Hürriyet yazarı Sefer Levent, marketlerdeki ücretli plastik poşet kullanımı hakkında önemli uyarılarda bulundu. İşte Sefer Levent'in o yazısı...ÖNCELİKLE belirtmem şart. Hem çevreye hem de insanlara zararı tartışmasız olan naylon poşet ve plastik kapların kullanımı her geçen gün daha çok ülkede kısıtlanıyor ya da yasaklanıyor. Aralarında Türkiyenin de bulunduğu bazı ülkelerde bu poşetler ek ücretlerle tüketicilere sunuluyor. Burada tek bir amaç var. Bu ürünlerin kullanımı azaltmak... Konuyla ilgili kamuoyu ile paylaşılmış birçok bilgi var. Örneğin herkesin haftada yalnızca 2 poşet daha az kullanması durumunda yıllık asgari 100 poşetin çöpe atılmayacağına dikkat çekiliyor. Basit gibi gözükse de rakamlardaki devasalık aslında konunun ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Düşünün Türkiyede her 5 kişiden 1i plastik poşet kullanımına son verse 70 yıllık ortalama ömür sürecince 37 milyar daha az poşet tüketileceği gerçeği önümüzde duruyor. İşte bu gerçeklerden yola çıkılarak Türkiyede 1 Ocak 2019dan itibaren plastik poşetlerin satış noktalarında kullanıcılara 25 kuruşluk ücret karşılığı verilmesine yönelik düzenleme yapıldı. KDVnin dahil olduğu bu ücretin 15 kuruşu devlete gidiyor 10 kuruşu ise marketlere kalıyor. 31 Aralık 2019a kadar kişi başı yıllık plastik torba kullanımının 90ı, 31 Aralık 2025e kadar ise 40ı aşmayacak şekilde azaltılması esas alındı. Çevre Şehircilik Bakanı Murat Kurum yayınladığı genelgede Türkiyede yıllık 30-35 milyar plastik poşet kullanıldığına dikkat çekti ve bunların kısa sürede atık haline geldiğini ve petrol bazlı olmaları sebebiyle doğaya zarar verdiğinin altını çizdi. Bakan Kurum belediyelere gönderdiği genelge de şu noktalara dikkat çekti: Uygulamanın nihai amacına ulaşması amacıyla belediyenizce, özellikle plastik poşetlerin yaygın olarak kullanıldığı yerlerde pazarlar, marketler gibi çok kullanımlık bez torba, file gibi alternatif malzemelere vatandaşlarımızın kolayca erişebilmesi, bunların vatandaşlarımıza doğrudan temini ve dağıtımı yönünde gerekli çalışmaların yapılarak uygulamaya destek sağlanması hususunda gereğini rica ederim. Tüm bunları niye hatırlattım. Son dönemde tartışma konusu olan poşetlerin marketlerde parayla satılmasının öncelikli amacı devlete ya da marketlere gelir sağlamak değildi. Bu poşetlerin kullanımını azaltmaktı. Aradan geçen yaklaşık 4 ayda bu konuda başarı sağlandı mı derseniz, bazı büyük marketlerde poşet tüketiminin yaklaşık yüzde 75 azaldığına yönelik bilgi paylaşımları büyük oranda başarı sağlandığını gösteriyor. İşin pozitif tarafı böyle... Gelelim negatif tarafa. Poşet kullanımının azalması birçok vatandaşın markete artık bez torbalar ya da alternatif ürünlerle gittiğini gösteriyor. Ancak malum her an yanınızda bu ürünleri bulundurmanız mümkün değil. Zorunlu hallerde marketlerden alışveriş yaptığınızda poşet başına 25 kuruş vermek zorunda kalabiliyorsunuz. İşte bazı marketlerin poşetlerine bir haller oldu. Öncelikle ebatlar küçüldü. Dahası bazı marketlerin poşetleri öyle inceldi ki bırakın eve ürün taşımayı daha marketin içinde yırtılıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Ücrete tabi tutulan poşetlerin çift kat kalınlığı için 40 mikron ve üzerinde olma zorunluluğunu getirdik ifadelerini kullanmıştı.Kurum ayrıca poşetlerdeki marka kullanımına dair de yapılan düzenlemeyi de açıklamıştı. Marka ve logolar, poşetin tek yüzeyinde yer alacak ve alanın yüzde yirmisini geçemeyecek. Poşetlerin bir yüzeyinde çevreci slogan ve sıfır atık logosu kullanımını zorunlu hale getirildi. Marketler poşetlerinin büyük bir bölümünü inceledik. Sanırım haziran ayında sona erecek geçiş süreci nedeniyle henüz poşet konusunda bir standart sağlanmamış. Aldığım bilgilere göre marketlerin bir bölümü ellerindeki mevcut poşetleri henüz tüketememiş. Eski poşetleri kullanmaya devam ediyor. Marketlerde ellerindeki poşet stoklarını tüketmeleri için fırsat verilmesi elbette yerinde. Yoksa kalan poşetlerin imha edilmesini beklemek çevre konusunda bu kadar hassasiyet taşıyan bir çalışmayı amacından saptıracaktır. Ancak bazı marketlerin eski poşetlerini tükettiği, yeni poşete geçtiği ancak 40 mikron kuralına uymadığı ve/veya bir yüzeyde çevreci slogan ve sıfır atık logosu kullanmadığı da öne sürülüyor. Piyasadaki poşetlerin neredeyse yarısı ebatındaki bu poşetlerden de 25 kuruş alındığına dikkat çekmek isterim. Bazı marketlerin geçiş sürecini suistimal ettiği, 25 kuruşluk poşet satışını amacına aykırı bir şekilde kar veya tasarruf için kullandığı iddiası çok üzücü.