TPAO, ExxonMobil ile petrol arayacak
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile ExxonMobil şirketi Karadeniz'in derin deniz alanlarında petrol ve doğalgaz aramalarında bulunmak için işbirliği anlaşması imzaladı.
Ankara Sheraton Oteli'nde düzenlenen imza töreninde söz konusu anlaşmaya TPAO adına Genel Müdür Mehmet Uysal, ExxonMobil Exploration Company adına da Başkan Yardımcısı Elwyn Griffiths imza koydu.
Anlaşma çerçevesinde 400-450 milyon dolar "arama" yatırımı yapılacağı, bundan elde edilecek olumlu sonuçlara göre de, "üretim" yatırımının 20-40 milyar doları bulacağı kaydedildi.
Anlaşmaya göre, TPAO'nun, Türkiye'nin kara suları dışında yer alan ve Kastamonu, Bartın, Samsun illerinin kuzeyini kapsayan deniz ruhsatlarında sahip olduğu petrol hakkının yüzde 50'sini ExxonMobil'in yüksek arama riskini üstlenmesi karşılığında devretmesini içeriyor.
İmza törenine katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, ABD'nin dev firması ExxonMobil ile Karadeniz'de bir yolculuğa çıkılacağını belirtti ve "İnşallah bu yolculuk petrol ve doğalgaz buluşlarıyla taçlanır" dedi.
Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu petrolü ve doğalgazı çıkararak dışa bağımlılığı azaltmayı, hatta ortadan kaldırmayı hedeflediklerini belirten Güler, şunları söyledi:
"Karadeniz'de tecrübeli ExxonMobil ile birlikte çalışacağız. Dolayısıyla çok ümitli bir olarak bilgilerimizi, becerilerimizi, geleneklerimizi ve aynı zamanda teknik anlayışımızı da ortaya koyarak uzun bir yoluculuğa çıkıyoruz. TPAO kendisi gibi güçlü bir şirketi buldu.
Yıllardır, 'Çırpınırdı Karadeniz' diye söylediğimiz şarkıyı sadece söylemekle kalmayacağız, şimdi artık Karadeniz'in bu faaliyetlerini duyacağız. Bu duyuş petrolü ve doğalgazı elimizde tutup belki yüzümüze süreceğimiz bir şekle dönüşecek."
ExxonMobil Exploration Company Başkan Yardımcısı Elwyn Griffiths'in konuşması sırasında söylediği "bir elin nesi var, iki elin sesi var" atasözünü hatırlatan Bakan Güler, söz konusu işbirliğinin bu atasözünün çok güzel bir uygulama alanı olacağını kaydetti.
Karadeniz'de derin deniz arama faaliyetlerinde bulunmak için TPAO'nun daha önce Brezilya petrol şirketi Petrobras ile anlaştığını hatırlatan Güler, "Şimdi ABD'nin yine bir dünya devi olan ExxonMobil ile aramalarımızı sürdüreceğiz. Dolayısıyla Karadeniz'de üç kişilik bir horon oynayacağız. Bu horon inşallah iyi bir sonuçla neticelendiği zaman hepimiz sevineceğiz" diye konuştu.
Güler, Karadeniz'de petrol ve doğalgaz kaynaklarının bulunmasının bölge istikrarına, barışına ve dünya enerji arz güvenliğine büyük katkıları olacağını da vurguladı.
TPAO Genel Müdürü Mehmet Uysal da TPAO'nun çalışmaları hakkında bilgi verirken, şirketin Türkiye'nin kara alanında en küçük bir potansiyeli değerlendirmenin yanı sıra bilinen alanlar dışındaki alanlarda da büyük bir arama kampanyası başlattıklarını bildirdi.
Bu kapsamda Isparta-Burdur yöresindeki Yuvaköy-1 sondaj kuyusunun 6 bin 500 metre derinliğe ineceğini ve Türkiye'nin en derin sondajı olacağını anlatan Uysal, yurtdışında Kazakistan, Libya, Azerbaycan dışında çok farklı coğrafyalarda da arama geliştirme projelerini yürütüldüğünü söyledi.
Son 4 yıldır yurt için yatırımlarının en büyük payını önemli bir petrol ve doğalgaz potansiyeli taşıdıklarına inandıkları deniz alanlarına kaydırdıklarına işaret eden Uysal, bu kapsamda Karadenizde yoğun bir arama çalışması başlattıklarını kaydetti.
TPAO olarak Karadeniz'in Hazar denizine benzer zengin bir potansiyel taşıdığına inandıklarını belirten Uysal, "Karadeniz'in Türkiye'nin ham petrol ve doğalgaz bağımsızlığına giden yolun başlangıcı olduğuna inanıyoruz" dedi.
Uysal, şöyle devam etti:
"Karadeniz için yakın hedefimiz hem ortaklarımızla birlikte hem de TPAO olarak, Karadeniz'e yüksek teknolojiye sahip sondaj platformu getirerek, bu zengin potansiyeli ispatlayacak sondajları bir an önce yapabilmektir.
Çıktığımız yol uzun ve meşakkatli bir yoldur. TPAO ve beraber çalışma yapacağımız şirketlerle birlikte bu misyonu başarı ile tamamlayacağımıza inancımız tamdır."
Karadeniz'in bir adım arkasında olsa da önümüzdeki dönemde Akdeniz'in adının da daha çok duyulacağını ifade eden Uysal, Akdeniz'deki jeolojik ve jeofizik çalışmalarının da yakında olgunlaşacağını ve orada da Karadeniz'deki petrol zenginliklerine benzer zenginliklerin ortaya koyulacağını kaydetti.
