Türkiye’nin ‘bisküvici dedesi’ Sabri Ülker’in hayatı dijitale taşındı
Türkiye’nin bisküvici dedesi, Ülker markası ve Yıldız Holding’in kurucusu Sabri Ülker’in 2014 yılında kitaplaştırılan hayat hikâyesi dijital dünyaya taşındı. Araştırmacı, gazeteci-yazar Hulusi Turgut tarafından kaleme alınan kitabı isteyenler kurulan internet sitesi üzerinden de okuyabilecek.
Yıldız Holding’in dijitalleşme hedefine yakışır bir adımla internet sitesi haline getirilen hayat hikayesi 3 kişiyle yola çıkan bir bisküvicinin küresel listelerde dünya devleriyle yarışan global bir dev olma yolculuğunu belgelerle, fotoğraflarla ve tanıklarla anlatılıyor.
Murat Ülker: Merhum Sabri Ülker çok vizyoner bir adamdı
Firmaların hayatta kalması için dijitalleşmesi gerektiğine inanan Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, her zaman global olma hayalini kuran bir vizyoner olan Sabri Ülker’in, 2000 yılının Şubat ayında Ülker Dergisi'ne verdiği mesajını hatırlattı ve Ülker'in “Girmemiz kısmet olan bu yeni asırda, genç nesillerin çok daha başarılı olacaklarına inanıyorum. Biz yaştakiler, gaz lambasından elektrikli, sonra elektronikli günlere geldik. Dünyamızın nice sırlarını keşfedip, Ay’a kadar çıktık. Uzaya yerleştirdiğimiz dev teleskoplar ise çok daha ötemizi görmemizi sağlıyor ve sanki yeni nesillere yepyeni hedefler gösteriyor. Demek ki, şimdi önümüzde bambaşka ufuklar var…” sözünün altını çizdi.
Murat Ülker şöyle devam etti:
"Sevgili babam, 'Bilim ve teknik, bu yeni yüzyılda insan hayatına çok daha olumlu şeyler katacaktır. Ancak, bence önemli olan, böyle bir gelişmeyi insanın da kendi varlığında yaşatmasıdır' sözüyle 2000 yılında teknolojik gelişmelerin günümüzde alacağı duruma gönderme yapmış. Herkesin buna ayak uydurması gerektiğine inanmış. Biz de çağın gereklerini yerine getirerek hayat hikâyesini çok daha geniş bir okuyucu kitlesine ulaştırmak için dijitalleştirdik.”
Yardımlaşma ve dayanışma teknoloji ile birleşmeli
Sabri Ülker, verdiği son mesajında, “Çağa ayak uydurmak için, yeni kuşakların bizlerden daha çalışkan, daha azimli, ama her zaman doğru ve dürüst olmaları gerekir diye düşünüyorum. Sanmayınız ki değişen çağda insana ilişkin hasletler önemini kaybedecek. Yardımlaşma, dayanışma, dostluklar ve komşuluklara insanların pek çok ihtiyacı olacak. Bunları unutmayan ve yaşatanların mutlulukları ise gelişen teknolojiyle birleşince daha da büyüyecek” demişti.
“Her zaman global olma hayali kuran bir vizyonerdi, türkiye’de ilkleri başardı”
Murat Ülker, babası Sabri Ülker'in vizyoner bakışını şöyle anlattı:
"Sabri Bey, her zaman global olma hayali kuran bir vizyonerdi. Dünyayı yakından takip ederdi. 1990'ların başında global olma yolunda National Biscuits Company - Nabisco şirketi Amerika'da "DSD- direct store delivery-doğrudan mağazaya teslim" diye bir sistemi hayata geçirmişti. Sabri Bey de Türkiye'de bunu ilk hayata geçiren kişi oldu. Nabisco'nun o dönemde Amerika'da 4 bin arabası vardı. Biz de sistemin benzerini distribütörlerimize yaptırdık. Daha sonra da geliştirdik. Bir süre sonra Nabisco'nun satılacağını duyunca da harekete geçtik. Birlikte kalktık Londra'ya gittik. Nabisco'nun doğu ayağına teklif verdik. Sonuçta, teklif veren diğer şirketler Nabisco'yu aralarında paylaştılar. Ama Sabri Ülker, bu pazarlıklardan büyük bir tecrübeyle dönmüş oldu.
Sabri Ülker’in hikâyesini çocukları anlattı
www.sabriulkerinhayathikayesi.com sitesi, 700 sayfalık kitabı okuyuculara bölüm bölüm okuma kolaylığı sağlıyor. İnternet sitesindeki “Tüm Hikâyeler” bölümünde Türk siyasi ve iş dünyasının önde gelen liderlerinin Sabri Ülker’le ilgili değerlendirmelerine de erişilebiliyor.
İnternet sitesinde Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker, Yıldız Holding hissedarı Ahsen Özokur’un hatıraları da okunabiliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Sabri Ülker’in hayat hikayesi Türkiye’nin kalkınma hikayesinin aynasıdır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kitapta Sabri Ülker ile ilgili olarak şöyle bir değerlendirmede bulunmuştu:
“Merhum Sabri Ülker’in hayat hikâyesi, hiç kuşkusuz Türkiye’nin kalkınma hikâyesinin aynasıdır, Türkiye’nin başarı hikâyesinin yansımasıdır. Sabri Ülker, bir çocuk olarak, bir genç olarak çok büyük zorluklar yaşadığı gibi, bir sanayici olarak, Türkiye’nin iftihar kaynağı uluslararası bir markanın isim babası olarak da çok büyük meşakkatlere göğüs gerdi. İlk üretime başladığında, 2 ay içinde iflas edeceği düşünülüyordu; ama o direndi, sabretti, sebat etti; sonraki yıllar içinde, gerek ekonomik dalgalanmalara, gerek kendisine ve markasına yönelik saldırılara karşı metanetle göğüs gerdi. Hem ülkesinin büyümesine en güzel desteği verdi, hem de bu ülkenin sanayici namzetlerine aydınlık bir yol bıraktı, bir rehber oldu.”
Merhum Süleyman Demirel: Sabri Ülker’in hayatı pek çok kişiye örnektir
Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel Sabri Ülker için, “Sabri Ülker’in hayatı ve çalışmaları, pek çok kişiye bir örnektir. Onun hayatını özetleyen bu kitabı okuyanların öğrenecekleri pek çok ders vardır. Kendisini tanımaktan, onunla dostluk yapmaktan ve insani meziyetlerini öğrenmekten büyük mutluluk duydum. Dostluğumuzun devam ettiği süre, unutulmaz bir dönemi temsil eder” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Tuncay Özilhan: Sabri Ülker Bey benim için ‘rol model’ olacak kişilerden biriydi
Anadolu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, Sabri Ülker ile birlikte çalıştıkları günlerden bahsederken eski patronunu şu sözlerle anmıştı:
“Sabri Ülker Bey’le hem NASAŞ’ta hem de Polinas’ta ortak yıllarımız geçti. Kendileriyle çalışmaktan her zaman büyük keyif aldım. Özellikle Polinas döneminde Sabri Bey’le çok daha yakınlaştık. Şirketin yönetim kurulu başkanlığını Sabri Bey yürütüyordu, ben de başkan yardımcısıydım. Neredeyse oğlu yaşına yakındım, ama Sabri Bey müşterek çalışmamız sırasında bana daima sevgi ve saygı gösterdi. Sabri Ülker Bey, gerçekten tecrübesine, insanlığına ve dostluğuna çok hürmet ettiğim, benim için “rol model” olacak kişilerden biriydi.”
Türk sanayii’nin 70 yılı da bu kitapta
Kitap, sadece Sabri Ülker’in hayatını anlatmıyor. Aynı zamanda Türk sanayiinin 70 yılına da ışık tutuyor. Kitapta, döviz tahsisi zorluğu nedeniyle yurtdışından getirilemeyen makineler, sanayinin gelişimi için yurtdışından getirtilen uzmanların endüstriyel gelişime katkısı, ilk ihracat hamleleri, 1980 sonrasında liberalleşme ve yeni rekabet kuralları, Sovyetler Birliği’nin dağılması ile bu bölgeye hücum eden Türk şirketleri ve sonrasında yaşananlara da oldukça geniş bir yer ayrılmış.