hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    atv ve Sabah'ta grev

    atv ve Sabahta grev
    expand

    atv ve Sabah gazete ve dergi gruplarının bağlı olduğu Turkuvaz Medya Grubu'nun Balmumcu işyerinde bugün grev vardı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi, KESK Genel Başkanı Sami Evren, Türk-İş Genel Sekreteri Mustafa Türkel, Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın ile greve çıkan gazetecilerin de aralarında bulunduğu grup, Sabah gazetesi ve atv'nin Balmumcu'daki binası önünde bir araya geldi.

    Gazeteciler üzerinde "Grev Gözcüsü" yazılı gömlekler giyerek, "Sendika yoksa üretim de yok", "Sendika hakkımız engellenemez", "Yaşasın sınıf dayanışması", "Sendika hakkımız grev silahımız", "Direne direne kazanacağız" şeklinde sloganlar attı.

    Sendikacılar daha sonra binaya "Bu iş yerinde grev vardır" yazılı pankart astı.

    Burada konuşan TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi, 26 Haziran 2008'de Turkuvaz Grubu'yla başlayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde grev aşamasına geldiklerini söyledi

    İpekçi, "Toplu sözleşme istemeyenler grev istiyor demektir. Sözün bittiği yerde bugün grev başlıyor. Bu grev tarihi bir grev. En son grev, 12 Eylül 1980 darbesiyle darbecilerin iradesiyle kaldırılmıştı. 29 yıl aradan sonra Türk basını bir kez daha grevle tanışıyor. Bu tarihi gün hepimize hayırlı olsun" diye konuştu.

    İpekçi, bundan sonra yapılacak her türlü görüşme çağrısına açık olduklarını ifade ederek, "Grev pankartının buraya asılmasıyla bizim için her şey bitmiş değildir. Ama burası bundan sonra her gün şölen alanı olacak. Her gün buraya destek ziyaretleri yapılacak" dedi.

    "Verdiğimiz kavga insan hakları, Anayasa, demokrasi kavgası, sendikal mücadele" diyen İpekçi, atv ve Sabah grubundaki gazetecilerin, 2007'de özgür iradeleriyle sendikaya üye olduklarını, uzun bir mücadeleden sonra 26 Haziran 2008'de toplu sözleşme görüşmelerinin başladığını, 5 oturumda 22 madde üzerinde anlaşma sağlandığını, 37 madde üzerinde uyuşmazlığa gidildiğini anlattı.

    Defalarca görüşme talebinde bulundukları halde işverenle bir daha görüşme imkanı bulamadıklarını ifade eden İpekçi, "Anlaşmak, bu işi masa başında çözmek istedik ama buna yanaşmadılar. Onun yerine klasik işveren baskıcı taktiklerini uygulamaya başladılar ve arkadaşlarımızı sendikadan istifa etmeye mecbur bıraktılar. Bütün bu gelişmeleri kamuoyunda herkes dikkatlice izledi" diye konuştu.

    "Fiili anlamda etkili olamayacak ama..."


    KESK Genel Başkanı Sami Evren de, grevin, çalışma yaşamı, demokrasi mücadelesi açısından oldukça anlamlı olduğunu belirterek, basın patronlarının, grevden, işlerinde örgütlülükten, sendikadan korktuğunu söyledi.

    Başbakan'ın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın bu haklı grev karşısında sustuğunu dile getiren Evren, "Şu anda çok haklı ve meşru olan bu grevin mutlaka başarıya ulaşması gerekiyor. Bu nedenle greve çıkan basın emekçilerini dayanışmamızla destekleyeceğiz. 15 Şubat'ta Kadıköy'de bu grevin yankısı yüz binlerce emekçi tarafından sahiplenilecektir" dedi.

    Türk-İş Genel Sekreteri Mustafa Türkel ise, 8 aydır devam eden bir sürecin sonunda Sabah ve atv grubunda bugün fiilen ve resmen grevin başladığını kaydetti.

