"İlki Türkiye'nin şimdiye kadar çözemediği ekonomik yapısal sorunlar... Maalesef bunlar yeniden harekete geçiriliyor ya da geçiyor. Bu da kurun hızlı bir şekilde yukarı çıkmasını ve diğer gelişmekte olan ülke para birimlerinden negatif ayrışmasına neden oluyor. Bunlar bizim yapısal sorunlarımız. Bütün bu yapısal sorunlara rağmen Türkiye ekonomisinin makroekonomik temelleri ve ekonomik potansiyeli bu kadar hızlı yükselişi hak etmiyor. O zaman temel sebep ne? Yapısal sorunlara bağlı olarak Türk sermaye piyasalarının oldukça sığ olması ve spekülatif döviz talebi... Türk ithalatçısından gelen döviz talebinin yüksek olmadığını görüyoruz. Kamu kurumlarından gelen döviz talebinin yüksek olmadığını görüyoruz. O zaman bu döviz talebi nereden geliyor? Döviz talebi çok sığ, spekülatif amaçlı ve yurt dışı kaynaklı. Tam da Türkiye'nin anayasa değişikliği görüşmeye başlandığı zaman başlıyor. TL'yi hızlı bir şekilde değersizleştirme operasyonu yapılıyor. Bu komplo teorisi falan değildir. Çok açık bir gerçektir""Burada çuvaldızı da kendimize batırmalıyız" diyen Ertem, bu piyasaların sığ olmasının temel nedenlerinden bir tanesinin sermaye ve para piyasaları alanındaki ev ödevlerinin yapılmaması olduğunu vurguladı.
"Türkiye ev ödevlerini FETÖ nedeniyle yapamadı"
Cemil Ertem, Borsa İstanbul'un daha yeni derinlikli hale getirildiğini, Merkez Bankasının gerçekten bağımsız para politikası çerçevesi izleme yönündeki adımlarını yeni attığını belirterek, Merkez Bankasının belki de tarihinin en bağımsız dönemlerini yaşadığını, bunların yerine tam oturması için zaman gerektiğini, BDDK ve SPK gibi kurumların yeniden yapılandırıldığını anlattı. Ertem, şunları kaydetti: