TÜSİAD'dan enflasyonla mücadele mesajı
TCMB'nin kredibilitesinin çok önemli olduğunu söyleyen Bilecik, sıkılaştırıcı para politikaları için zaman kaybedilmemesi gerektiğini savundu. Bilecik, enflasyon konusunda yöneticilerden kararlılık görmek istediklerini ifade ederek, "Bizim artık harekete geçmemiz gerekiyor" diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya, bugün Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'ni (TÜSİAD) ziyaret etti. Toplantı kapsamında TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik Türkiye ekonomisine ilişkin Derneğin görüşlerini Çetinkaya'ya aktardı. Bilecik, konuşmasında Merkez Bankası'nın uyguladığı para politikasına ilişkin görüşler ve enflasyonun düşürülmesi konusu ön plana çıktı.
"Sürekli olarak hedefi yakalayamayan enflasyon, hedefleme politikasının gerçekten uygulanıp uygulanmadığını bugün sorgulanır hale getirmiş durumda" diyen Bilecik, "Merkez Bankamızın inandırıcılığı, kredibilitesi bizim için çok kıymetli. Kredibilitesi güçlü olmayan bir Merkez Bankası’nın yapacağı para politikası daha agresif, dolayısıyla daha maliyetli olacaktır. Bu nedenle sıkılaştırıcı politikaların gerektiğinde, zaman kaybetmeden ve yeterli ölçüde yapılması büyük önem taşıyor" dedi.
"Bizim artık hareket geçmemiz gerek"
Hükümetin ve Merkez Bankası'nın uyguladığı tüm politikaları desteklediklerini belirterek, "Biz bugün imkansız gibi görününeni mümkün kılmak için bu süreçte kararlı ve ısrarlıyız. Aynı kararlılığı ve bir adım ötesinde uygulamayı politika yapıcılarımızda da görmeyi arzuluyoruz. Çünkü, başarının yüzde 5’i yapmayı bilmekten, yüzde 95’i yapabilmekten oluşur. Bizim artık harekete geçmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.
Bilecik, "Ekonomide başarının tanımını herkes farklı yapabilir ama başarının sırrını herkes aynı şekilde tanımlar: ‘istikrar’. Merkez Bankalarının ana işlevi ise finansal istikrarı sağlamaktır. Para politikaları ve bunların uygulayıcısı olarak Merkez Bankaları, makroekonomik istikrarın en önemli unsurudurlar. Bir kanuna dayanmasa da bugün hepimizin kabul ettiği bir gerçek var: Dünyanın önde gelen Merkez Bankaları, kendi ekonomilerinin yanı sıra, artık küresel ekonomik istikrardan da büyük ölçüde sorumlular" dedi.
"Toplumsal hayatta polarizasyon, ekonomide dolarizasyon"
"Krizden sonra giderek yükselen enflasyon, bugün maalesef yine çift haneye, yüzde 11,9’a ulaşmış durumda" şeklinde konuşan Bilecik, şunları söyledi: "Gıda ve enerjiyi dışarıda bırakan çekirdek enflasyonumuz ise yüzde 12,3 seviyesinde. Bu seviyeler, reel sektör için pek çok açıdan sorunlar ortaya çıkarıyor. Yüksek enflasyon en başta, TL cinsinden finansman yükünün yüksek olmasına ve vadelerin kısalmasına neden oluyor. Enflasyonun yüksek olması, tasarrufların uzun vadeli araçlarda değerlendirilmesini ve sermaye piyasalarının gelişmesini de engelleyen bir faktör. Aynı zamanda hane halkının tasarruflarını, reel sektörün ise borçlanmasını dövize doğru iten, yani ekonomide dolarizasyona neden olan en önemli etken. Zaman zaman ifade ettiğimiz üzere, bugün, en son ihtiyacımız olan şey toplumsal hayatta polarizasyon, ekonomide ise dolarizasyondur."
TÜSİAD Başkanı Bilecik'in konuşması şu şekilde:
"Tek yolu etkili ve kararlı uygulamak"
"TÜSİAD olarak biz, Merkez Bankamızın enflasyonu düşürmek için elinde her türlü aracın bulunduğunun bilincindeyiz. Elbette, enflasyonu etkileyen pek çok yapısal faktör olduğunu biliyoruz. Ancak bugün enflasyonda en önemli sorun, yapışkanlıktır. Bize göre, bunun önüne geçebilmenin bir yolu var, o da enflasyon hedeflemesi politikasının etkili ve kararlı uygulanmasıdır.
Sürekli olarak hedefi yakalayamayan enflasyon, hedefleme politikasının gerçekten uygulanıp uygulanmadığını bugün sorgulanır hale getirmiş durumda. Merkez Bankamızın inandırıcılığı, kredibilitesi bizim için çok kıymetli.
"Sıkılaştırıcı politikalar için zaman kaybedilmemeli"
Enflasyonla mücadelede para politikasının belli bir maliyeti var. Kısa vadede yükselen faizler ekonomiyi soğutucu etki yapıyor. Kredibilitesi güçlü olmayan bir Merkez Bankası’nın yapacağı para politikası daha agresif, dolayısıyla daha maliyetli olacaktır. Bu nedenle sıkılaştırıcı politikaların gerektiğinde, zaman kaybetmeden ve yeterli ölçüde yapılması büyük önem taşıyor.
Elbette para politikası, tek başına enflasyondan sorumlu değil. Enflasyon hedefini belirleyen hükümetin her türlü fiyat, harcama ve vergi politikasının bu hedefle uyumlu olması, enflasyonla mücadelenin başarısı ile doğrudan ilişkili."
"İmkansızı denemek lazım"
İş dünyası olarak enflasyonla mücadelede gerek hükümetimizin, gerekse Merkez Bankamızın uygulaması gereken tüm politikaları, kısa vadede belli bedelleri ve zorlukları olsa da sonuna kadar destekleyeceğimizi bir kez daha tekrarlamak isterim. Enflasyonla mücadele kararlılık gerektiren zor bir süreç. Ancak, imkanın sınırını görmek için, imkansızı denemek lazım. Biz bugün imkansız gibi görüneni mümkün kılmak için bu süreçte kararlı ve ısrarlıyız.
Aynı kararlılığı ve bir adım ötesinde uygulamayı politika yapıcılarımızda da görmeyi arzuluyoruz. Çünkü, başarının yüzde 5’i yapmayı bilmekten, yüzde 95’i yapabilmekten oluşur. Bizim artık harekete geçmemiz gerekiyor.