hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Kira artış sınırı devam edecek mi? Bakan Simsek: Devam etmesi için bir sebep görmüyorum

    Kira artış sınırı devam edecek mi Bakan Simsek: Devam etmesi için bir sebep görmüyorum
    expand

    TRT Haber ekranlarında konuk olan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ekonomi gündemine ilişkin merak edilen soruları yanıtladı. 'Kira artış sınırı devam edecek mi?' sorusuna Bakan Şimşek, "Devam etmesi için bir sebep görmüyorum, etmemesi gerektiğini düşünüyorum, etmesi yönünde yapılan bir çalışma da yok. Büyük ihtimalle devam etmez diye düşünüyorum.Piyasada fiyatlara müdahale edilmemesi gerektiğine inanıyorum." şeklinde yanıt verdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, açıklamalarında şunları kaydetti;

    Her şeyden önce ekonomide bir yeniden dengelenme sürecine girdik. Yani iç talebin aşırı artışı nedeniyle bir takım makro ekonomik dengesizlikler ortaya çıkmıştı. Şimdi orada bir yumuşama var. Net ihracatın etkisi ekonomide olumluya dönmeye başladı. Yani büyümede kompozisyon değişiyor, büyümede bir dengelenme var. Bu da beraberinde ortaya çıkan dengesizlikleri gideriyor. En önemli dengesizliklerden bir tanesi cari açık. Geçen sene mayıs ayında 57 milyar dolar civarındaydı. Büyük bir açık. Bu sene bu açık mayıs ayı itibarıyla 30 milyar doların altına düşmüş olacak. Dolayısıyla çok ciddi bir iyileşme var. Yani Türkiye'nin dış açığında yarı yarıya düşüş var. Önemli dengesizliklerden bir tanesi bu çerçevede giderilmiş oldu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Geçen sene mayıs sonu itibarıyla piyasa değerlendirmelerine bakarsanız, özellikle depremin etkisiyle bütçe açığının milli gelire oran olarak yüzde beldi 9-10'ları bulabileceği öngörülüyordu piyasalar tarafından. Biz bunu geçen sene yüzde 5,2'de tuttuk. Bu da önemli bir dengesizlik ve deprem hariç bütçe açığı milli gelire oran olarak sadece yüzde 1,6 bu da önemli. Dolayısıyla temel dengesizlikleri giderme anlamında program çalışıyor.

    "TÜRKİYE'NİN RİSK PRİMİ BUGÜN 270'İN ALTINA DÜŞTÜ"

    Programın çalıştığını özetleyen bazı göstergeler var. Örneğin, Türkiye'nin risk primi. Türkiye'nin risk primi geçen sene mayıs ayında 700 baz puanın üzerindeydi. Bugün 270'in altına düştü. Bu dönemde gelişmekte olan ülkelere göre çok muazzam bir performans göstermişiz. Yani sadece bizim risk primimiz düşmemiş başka bize benzer ülkelere oranla risk primimiz çok daha hızlı şekilde düşmüş. Risk priminin düşmesi burada aslında programın çalıştığını özetleyen bir gösterge. Çünkü bu Türkiye'ye fon akışında maliyeti belirleyen unsurlardan bir tanesi. Türkiye fon akışında bizim öngördüğümüzden çok daha büyük bir artış var. Özellikle yerel seçimlerden s sonra son 1,5 ayda o kadar ciddi bir fon akışı ve Türk lirası lehine portföy değişikliği var ki, Merkez Bankası swap hariç rezerv pozisyonu neredeyse 49 milyar dolarlık bir iyileşme gösterdi. Bahsettiğim süreç 1,5 aylık bir süreçten bahsediyoruz. Belirsizlikler azaldıkça, programın çalıştığı ortaya çıktıkça Türkiye'ye rağbet artıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "12 YIL SONRA FITCH TÜRKİYE'NİN NOTUNU ARTIRDI"

    12 yıl sonra Fitch, Türkiye'nin kredi notunu artırdı. S&P 11 yıl sonra Türkiye'nin kredi notunu artırdı. Artırmakla kalmadılar bizim görünümümüz pozitif. Program bu şekilde çalışmaya devam ederse biz notu tekrar artıracağız şeklinde pozitif görünümde duruyorlar. Bunların hepsi önemli yani ekonomide büyümenin kompozisyonu iyileşiyor. Daha sürdürülebilir daha dengeli bir büyüme var. Makro ekonomik dengesizlikler yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Bütçe disiplini, dış dengedeki iyileşme, rezervlerdeki iyileşme, risk primindeki iyileşme, Türkiye'ye fon akışındaki muazzam artış tüm bunlar şunu net şekilde ortaya koyuyor programa olan güven güçlü, sürekli pekişiyor. Tabii ki bu programlar birer canlı organizma gibidir. Biz iyi bir program yaptık artık 3 yıl boyunca dokunmayalım diye bir şey yok. Canlı organizma gibi sürekli o programın tabii ki tekrar güçlendirilmesi, iyileştirilmesi, temellerinin sağlamlaştırılması, bunun pekiştirilmesi çok önemli. Türkiye'nin kendi programı ve gerçekten sonuç almaya başladık. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Programı sürekli bir şekilde güçlendirme çabamız var ve devam edecek. Bütçede harcama disiplini, yatırımların daha verimli alanlara yönlendirilmesi, doğrudan doğruya bazı cari harcamaların kesilmesi, kesintiye uğratılması. Tüm bunlar aslında mali disiplini güçlendirirken dezenflasyona destek veriyor. Programın çalıştığını konuştuk ama enflasyon beklentileri geçen sene ekim ayına gidin, programın gerçek anlamda devreye girip çalışmaya başladığı dönem. O döneme göre enflasyon beklentilerinde muazzam bir iyileşme var. Önümüzdeki 12 ayda piyasaya sorduğunuz zaman enflasyon düşüşü öngörülüyor. Yüzde 33 civarına indi. Örneğin, 2 yıllık perspektifi alırsanız yüzde 22 civarına kadar indi. Fakat bunu performansla destekleyeceğiz, sürekli bir şekilde programı güçlendireceğiz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    KİRA ARTIŞ SINIRI

    Devam etmesi için ben bir sebep görmüyorum, etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla bu yönde de yani devam etmesi yönünde bir çalışma yok. Zaten o düzenleme bir süreliğine yapılmıştı. Ben hükümetimiz adına verilmemiş bir karar üzerine yorum yapamam ama çok büyük ihtimalle devam etmeyeceğini düşünüyorum. Fiyatlara müdahale edilmemesi gerektiğine inanıyorum. Piyasaya müdahale arzı artıracak teşviklerle olur. O doğru bir şey. Arz artışı üzerinden fiyatların aşağı inmesini sağlamak lazım. Bunun için daha çok üretim, daha çok istihdam ve ihracatı da tabii ki önemsiyoruz. Bizim müdahaleler daha çok şu çerçevede olacak: Biz piyasaya yol haritası vereceğiz. 3 yıllık enflasyon hedefi veriyoruz, 3 yıllık büyüme perspektifi sunuyoruz. Bunlar piyasayı yönlendirme amacıyla kamuda da disiplin amacıyla önemli. Ama esas olarak yatırım. Biz bütçe üzerinden para harcıyoruz. Biz diyoruz ki bu harcamaları yapalım ama bu harcamaları üretken alanda yoğunlaştıralım. Yani daha çok arz yönlü üretimi artıracak alanlara kanalize edelim. Gıda arzı onlardan bir tanesi. Rekabet gücü arttığı zaman, verimlilik arttığı zaman birim fiyatlar, birim maliyetler düşüyor. Dolayısıyla biz bu çerçevede tabii ki her şeyi piyasaya bırakamayız. Ürünlerin fiyatlamalarına doğrudan doğruya müdahaleyle biz bir yere varamayız. Onun için onun yerine büyümenin kompozisyonunu dengeleyeceğiz. Üretim artıracak politikaları devreye sokacağız. Verimliliği, rekabet gücün artıracak adımları atacağız.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow