İş dünyası Donald Trump'ı nasıl gördü?
Türk iş dünyası temsilcileri, Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump'ın kazandığı ABD başkanlık seçim sonuçlarının iki ülke ilişkileri açısından olumlu olacağı ve yeni fırsatlar gündeme getirebileceği öngörüsünde bulundu.
Ekonomide "belirsizlik" endişesi: Söz konusu Trump olunca...
Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, ABD başkanlık seçimi sonuçları ve Türkiye ekonomisine etkilerine ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, beklentilerin az farkla da olsa Hillary Clinton'ın kazanacağı yönünde olması nedeniyle seçim sonucunda Trump'ın kazanmasının dünya kamuoyunda sürpriz olarak görüldüğünü ifade etti.
Özilhan, beklentisinin Clinton'ın kazanması yönünde olduğunu belirterek, "ABD gibi kurumsal güçlü bir yapıda birtakım stratejik politikaların çok kolay değişmeyeceği kanaatindeyim. Farklı bir politika olmayacak diye düşünüyorum. Trump, zaman içerisinde ABD'lileri destekleyeceğini, ekonomiyi büyüteceğini ve yeni yatırımlar yapacağını söyleyerek bu zaferi sağladı" diye konuştu.
Seçim sonucunun ABD ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilere etkisine ilişkin de Özilhan, her yeni liderin yeni görüşü olacağını ifade ederek, "Daha önce de dediğim gibi, sistem ve stratejiler, kurumsal yapı içerisinde olduğu için değişmeyecektir. Ama Trump'ın bir iş adamı, daha esnek olması ilişkileri daha iyi noktaya getirebilir" görüşünü dile getirdi.
"Beklenen bir sonuç olmadığı için yepyeni bir dönem açıldı"
Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın da beklenen bir sonuç olmadığı için yepyeni bir dönemin açıldığını belirterek, hareketli bir dönemin başladığını söyledi.
Akın, "ABD'de yeni bir büyüme hikayesi yazılacağını düşünüyorum. Türkiye ile ilişkiler açısından daha iyi olur. İlişkiler açısından yeni bir fırsat doğdu" diye konuştu.
"Karşımızda daha verimli bir ortak bulabiliriz"
Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) Başkanı Ekim Alptekin ise seçimin en önemli belirleyici dinamiğinin seçmen nezdindeki statüko yorgunluğu olduğunu ve Trump'ın her ne kadar siyasi tecrübeye sahip olmasa da küçük ancak ciddi geçmişe sahip bir ekip kurduğunu söyledi.
Alptekin, söz konusu ekibin Türkiye'yi iyi tanıdığını, Türkiye ile ilgili belli bir vizyona sahip olduğunu ve bazı hedefleri bulunduğunu ifade ederek, "Örneğin Trump'ın milli güvenlik danışmanı General Michael Flynn var. Flynn, seçim günü daha Trump'ın kazanacağı belli olmadan The Hill gazetesinde 'ABD, Türkiye'yi desteklemeli' şeklinde ve özellikle FETÖ gerçeğini tüm çıplaklığıyla ortaya koyan bir yazı yazmış" şeklinde konuştu.
Bunun Türkiye'nin hassasiyetleri konusunda daha dikkatli bir tavır işareti olarak görülmesi gerektiğini vurgulayan Alptekin, şunları kaydetti:
"Clinton olsaydı bir nevi Obama politikasının devamı, bölgedeki, politikadaki anlaşmazlıkların devamı, Amerika'da bir nevi kendine stratejik derinlik yaratmış bu illegal yapıyla ilgili bizim derdimizi anlatamamamız, hassasiyetlerimizin yeterli yankı bulmaması gibi sorunların devam edeceğini düşünüyordum. Bu konularda şimdi Trump iktidarında biraz daha hızlı sonuç alabiliriz. Karşımızda daha verimli bir ortak bulabiliriz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Trump arasındaki kişisel ilişkinin Clinton'a kıyasla daha iyi, daha verimli olacağı öngörüsünde bulunan Alptekin, seçim sonucunun Türkiye açısından olumlu ve doğru değerlendirilmesi durumunda ciddi bir fırsat olduğunu, yeni alanlarda, ekonomik alanda, siyasi işbirliği açısından da bir derinleşme yaşanabileceğini ifade etti.
"(Trump'ın seçilmesi) Bu dünya siyasetinde ilk sürpriz değil"
Türk-Amerikan İş Adamları Derneği (TABA-AmCham) Başkanı Bora Gürçay, ABD'deki sonucun birçok insanı şaşırtsa da, bunun dünya siyasetinde ilk sürpriz olmadığını söyledi.
Gürçay, yeni dünya düzeni ile ilgili bir trend gördüklerini, bu yıl İngiliz halkının referanduma giderek AB'den ayrıldığını, daha içe dönük ve muhafazakar politikalar izlendiğini, ABD seçim sonucunda da bunu gördüklerini ve ABD halkının daha muhafazakar olan adayı seçtiğini anlattı.
Seçimin Türkiye-ABD arasındaki ekonomik ilişkilere etkisine ilişkin de Gürçay, şunları kaydetti:
"Her iki aday da uluslararası ticaret anlaşmaları konusuna sıcak bakmıyordu. Ne Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP) ne de Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı'na... Bu da Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı müzakerelerinin dışında kalan Türkiye için dahil olmamaktansa anlaşmanın hiç olmaması daha iyi.
Bunun dışında ister istemez bölgedeki siyaset ABD ve Türkiye ilişkisi için çok mühim. Clinton, bu bölgede daha agresif bir politika izlemek niyetindeydi, ki bu Türkiye ve ABD arasında olumsuz etkiler yaratabilirdi. Trump politikası, daha iç piyasaya yönelik olmak ve global ortaklarla ilişkileri düzeltmeyi hedeflemekte. Türkiye ile dostluğu ve iş birliğini devam ettireceğini umuyoruz."