Tacirler Yatırım'dan yatırımcıya mektup!
Avrupa'dan gelen faiz indirimi ve ABD'nin tahvil alımını azaltacağı beklentisi pariteyi zayıflattı.
EURUSD paritesi Mayıs ayına, Euro Bölgesi ekonomisine ilişkin endişelerin yeniden tırmanacağı ve Avrupa Merkez Bankası'nın faizi yeni rekor düşük seviyeye çekeceği beklentisi ile girdi.
Euro Bölgesi ekonomisine ilişkin korkuların devam etmesinden ötürü büyümeyi destekleyici bir adım atacağı düşünülen AMB'nın faiz indirimi beklentisi pariteyi zayıflatmaya başlamıştı.
Ayın ilk haftalarında beklentilerin altında gelen veriler faiz indirim beklentilerini daha da güçlendirdi.
Mayı ayının ilk günlerinde açıklanan Euro Bölgesi imalat sanayi üretimi, Nisan ayında da düşerek üst üste 21 ay daralma gösterdi. Bu durum, Avrupa Merkez Bankası (AMB) üzerindeki faiz düşürme baskısını artırdı.
Beklenen faiz indirimi 2 Mayıs'ta geldi. Avrupa Merkez Bankası, Euro Bölgesi ekonomisinin resesyondan çıkmakta zorlanması ile birlikte, politika faizini rekor düşük seviyeye indirdi.
Bratislava'da bir araya gelen AMB politika yapıcıları, politika faizi olan temel refinansman faizini yüzde 0.75'ten yüzde 0.50'ye getirdi.
Draghi'nin geçen ay, Avrupa'da ekonomik görünümün kötüleşmesi durumunda harekete geçmeye hazır olduklarını kaydetmesinden bu yana ekonomik güven düşmüş ve işsizlik yükselmişti.
Bu faiz indirimi kararı Avrupa Merkez Bankası'nı geleneksel politika araçlarını tüketme noktasına yaklaştırdı ve negatif tasarruf faizi ya da yeni standart dışı tedbirlere ilişkin beklentileri güçlendirdi.
Euro Bölgesi için kötümser hava devam ederken, ABD'den gelen veriler istikrarlı bir iyileşme gösteriyor ve EURUSD paritesi üzerindeki baskıyı daha da artırıyordu.
Mayıs ayının ilk haftasında ABD'de işsizlik sigortası başvuruları bir önceki haftaya göre beklenmedik bir düşüş göstererek 5 yıldan daha fazla bir sürenin en düşük seviyesine indi ve ekonominin soğumasına rağmen şirketlerin var olan işçi sayısını tuttuklarının sinyalini verdi.
Bunun yanında, ABD dış ticaret açığı Mart ayında beklentilerin üzerinde bir gerileme göstererek son 3 yılın en düşük 2. seviyesine indi ve tüketici ürünleri ithalatında bir düşüş yaşandığını yansıttı.
Bununla birlikte, ABD'de tüketici güveninin son 5 yılın en yüksek seviyesine tırmanması, Amerikan ekonomisinin ilerleme kaydettiğine işaret etti. Dünyanın en büyük ekonomisi ABD'de tüketici güveninin son 5 yılın en yüksek seviyesine çıkması ve işsizlik maaşı başvurularının beklenmedik şekilde düşmesi, ABD'nin ekonomik büyümesinde ilerleme kaydedildiğine işaret etti.
ABD'de özellikle istihdam piyasasının istikrara kavuşuyor olabileceği yönündeki işaretler, parasal genişlemede bir azalma yaşanacağı spekülasyonuna "acaba?" dedirtiyordu. ABD'de istihdam Nisan ayında beklenenden daha büyük bir toparlanma gerçekleştirdi ve işsizlik oranı da 4 yılın en düşük seviyesi olan yüzde 7.5'e indi ve bütçe kesintilerinin ABD istihdam piyasasını çok fazla etkilemediğini yansıttı.
Euro tarafında ise baskı bir türlü dinmiyordu. AMB Başkanı Mario Draghi, faiz oranları ile ilgili, eğer ihtiyaç devam ederse politika yapıcıların faiz oranlarını tekrar düşürmeye hazır olduğunu söyledi. Draghi'nin bu açıklamalarının ardından Euro değer kaybetti ve en çok işlem gördüğü 16 büyük para biriminin çoğu karşısında düşüş yaşadı.
ABD tarafında ise "görece" olumlu gelen verilere ve iyimser havaya IMF başkanı Lagarde'nin gölgesi düştü. Uluslararası Para Fonu (IMF) Direktörü Christine Lagarde, Amsterdam'da yaptığı bir konuşmada ABD hükümetinin bütçe politikalarının "çok sıkı" olduğunu söyledi.