    Bu grevin çok önemli olduğunu ifade eden Türkel, "Basın dünyasında yıllardır Türkiye'nin demokratikleşme mücadelesi veren köşe yazarları, basının etkin kalemleri bundan sonra bu grev için ne yazacaklar bunu merak edeceğiz. Bu grev önemlidir. Türkiye'de demokrasiyi, şeffaflığı, hoşgörüyü, hesap sormayı eleştiren ve her gün kalemleriyle bir şeyler döktürenler bu grev için neler yazacaklar bunu ibretle izleyeceğiz" dedi.

    Türkel, "Grevin, Türkiye'de demokrasi mücadelesinde basın yöneticilerinin tek yanlı ve sözde demokratik tavırlarını dünyaya göstermek için bir ibret belgesi olacağını ve tarihe öyle not geçeceğini ifade etmek istiyoruz. Yürekleri yetiyorsa etkili köşe yazarlarımızın kendi içsel sorgulamalarını bu grevle birlikte yapmaya başlamaları gerekir ve yürekleri yetiyorsa ayrım gözetmeksizin tüm basın ve yayın kuruluşlarının bu grevi sorgulamaları ve bu greve destek olmaları gerekiyor. Yoksa onları kendi utançlarıyla baş başa bırakacağız" dedi.

    Turkuvaz Medya: "Öngörülen katılım gerçekleşmedi"


    Bu arada Turkuvaz Medya Grubu, atv - Sabah ve dergi gruplarında başlatılan greve öngörülen katılımın gerçekleşmediğini savundu.

    Turkuvaz Medya Grubu Kurumsal İletişim Grup Başkanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Balmumcu ve Sefaköy'deki eyleme, atv'nin grev süreci olmasına rağmen, atv'nin sendika temsilcisi dahil atv personelinden katılan olmadı. Greve Sabah'tan 2 kişi, dergi grubundan ise 6 kişi katıldı. Takiben, müessesemizin Ankara Balgat'taki işyerinde başlayan grev eylemine de sendika temsilcisi de dahil olmak üzere çalışanlardan kimse katılmadı" denildi.

    Ahmet Tezcan'dan açıklama

    Turkuvaz Grubu Yönetim Kurulu Danışmanı Ahmet Tezcan da, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi ile görüşmesinde "TGS'nin hiçbir çalışanın katılmayacağı bir grevi başlatarak sonuç almasının mümkün olmadığını, sonuçsuz bir grevin ise sendikanın kapısına kilit vurmasına kadar gidecek bir erime sürecini başlatabileceğini belirtiğini" bildirdi.

    Tezcan, yaptığı yazılı açıklamada, ATV ve Sabah'ta başlatılan grevle ilgili isminin geçtiği hususlarda açıklama yapma ihtiyacı hissettiğini belirterek, TGS ile yapılan görüşmelerde hiçbir resmi görev ve yetkisinin bulunmadığını vurguladı.

    Türk-İş Genel Başkanı ve bazı üst düzey yöneticilerinin ricası üzerine görüştüğü TGS Genel Başkanı İpekçi'nin kendisinden, sendika ve Turkuvaz Grubu yönetimi arasında ara buluculuk yapmasını istediğini, gruptaki görevinin yönetimsel olmadığını, her iki tarafa da sadece kişisel düşünce, tavsiye ve önerilerini sunabileceğini söylediğini ifade etti.

    Tezcan, İpekçi'ye grup çalışanlarıyla göreve geldiği günden bu yana yaptığı görüşmelerden edindiği izlenimleri aktardığını belirterek, şunları kaydetti:

    "Sayın İpekçi ile görüşmemizde, Kişisel düşüncelerim olarak Gazeteciler Sendikası'nın mutlaka var olması gerektiğini, ancak klasik ücret sendikacılığı anlayışını terk ederek, çağdaş partner sendikacılık anlayışına yönelerek güçlenmesinin kaçınılmaz olduğunu, taleplerinde ücret politikasını değil editoryal bağımsızlık arayışlarını öncelemesinin daha doğru olacağını anlattım.
    Durum böyle iken, TGS'nin hiçbir çalışanının katılmayacağı bir grevi başlatarak sonuç almasının mümkün olmadığını, sonuçsuz bir grevin ise sendikanın kapısına kilit vurmasına kadar gidecek bir erime sürecini başlatabileceğini belirttim."

