"Made in Turkey olgusu üzerine titrenmeli"
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, "Made in Turkey" olgusunun üzerine titrenmesi gerektiğini belirterek, "Sanayi ürünleri güvenliğini, piyasa gözetimi ve denetimini tam olarak uygulamak, rekabet gücünü artırmanın en önemli şartlarından biri. Bu alanlarda geri kalırsak, Türk malı imajına zarar veririz." dedi.
Özlü, Bakanlığın The Ankara Otel'inde ikincisini düzenlediği, "Türkiye'de Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Uygunluk Değerlendirme Faaliyetleri Çalıştayı"na katıldı.
Çalıştayın ilkinin, 30 Ocak'ta yapıldığını hatırlatan Özlü, söz konusu toplantılarla ülkenin rekabet gücünü artıracak politikalar üretmeyi amaçladıklarını ifade etti. Sanayi ürünleri güvenliğini, piyasa gözetimi ve denetimini tam olarak uygulamanın, rekabet gücünü artırmanın en önemli şartlarından biri olduğuna işaret eden Özlü, bu alanlarda geri kalınırsa, Türk malı imajına zarar verileceğine dikkati çekti.
Bakan Özlü: Yerli üretime odaklandık
Özlü, "Made in Turkey" olgusunun üzerine titrenmesi gerektiğinin altını çizerek, Türk malı damgasının sadece üretilen ve satılan ürünü değil, bütün olarak ülkeyi ve milleti temsil ettiğini anlattı. İstikrarlı ihracat artışı, büyüme ve sanayi için üretilen bütün ürünlerin güvenilir olması gerektiğini vurgulayan Özlü, "Türkiye, yönünü dışa çevirmiş, kendi sınırlarının çok ötesinde vizyon sahibi bir ülkedir. Bu vizyonumuzu güvenilir markalarımızla, standartlara uygun ürünlerimizle geliştireceğiz. Bu nedenle ürün güvenliği, muayene, test, gözetim, kalibrasyon ve belgelendirme faaliyetlerinde, son derece titiz olmamız şarttır." diye konuştu.
"Uluslararası ticaretin ortak dili standartlar"
Türkiye'de, piyasa gözetimi ve denetiminin 10 farklı kurum tarafından yapıldığını bildiren Özlü, söz konusu faaliyetlerin yüzde 65'inin bakanlık tarafından yürütüldüğünü belirtti. Piyasa gözetimi ve denetiminin, bakanlığın öncelikli faaliyet alanlarından biri olduğunu dile getiren Özlü, bu konunun piyasanın disiplin altına alınmasında ve güvensiz ürünlerin yurda girişinin engellenmesinde önemli bir güç oluşturduğunu söyledi. Piyasa gözetimi ve denetiminin, ülkenin ithalat yükünün azaltılması ve cari açığın düşürülmesinde, önemli bir araç olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Özlü, bunun milli menfaatler için şart olduğunu vurguladı.
Özlü, yaşanılan çağda standartların, ulusal sınırları aşarak küresel boyut kazandığına dikkati çekerek, "Uluslararası ticaretin ortak dili, standartlardır. Bütün ticari kuruluşlar alışverişlerini yaparken, standartlar üzerinden konuşmakta, standartlar üzerinden pazarlık yapmaktadır. Dolayısıyla artık standartlara uymak, tek başına yeterli değildir. Önemli olan, standart belirlemektir. Günümüzde standartları, gelişmiş ülkeler belirlemektedir. Sanayicilerimiz yüksek katma değerli, rekabetçi ve inovatif bir üretim gerçekleştirmek için, dayatılan standartlara uyum göstermektedir. Hepimizin hedefi artık standartlara uymak ve onları takip etmek değil, standart belirlemek olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Hükümet ve bakanlık olarak sanayi politikamızın temeline, yerli ve milli üretimi koyduklarına işaret eden Özlü, Yüksek Teknolojiye Geçiş Programı kapsamında da son derece önemli adımlar atmaya başladıklarını anlattı. Milli ve yerli üretimin temel koşulunun, Türk standartlarını geliştirmek olduğunu vurgulayan Özlü, yüksek teknolojiye geçişin ise standartlara ve kaliteyi yükseltmeye bağlı olduğunu söyledi. Bu çerçevede bakanlığa ve paydaşlara önemli görevler düştüğünün altını çizen Özlü, Türk Standardları Enstitüsünün (TSE) bu süreci yönlendirme kabiliyeti, uluslararası standartlarda ülkenin etkinliği gibi konularda titiz çalışmalar yapılacağını kaydetti.
"Yapısal dönüşüm çalışmaları yaptık"
Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürü Uğur Büyükhatipoğlu da ürünlerin tasarım aşamasından piyasaya arz sürecine kadar olan standardizasyon uygunluk değerlendirme, piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerinin birbirini besleyen, birbiriyle alışveriş halinde bulunan süreçler olduğunu söyledi. Süreçlerin sağlıklı şekilde yürümesini sağlayarak, merdiven altı üretimi bitirmeyi, haksız rekabeti sonlandırmayı, sanayi üretiminde yerlileşmenin sağlanmasını ve ihracatın artırılmasına katkı sunmayı hedeflediklerini dile getiren Büyükhatipoğlu, daha kaliteli ve güvenli ürün üretiminin sürdürülebilir ihracat için önem taşıdığını vurguladı.
Büyükhatipoğlu, "Yeni pazarlara açılmak ve mevcut pazarlarda ihracat kapasitesinin artırılmasını sağlamak adına Türk malı imajının tüm dünyada kalite ve güvenlik ile birlikte anılması elzemdir. Bu imajın güçlü bir kanıya dönüşebilmesi ise ancak mevzuatına ve güvenlik kriterlerine uygun ürün üretilmesi ile mümkün olacaktır." dedi.
Piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerini daha etkin hale getirmek için yapısal dönüşüm çalışmaları yaptıklarını anlatan Büyükhatipoğlu, gerek piyasa gözetimi ve denetimi gerekse standardizasyon ve uygunluk değerlendirme faaliyetlerine ilişkin etkin bir model oluşturulana kadar çalıştay düzenlemeye devam edeceklerini ifade etti.