Şu an uygulamada olan ABD politikalarının ekonomik büyümeyi düşüreceğini ifade eden Lagarde, IMF'nin ABD için büyüme tahminini Nisan ayında yüzde 2 olarak gerçekleştirdiğini hatırlattı.
Lagarde'nin açıklamaları sonrası ABD ekonomisinde yenien endişeli bir hava belirdi. Bunu, ABD'de iş olanaklarının 5 yılın zirvesinden düşerek işverenlerin beklemede kaldığına işaret eden veri takip etti. Federal bütçe kesintilerinin devreye girdiği ABD'de, işverenlerin zorunlu kısıntıların etkisini görmek üzere beklemede kalmasıyla iş olanakları Mart ayında 5 yılın zirvesinden gevşedi.
Mayıs ayının ortalarına doğru ABD'de açıklanan perakende satış verileri beklentilerin aksine yüzde 0.1 yükseliş kaydederek tüketici harcamalarında düşüş yaşandığı endişelerini dindirdi.
Açıklanan perakende rakamları, ekonomistlerin harcama tahminlerinde bu çeyrekte beklediklerinden daha az bir düşüş görebileceklerinin sinyalini verdi. Düşük yakıt maliyetleri ve yükselen konut ve hisse değerleri tüketici harcamalarının devam edeceğini gösterdi.
Avrupa tarafında ise Almanya'da yatırımcı güveni Mayıs ayında, ekonomistlerin tahmininden daha az bir artış gerçekleştirdi. Mannheim'da ZEW Avrupa Ekonomik Araştırma Merkezi'nin açıkladığı ve önümüzdeki altı ayda gerçekleşebilecek ekonomik gelişmeleri tahmin etmeyi amaçlayan yatırımcı ve analist beklentileri endeksi, Mayıs ayında, Nisan ayındaki seviyesi olan 36.3'ten 36.4'e yükseldi.
Avrupa'ya faiz indiriminden sonra gelen ikinci en büyük darbe, 15 Mayıs'ta gelen ve Avrupa'da resesyonun derinleştiğini gösteren büyüme verisiydi. Euro Bölgesi ekonomisi, yılın ilk üç aylık döneminde, ekonomistlerin tahmininden daha fazla daraldı ve resesyonunu daha da derinleştirerek, para bloğu liderleri üzerinde, bütçe kısıtlamalarını gevşetme ve büyüme için daha fazlasını yapma yönündeki baskıların artmasına neden oldu.
Euro, dolar karşısında, Euro Bölgesi ekonomisinin ilk çeyrekte ekonomistlerin tahmininden daha hızlı daralması ve Almanya ekonomisindeki yavaşlamanın ardından son altı haftanın en düşük seviyesine indi.
ABD tarafında da olumlu hava dağılmaya başlamıştı. ABD'de sanayi üretimi, Mayıs ayının ortalarında açıklanan veri ile birlikte sert bir düşüş yaşadı. ABD sanayi üretimi Nisan ayında son sekiz ayın en büyük gerilemesini yaşayarak, ABD'de fabrikaların ekonomiye az destek sağlayacağını gösteren geniş imalat kesintilerini yansıttı. ABD'de üretici fiyatları Nisan ayında son 3 yılın en sert düşüşünü gerçekleştirirken, kâr için zemin yaratan yakıt fiyatları düşüşünü de yansıtmış oldu.
Bununla birlikte, ABD tarafında parasal genişlemenin iki ayağından biri olan istihdam piyasalarındaki "istikrar" belirtileri de sendelemeye başladı. ABD'de işsizlik başvuruları hızlı bir yükseliş kaydederek ekonominin yavaşladığı sinyallerini güçlendirdi. Mayıs ayının ortalarında ABD'de beklenenden daha fazla işsizlik başvurusu gerçekleşirken, ekonomik yavaşlamanın işten çıkarmaları tetiklediği endişesi yeniden yayılmaya başladı.
Fakat parasal genişlemenin ikinci ayağı olan enflasyonda olumlu gelişmeler devam etmekteydi. ABD'de tüketici fiyatları Nisan ayında gerilemeyi sürdürerek 2008'den bu yana ilk kez 2 ay üst üste düştü. ABD'de yaşam pahalılığı, yakıt fiyatlarının düşmesiyle Nisan ayında gerilemesini ikinci aya taşıdı ve 2008 sonlarından bu yana ilk defa arka arkaya enflasyonda düşüş yansıtmış oldu. İstihdam tarafından gelen dengesiz veriler ve beklentilerden iyi gelen enflasyon verileri piyasanın kafasını daha da karıştırmıştı.
Ayın sonlarına doğru FED Başkanı Bernanke, yaptığı bir açıklamayla ABD ekonomisinin yüksek işsizlik ve hükümet giderlerindeki kesintiler nedeniyle yavaş ilerlediğini ve politikada erken bir daraltmaya gitmenin toparlanmayı tehlikeye sokabileceğini söyledi.
Beklentilerin aksine, parasal genişlemeden henüz bir azaltmaya gitmeyeceklerini belirten Bernanke, ekonomide güvenilir ve istikrarlı bir ilerleme olması durumunda merkez bankasının ilerleyen toplantılarıyla birlikte aylık tahvil alımlarında azaltmaya gidebileceğini açıkladı. Bu açıklamaların ardından dolar euro karşısında değer kazandı ve parite üzerindeki satış baskıları daha da arttı. EURUSD paritesi Mayıs ayını düşüşle kapamaya hazırlanıyor.
EURUSD paritesinin günlük grafiğine baktığımızda yükselen trendin kırıldığını ve yaşanan gelişmeler ve beklentiler sebebiyle paritede zayıf bir görünümü olduğunu söyleyebiliriz.
Bernanke'nin "şimdilik parasal genişlemeye devam" açıklamasının da etkisi ile orta vadede paritenin biraz güç toplayabileceğini ve ilk hedef olarak 1,3150 - 1,3200 seviyelerinin test edilebileceğini düşünmekteyiz.
Beklenen tepki geldi, 100 seviyesi aşıldı - USDJPY
Yaklaşık 15 yıldır deflasyondan mağdur olan Japonya, parasal genişlemenin etkilerini, yani yenin değer kaybettiğini görmek için sabırsızlanıyor diyebiliriz.
G-7'den gelen baskıcı söylemler karşısında geri adım atar nitelikte açıklamalar yapan Japonya, genele baktığımızda bu eleştirileri resmen geçiştirerek gözlerini sonuca dikti. Eleştirilere üstü kapalı bir şekilde kulak tıkayan Japonya'nın şu an için en büyük hedefi %2'lik enflasyon oranı.
Mayıs ayının ilk haftasında ABD tarafından gelen olumlu veriler pariteyi, uzun zamandır beklenen 100 seviyesine yaklaştırdı. 3 Mayıs'ta açıklanan ABD işsizlik oranı verisinin beklenmedik bir şekilde son 4 yılın en düşük seviyeye inmesinin ardından USDJPY paritesi 100 seviyesinin yakınlarında dolaştı.
Mayıs'ın ikinci haftasında ise parite muradına erdi ve 100 seviyesi nihayet görüldü. Yen, Japon yatırımcıların net yabancı tahvil alıcısı olarak, Ocak 2010'dan bu yana süregelen en uzun süreli satış dönemini sonlandırmasıyla birlikte dolar karşısındaki düşüşünü 100 seviyesinin altına genişletti.
Gelen verilerin, Japonya Merkez Bankası'nın teşvik önlemlerinin yerel yatırımcıları ülke dışında daha fazla kazanç arayışına ittiği spekülasyonunu desteklemesiyle birlikte yen, 16 önemli para biriminin 14'ü karşısında değer kaybetti.
Mayıs ayının ortalarına doğru küresel maliye bakanları, 3 ay önceki toplantılarında anlaştıkları kur manipülasyonunun önlenmesi hedeflerine bağlı kalacaklarını tekrarlayarak, yenin son 4 yılın en düşük seviyesine gerilemesini kabullendiklerinin sinyalini verdi.
G-7 maliye bakanları bir yandan yendeki zayıflamayı tolere edeceklerini söylerken, diğer yandan Japonya'nın toparlanma stratejilerinin gündemlerinde olmayı sürdüreceğini belirtti.
Japonya'nın uyguladığı agresif parasal genişleme programına bir destek de, beklentilerin üzerinde gelen büyüme verisinden geldi. Tüketici harcamaları ve ihracat kazançlarının desteğiyle Japon ekonomisi geçtiğimiz çeyrekte son yılın en güçlü büyümesini gerçekleştirdi.
Japonya'da tüketici harcamaları ve ihracat kazançlarının, Mart 2011'deki deprem ve tsunamiden bu yana görülen en zayıf şirket yatırımları ortamını gölgelemesiyle birlikte, Japon ekonomisi geçtiğimiz çeyrekte 1 yılın en hızlı büyümesine işaret etti.