    İpekçi ile görüşmesinde sorunun çözümüne ilişkin kişisel öneride de bulunduğunu anlatan Tezcan, Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu'nun, bu öneriye çok olumlu yaklaştığını, önerinin Turkuvaz yönetimi tarafından da ilgiyle karşılandığını belirtti.

    Tezcan, TGS Genel Başkanı İpekçi'nin tek taraflı bir grev iptalini yapamayacağını söylediğini ve daha önce üzerinde mutabık kalınan bir takım maddelerle beraber yeni bir müzakere yapılıp toplu sözleşme imzalanmasında ısrarcı olduğunu ifade etti.

    Ahmet Tezcan, İpekçi'nin bu yaklaşımının grup yönetimi tarafından kabul edilmediğini anlatarak, tarihi bir fırsatın "günü kurtarmak" adına kaçırıldığı kanaatini taşıdığını kaydetti.


    atv ve Sabah'ta grev başladı

    Turkuvaz Medya'nın Ankara bürosuna grev pankartı asıldı

    atv ve Sabah gazete ve dergi gruplarının bağlı olduğu Turkuvaz Medya Grubu'nun Ankara bürosuna grev pankartı asıldı.

    Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Ankara Şube Başkanı Turgut Dedeoğlu ve beraberindeki sendika üyeleri, Turkuvaz Medya Ankara Bürosu önünde toplandı ve binanın girişine "Bu işyerinde grev vardır" yazısını astı.

    Medya gurubu çalışanlarından kimsenin grev yazısı asılırken bina dışına çıkmadığı gözlendi.

    Turgut Dedeoğlu, grev yazısının asılmasının ardından yaptığı basın açıklamasında, sendikanın Turkuvaz Medya'daki örgütlenme ve toplu sözleşme görüşmeleri süreci hakkında bilgi verdi.

    "Görüşmelerin seyrinde giderken, işverenin masadan kalktığını ve uzlaşma sağlanamadığını" anlatan Dedeoğlu, sendikanın da grev kararı aldığını ve bu karar uyarınca bugün grevin başladığını söyledi.

    Basında örgütlenmenin ve sendikal mücadelenin zor olduğunu dile getiren Dedeoğlu, bu grevin 12 Eylül 1980'den bu yana medyadaki ilk grev olması bakımından anlamlı olduğunu ifade etti.

    Dedeoğlu, Sabah ve atv'deki gazetecilerin grev yazısı asılırken bürolarında olduğunu belirterek, "Arkadaşlarımız 'ya ekmek ya sendika' tercihinde bırakılmak zorunda kaldılar. Biz onları yadırgamıyoruz. Kriz ortamında greve çıkmak zor. Mücadelemiz toplu sözleşme imzalanana kadar sürecek" diye konuştu.

    ÇGD Bursa Şubesi'den eyleme destek


    Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Bursa Şubesi Yönetim Kurulu, greve başlayan Turkuvaz Medya Grubu çalışanlarının yanında olduklarını açıkladı.

    ÇGD Bursa Şubesi Yönetim Kurulu imzasıyla yapılan yazılı açıklamada, basın çalışanlarının 29 yıl sonra ilk kez greve çıktığı belirtildi.

    atv ile Sabah gazetesi ve dergi gruplarının bağlı olduğu Turkuvaz Medya Grubu'nun Balmumcu, Sefaköy ve Ankara Balgat'taki işyerlerindeki sendikalı çalışanların bugün grev başlattığı kaydedilen açıklamada, bu işyerlerinde 26 Haziran'da başlayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde özellikle çalışanların ücret, sosyal yardım, kıdem ve ihbar tazminatı haklarıyla ilgili anlaşmazlığın işveren tarafından krize bağlandığı ifade edildi.

    Anlaşmazlığın krize bağlanmasının ve krizin faturasının çalışanlara kesilmek istenmesinin kabul edilebilir bir gerekçe olmadığı belirtilen açıklamada, "Elbette ki çalışanların amacı asıl olarak uzlaşmadır ancak burada işverenin tutumu çalışanlara grev dışında bir seçenek bırakmamıştır. ÇGD Bursa şubesi olarak, haklarının gasbedilmek istenmesi karşısında yine Anayasal haklarını kullanan Turkuvaz Medya çalışanlarının yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz" denildi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow