Canikli: Kurları kullanarak faizleri yükseltmek istiyorlar
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, ekonomi alanında uluslararası yayın yapan birçok kuruluşun, "Türkiye bir an önce faiz artırmalı. Kur bunun izin dalgalanıyor" anlamına gelecek değerlendirmeler yaptığını belirterek, "Belirli bir amaca ulaşmak için birtakım faktörler ya da göstergelerin baskı unsuru olarak kullanılmaya çalışılması kesinlikle kabul edilemez." dedi.
Canikli, A Haber'de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Döviz kurundaki artışa ilişkin değerlendirmelerde bulunan Canikli, ekonomiye yönelik algının bozulması noktasında birtakım sabotaj ve saldırıların olduğunu bildiklerini ifade etti.
Bazı ülkelerde ekonomiye ilişkin faaliyette bulunan kimi basın-yayın organlarının açıklamalarına bakıldığında sabotajın boyutunun görülebileceğine işaret eden Canikli, "Şunu yapmaya çalışıyorlar. Kuru kullanarak, kurda dalgalanma oluşturarak faizlerin yükseltilmesi talep ediliyor. Uluslararası alanda, ekonomi alanında yayın yapan birçok kuruluş ısrarlı bir şekilde bunun Altını çiziyor, 'Türkiye bir an önce faiz artırmalı. Kur bunun için dalgalanıyor' anlamına gelecek değerlendirmeler yapılıyor. Yani koro halinde 'faizi artırın' şeklinde bir kampanya söz konusu." diye konuştu.
Moody's'ten Türk bankaları için kârlılık uyarısı
Faizin nasıl artırılacağına Merkez Bankasının karar verdiğinin Altını çizen Canikli, belirli bir amaca ulaşmak için birtakım faktörler ya da göstergelerin baskı unsuru olarak kullanılmaya çalışılmasının kesinlikle kabul edilmeyeceğini bildirdi. Canikli, "Şu ana kadar ekonomi buna direndi, bundan sonra da direnmeye devam edecek. İstedikleri kadar bunu bir silah olarak kullanmaya çalışsınlar kesinlikle etik olmayan bu amaca ulaşmaları söz konusu olamayacak." dedi.
Canikli, Döviz talebi olmayan hanehalkının, Dövize karşı durduğu müddetçe ekonomik sabotajların, etik olmayan sonuçların elde edilmesi için kullanılamayacağını ifade etti.
"Enflasyon ve büyüme hedeflerini yakalayacağız"
Kurla ilgili mevcut şartların bu yıla dair büyüme ve enflasyon beklentilerine nasıl yansıyacağına ilişkin soru üzerine Canikli, kurdaki hareketlenmenin enflasyon rakamlarına büyük oranda yansıdığını ancak bunun önceki yıllara göre çok düşük seviyede olduğunu belirtti.
Bu konuda beklentileri olanların çok büyük hayal kırıklığı yaşadıklarını vurgulayan Canikli, "2017 enflasyon hedeflerini yakalayacağız. Herhangi bir sapma meydana gelmeyecek." diye konuştu.
Kura dair gelişmelerden reel sektörün olumsuz etkilenmemesi için her türlü tedbiri aldıklarını dile getiren Canikli, Ekonomi Koordinasyon Kurulu kararları kapsamında 250 milyar liralık kredi alanı oluşturduklarını, toplam borç yapılandırma talebinin 40 milyar lira civarında olduğunu söyledi.
Canikli, nakit giriş-çıkışı konusunda sorun yaşayan hiçbir firmanın batmasına müsaade etmeyeceklerine işaret etti.
Reel sektörün gelişmelerden olumsuz etkilenmemesi halinde büyüme konusunda da sıkıntı yaşanmayacağını kaydeden Canikli, "Bizim buradaki amacımız zaten üretimin aksamaması, ihracat yapan kesimlerde bir olumsuzluk yaşanmaması." ifadesini kullandı.