ExxonMobil Exploration Company Başkan Yardımcısı Elwyn Griffiths de şirketin Türkiye'de çok uzun yıllardır faaliyet gösterdiğini belirtirken, ExxonMobil'in Türkiye'de arama lisansına sahip ilk yabancı şirket olduğunu, faaliyetleri kapsamında ülkede yer altı deposu açtıklarını, özel bir rafineri kurduklarını ve madeni yağ harmanlaması yaptıklarını anlattı.
Yapılan işbirliği ile derin deniz aramacılığındaki tecrübelerini Karadeniz'e taşımaktan memnuniyetlerini dile getiren Griffiths, teknolojiye çok önem verdikleri ve ileri teknoloji kullanarak, derinlerdeki hidrokarbon potansiyelini arama çalışmalarını geliştirdiklerini kaydetti.
Arama çalışmalarında çevreye duyarlı da olduklarını anlatan Griffiths, güvenlik, çevre ve sağlığa özel vurgu yaparak hizmet sunduklarını ifade etti.
Uzun dönemde yapılan çalışmaların bu işbirliğinin başlangıcı olduğunu söyleyen Griffiths, konuşmasını Türkçe olarak "bir elin nesi var iki elin sesi var" atasözünü söyleyerek bitirdi.
"Petrol fiyatlarındaki düşüş yatırımı olumsuz etkilemez"
Konuşmaların ardından bir gazetecinin petrol varil fiyatlarının 100 dolarlardan 50-60 dolarlara düştüğü ortamda derin deniz aramacılığının maliyetinin yüksek olduğunu hatırlatması üzerine Griffiths, kendilerinin zaten projeye başlarken, petrolün varil fiyatının 100 doların altında olacağını düşünerek hesap yaptıklarını söyledi.
Petrol fiyatlarındaki düşüşün projenin güvenilirliğine etkisi olmayacağını belirten Griffiths, "50 dolarlık rakamlar bu projeleri olumsuz etkilemeyecek" diye konuştu.
Griffiths, kendilerinin bütün projelere dünya çapında baktıklarını, Karadeniz'de de ümit vaad eden bir hidrokarbon potansiyeli gördüklerini ifade etti.
Bu tür işlerin doğal olarak riskli olduğuna işaret eden Griffiths, "Biz bu hidrokarbon potansiyelini bulmayı ümit ediyoruz. Bu imkanı çok önemli bulduk ümit vadeden bir proje" dedi.
İlk aşamada 400-450 milyon dolar arama yatırımı
Gazetecilerin konuyla ilgili soruları üzerine söz konusu anlaşma çerçevesinde ilk aşamada 400-450 milyon dolarlık bir "arama" yatırımı yapılacağını belirten TPAO Genel Müdürü Mehmet Uysal, "Buradan elde edilen sonuçlara göre üretim yatırımı milyar dolarlara ulaşacak. Yani 20-40 milyar dolar arasında toplam üretim yatırımı söz konusu" dedi.
ExxonMobil yüksek arama riskini üstlenecek
TPAO ve ExxonMobil arasında imzalanan Ortak İşletme Anlaşması, TPAO'nun, Türkiye'nin karasuları dışında yer alan ve Kastamonu, Bartın, Samsun illerinin kuzeyini kapsayan deniz ruhsatlarında sahip olduğu petrol haklarının yüzde 50'sini ExxonMobil'e, yüksek arama riskini üstlenmesi karşılığında devretmesini içeriyor.
Birkaç ay içerisinde başlayacak ortaklık, 2009 yılında da sürdürülecek olan 2 ve 3 boyutlu sismik araştırma ile devam edecek. Dataların işlenmesi ve yorumunu takiben arama kuyuları açılacak.
Dünyanın önemli petrol şirketleri arasında yer alan ExxonMobil'in kaynakları 72 milyar varil petrol eşdeğeri düzeyinde bulunuyor.
100'den fazla yeni büyük geliştirme projesi ve uluslararası doğalgaz ve enerji pazarlamaları bulunan ExxonMobil, Batı Teksas'tan Batı Afrika'ya ve Avustralya'dan Alaska'ya kadar birçok sahada yer alıyor.
Firma, dünyanın en büyük kendi doğalgaz kaynaklarını pazarlayan kamu dışı kuruluşu, en büyük uluslararası rafineri sahibi, madeni yağ üreticisi, petrol ürünleri tedarikçisi ve pazarlamacısı ve dünyanın geniş spektrumlu petrokimyasal ve özel kimyasal ürünlerinin önde gelen üreticileri arasında gösteriliyor.
İran ile yapılan mutabakat zaptı
Türkiye ile İran arasında imzalanan doğalgaz mutabakat zaptıyla geçen sene imzalanan mutabakat zaptından farklı bulunup bulunmadığına yönelik sorular üzerine Güler, Tahran'da yapılan temaslarda miktarların da görüşüldüğünü ve bunların mutabakat zaptında yer aldığını söyledi.
İran'da 3 zengin doğalgaz bloğunu işletmek üzere çalışmalara başlayacaklarını ve oradan günlük 46 milyon metreküp gaz çıkartılacağını belirten Güler, bunun 23 milyon metreküpü Türkiye'ye, 23 milyon metreküpünün de İran'a kalacağını kaydetti.
Güler, Avrupa'ya geçirilmesi planlanan günlük 27 milyon metreküplük gazla birlikte Türkiye'ye 50 milyon metreküp gazın akacağını bildirdi.