Yalçındağ'dan 'finansal eylem planı' çağrısı
Doğan Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Yalçındağ, hem arz hem de talep yönlü kapsamlı bir finansal eylem planının bir hükümet politikası olarak hayata geçirilmesinin gerekli olduğu düşüncesini taşıdığını belirtti.
SPK ile Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği (TSPAKB) tarafından düzenlenen "Türk Sermaye Piyasası ve Yatırım Hizmetlerinin Geleceği" başlıklı konferansın, "Aracılık Sektörü ve Reel Sektörün Finansmanı" konulu oturumunda konuşan Mehmet Ali Yalçındağ, dünya finans piyasalarında yaşanmakta olan belirsizlik ve dalgalanmaların merkezinde finansal hizmetler sektöründe faaliyet gösteren bazı uluslararası kuruluşların yönetim ve strateji hataları olduğunun görüldüğünü belirtti.
Yalçındağ, global sermaye piyasalarında oluşan dalgalanmaların ve ileriye dönük belirsizliklerin küresel sermayenin hareket hızında bir yavaşlamayı da getirdiğini ifade ederek, "Bu durum bir taraftan tarihsel olarak güçlü bir rekabetin yaşandığı finansal hizmetler işkolunda rekabetin daha da artacağını diğer taraftan da şirketler kesiminin finansman imkanları ve maliyetleri üzerinde bir baskı oluşturabileceğine işaret ediyor" dedi.
Azalan kar marjlarının, oluşan zararlar ve sermaye ihtiyacı nedeniyle önümüzdeki dönemde finansal hizmetler sektöründe faaliyet gösteren global kuruluşların el değiştirmesi veya birleşmesinin gündemde olacağını aktaran Yalçındağ, yatırım kuruluşlarının bu olağanüstü dönemde alacakları veya almakta oldukları stratejik kararların ortaya çıkan fırsatları değerlendirip değerlendiremeyeceklerini karşı karşıya bulundukları riskleri yönetip yönetemeyecekleri ve rekabette avantaj sağlayıp sağlayamayacakları üzerinde önemli etkilere sahip olacağını söyledi.
Finansal eylem planı
Mehmet Ali Yalçındağ, çoğunluğu genç ve çalışanlardan oluşan 70 milyonu aşkın nüfusa sahip bir ülkede, aktif sermaye piyasası yatırımcısının 1 milyonun altında seyretmesini; finansal ürün çeşitliliğinin bulunmamasını ve sermaye piyasasının toplam finansal sistem içerisinde son derece mütevazı bir paya sahip olmasını düşündürücü bulduğunu ifade etti.
Yalçındağ, "Avrupa Birliği'ne adım atmak üzere olan, dünyanın 17'nci büyük ekonomisinde; yatırımcı sayısının 5 yıl içerisinde 1 milyondan 30 milyona, finansal ürün çeşitliliğini, gelişmiş sermaye piyasaları düzeyine ve sermaye piyasasının finansal sistemdeki payını en az yüzde 50'ye çıkaracak, hem arz hem de talep yönlü bir 'finansal eylem planı'nın bir hükümet politikası olarak hayata geçirilmesinin gerekli olduğunu düşünüyorum" dedi.
2001 yılında Türkiye'de yaklaşık 21 milyar dolar tutarında ve 162 adet devir ve satın alma işleminin gerçekleştiğinin rapor edildiğini ve burada finansal hizmetler sektörünün toplam 6,5 milyar dolar değer ve 32 adet işlem ile başı çektiğini aktaran Yalçındağ, "Bu da tartışmasız bir şekilde gösteriyor ki artık finans kuruluşlarımız, satın almalar ve iş ortaklıkları yoluyla uluslararası bir 'net work'ün güçlü ve önemli birer üyesi haline geliyor" diye konuştu.
Yalçındağ, yerli finans kuruluşlarının yurtdışında üretilen bir çok hizmeti Türkiye'de üretmeye başladığını dile getirerek, yabancıların finans sektöründeki payının artmasının, giderek yabancıların elindeki işlerin alınmasını sağladığını ve uluslararası finans alanındaki ağırlığı artığını söyledi.