Bu yıl reel sektörün problem yaşamayacağının Altını çizen Canikli, "2017'de hem üretim rakamları yakalanacak hem de enflasyonun hedefin altında kalma ihtimali kuvvetle muhtemeldir." değerlendirmesinde bulundu.
ABD'nin YPG kamplarında eğitim vermesi
ABD'nin, terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı PYD'ye ve onun askeri kolu YPG'ye verdiği desteğin sorulması üzerine Canikli, ABD'nin uzun zamandan beri PKK'nın alt örgütlerine her türlü desteği çok yoğun bir şekilde verdiğini belirtti.
PKK ve onun alt unsurlarının Türkiye'ye yönelik bir tehdit oluşturduğunu vurgulayan Canikli, "ABD'nin, bir terör örgütüne bu kadar açık destek vermesi kabul edilir bir durum değildir. Müttefikimiz, stratejik ortağımız olarak kabul ettiğimiz, uzun yıllardır birlikte aynı amaç için faaliyette bulunduğumuz, ittifak oluşturduğumuz bir ülke tarafından Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü hedefleyen bir terör örgütüne destek verilmesi çok acı bir durum." ifadelerini kullandı.
Türk vatandaşlarının ABD'nin terör örgütlerine destek verdiğine inandığını kaydeden Canikli, ABD'nin de PYD'ye verdiği desteği gizlemediğini dile getirdi.
Bu durumun Türkiye'nin güvenliği için çok ciddi bir tehdit oluşturduğuna dikkati çeken Canikli, şu ifadeleri kullandı:
"Böyle bir tehdide karşı bizim de adım atma, tedbir alma, kendi güvenliğimizi sağlamak için uygun politikaları oluşturma hakkımız vardır. Onu yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Temennimiz ABD'nin bir an önce bu yanlıştan dönmesidir. Bu, çok tehlikeli bir durumdur. Bir ortağınızın, bir müttefikinizin güvenliğini doğrudan hedef alan bir terör örgütüne destek veriyorsunuz, silah ve eğitim yardımı yapıyorsunuz. Bu çok olumsuz bir durumdur, çok vahim bir tablodur."
"Terör tehdidi ortadan kalkarsa Başika'ya gerek kalmaz"
Türk askerlerinin bulunduğu Irak'taki Başika kampının kapatılıp kapatılmayacağının sorulması üzerine Canikli, ülkelerin dış politikalarının son derece hassas olduğunu ifade etti.
Başika kampının Irak orijinli Türkiye'ye yönelik terör tehdidi nedeniyle kurulduğuna dikkati çeken Canikli, "O da bizim hakkımız. Bir komşu ülkeden Türkiye topraklarına yönelik somut bir terör tehdidi varsa elbette uluslararası anlaşmalar, uluslararası hukuk bize bu konuda gerekli tedbiri alma hakkı veriyor. Şu anda o nedenle varız. Tehdit ortadan kalkarsa zaten gerek kalmaz." değerlendirmesinde bulundu.
Son yayımlanan KHK'lar
Son yayımlanan kanun hükmünde kararnameler çerçevesinde polise sanal takip yetkisi verildiğinin hatırlatılması üzerine Canikli, düzenlemenin polisin ceza vermesini içermediğini söyledi.
Canikli, ilgili Cumhuriyet savcılığının belirlenmesi için sanal alemde suçu işleyen kişinin kimliği ve nerede oturduğuna dair bilgilere ihtiyaç duyulduğunu, düzenlemenin de bu tespitin yapılabilmesine yönelik olduğunu kaydetti.
Bu kapsamda polisin yargılama ya da sorgulama yapmasının söz konusu olmadığının Altını çizen Canikli, "Sadece bu bilgiyi alıp yargı önüne getirmede kullanıyor. Bu konuda inanılmaz abartılı yorumlar söz konusu. Dünyanın her ülkesinde, bütün gelişmiş ülkelerde, polisin bu yetkisi vardır." diye konuştu.