varmış gibi yaşayamayız"
Bilecik, üretimden tüketime tedarik zincirinin tüm aşamalarında azami verimlilik sağlandığında dahi tüketilmeyen gıdaların ihtiyaç sahipleri ile buluşturulmasının sosyal kalkınmaya da hizmet edeceğini bildirdi. Gıda atık ve kayıbın üretim öncesi, üretim, hasat, taşıma ve sofra da dahil olmak üzere değer zincirinin hemen hemen her aşamasında yaşandığını dile getiren Bilecik, bu noktada süreçlerin sorumlularının kimler olduğu ve konuyla ilgili olarak neler yapılmasının sorulması gerektiğini vurguladı.
Bilecik, TÜSİAD olarak faaliyet gösterdikleri her alanda kamu ile iş birliğinin önemini vurguladıklarını kaydederek, artık birkaç dünya varmış gibi yaşayamayacaklarını, dünyanın korkulacak bir geleceğe doğru gitmemesi için bu konuya çözümler aramaları gerektiğini, "kalıcı" bir çözümün, her sorunu "geçici" kılacağını anlattı.
"İsrafın önüne gıda bankacılığı ile geçiliyor"
TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı Mihrimah Belma Satır, komisyonun Türkiye'deki israf konusunda gerçekleştirdiği faaliyetlerden bahsederek, komisyon bünyesinde kurulan Gıda Bankacılığı Uygulamasının Araştırılması ve Yaygınlaştırılmasını İnceleme Alt Komisyonu'na değindi. Satır, "Bildiğiniz gibi gıda bankacılığı işletmelerin stoklarında bulunan gıda, giyecek, yakacak ve temizlik konularında son kullanma tarihi yaklaşmış, paketleme veya üretim hataları bulunan, ihracat fazlası gibi sebeplerden dolayı değerini kaybeden veya zayi olacak maddelerin ihtiyaç sahiplerine ulaştırmada işletmeler ile dernek ve vakıflar arasında köprü oluşturan organizasyonlardır." dedi.
Gıda bankacılığı uygulamasıyla israfın önüne geçildiğini dile getiren Satır, sosyal sorumluluk bilinciyle ihtiyaç sahibi insanlara yardım edildiğini anlattı. Satır, "Türkiye'de bir yılda 1,5 milyar liralık ekmek çöpe atılıyor. Bununla on binlerce konut, 80 hastane, 500 okul inşa edilebilir veya 500 kilometre yol yapılabilir." diye konuştu. Üretim ve perakende sektöründe gıda bankacılığının bilinirliğinin çok düşük olduğunu dile getiren Satır, gıda bankalarına yapılan yardımların henüz istenilen düzeylerde olmadığını vurguladı.
Satır, bu gibi toplantıların daha fazla yapılması ve vergisel muafiyetlerin daha fazla anlatılması gerektiğinin altını çizerek, çok fazla olan israfın bu sayede azaltılabileceğini sözlerine ekledi.
Beyoğlu Belediyesi'nden yeni uygulama
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan da program kapsamında gazetecilere yaptığı açıklamada, belediyenin gıda bankacılığı ve sosyal market uygulamasından bahsetti. Dünyada yiyecekte, giyecekte ve temizlik malzemelerinde ihtiyaçtan fazla üretim olduğunu dile getiren Demircan, bu fazla üretilen gıdaların hem insanlara ulaştırılması hem de üreticilerin bu konudaki zararlarının azaltılması için gıda bankasının öneminden bahsetti.
Demircan, kurdukları sosyal marketle Beyoğlu'ndaki ihtiyaç sahiplerini belirleyerek kredi kartına benzer uygulamalarla onlara ürünleri ulaştırdıklarını anımsatarak, şu ifadeleri kullandı:
"Oysa yenilikçi çözümlere de ihtiyaç var. Yeni geliştirdiğimiz programla kişi akıllı telefonunda veya kendisine basılı verilmiş bir QR kodda sosyal marketimizde alışverişi yapabildiği gibi hayır sahibi vatandaşların müesselerinde doğrudan yardım yapmalarını sağlayan yeni bir uygulama geliştirdik. Bu da özellikle fazla yiyecek üretilen mekanlarda yardımın doğrudan ihtiyaç sahibine ulaştırılmasında çok büyük devrim yapacak. Mesela elinde fazla yemeği olan ve satamayacak bir lokantaya ihtiyaç sahibi hızlı bir şekilde yönlendirebilecek ve orada tüketilmesi sağlanacak. Burada o yemeğin depolanması ve nakliye gibi süreçler ortadan kalkacak, lojistik masrafı olmayacak.
Beyoğlu belediyesi olarak biz bu yazılım yeniliğini gerçekleştirdik. Bu uygulama kısa zamanda hem ülkemizde hem de dünyada rol model olacak. Yardımlaşmada 4.0 yaklaşımının geldiğini söyleyebiliriz."