Mayıs ayının son haftalarında, Japonya Ekonomi Bakanı Amari, yaptığı açıklamalar ile USDJPY paritesini sarstı. Dolar karşısında son 6 ayda yüzde 21 değer kaybeden yende oluşabilecek daha fazla zayıflamanın olumsuz etkilerinin olacağını savunan Japonya Ekonomi Bakanı Akira Amari, yüksek tahvil faizi beklentisine ilişkin endişelerini de ayrıca belirtti.
Japonya Başbakanı Shinzo Abe'nin deflasyonla mücadele etme vaadi ve Japonya Merkez Bankası'nın aylık tahvil alımlarını ikiye katlamasından bu yana yen, son 6 ayda 16 önemli para birimi karşısında en çok değer kaybeden para birimi oldu.
Yen için hangi seviyenin en uygun olduğunu söylemekten kaçınan Amari, eğer yen çok fazla zayıflarsa olumsuz etkilerin kontrol altına alınmasının gerekeceğini belirtti.
Yen 17 Mayıs'ta dolar karşısında 103.31'den Ekim 2008'den bu yana en düşük düzeyine işaret etti. Yen, Japonya Ekonomi Bakanı Akira Amari'nin, yenin 2008'den bu yana en düşük seviyesine inmesinin ardından, daha da değer kaybetmesinin olumsuz etkilerinin olacağını kaydetmesinin ardından dolar karşısında son üç haftanın en hızlı yükselişini gerçekleştirdi.
Fakat daha sonra, yaptığı sert açıklamalardan pişman olacak ki, Amari geri adım attı. Japonya Ekonomi Bakanı Amari, güçlü yenden düzeltmenin ne zaman sonlanacağını söyleyemeyeceğini ve piyasanın kurda dengeyi bulmasını umduğunu söyledi.
Yendeki aşırı değer kaybının hane halkına zarar verebileceğini söyleyerek yenin güçlenmesine neden olan Japonya Ekonomi Bakanı Akira Amari, daha sonra katıldığı bir televizyon programında kura ilişkin yorum yapmadığını, "kurun piyasa tarafından belirlendiğini" söylediğini savundu.
22 Mayıs tarihinde Tahvil faizlerinin son 5 yılın en büyük sıçramasını yapmasıyla Japonya Merkez Bankası parasal genişleme planını aynı hâliyle korudu.
Japonya'nın borçlanma maliyetlerindeki sıçramanın Başbakan Shinzo Abe'nin ekonomiyi yeniden canlandırma kampanyasıyla ilişkili riskleri artırmasıyla Japonya Merkez Bankası para tabanını 2 yıl içinde ikiye katlama planını aynı haliyle koruma kararı aldı.
BOJ Başkanı Kuroda, Mayıs ayının son haftalarında Tokyo'da katıldığı bir konferansta yaptığı açıklamasında parasal genişlemenin "yeterli" düzeyde olduğunu söyledi. Kuroda, deflasyonu sonlandırma çabalarının devam edeceğinin altını çizerek, BOJ'un hisseler ve para birimi için bir hedef seviyesinin olmadığını belirtti.
Tahvil piyasasının istikrarlı bir şekilde ilerleme kaydetmesini ve tahvil piyasasındaki volatiliteyi olabildiğince önlemek istediğini dile getirdi. Esnek operasyonlarla tahvil piyasasında istikrar sağlamak istediğini belirten Kuroda, piyasa ile iletişimde kalmayı sürdüreceğini söyledi.
Ayın sonlarına doğru Japonya'dan gelen veriler tahvil alım programını üzerinde ciddi baskı yarattı ve ekonomiyi toparlama yönündeki çabaların boşa olabileceğinin sinyalini verdi.
Japonya'nın ihracatı Nisan'da beklentinin altında kalırken, dış ticaret açığı da genişleyerek küresel ekonomideki zayıflığın dünyanın en büyük 3. ekonomisini yeniden canlandırma çabaları üzerindeki baskıya işaret etti.
Yenin Mayıs ayında son 4 yılın en düşük seviyesine zayıflaması, ürünleri denizaşırı piyasada daha ucuz ve rekabetçi hâle getirerek Japon şirketlere yardım edecek olsa da, bugünkü veriler Avrupa Birliği'ndeki sınırlı talebin ihracatı baskıladığını gösteriyor.
USDJPY'nin günlük grafiğine baktığımızda paritenin agresif bir yükselen trend içinde bulunduğunu, yer yer düzeltme hareketleri ile birlikte yükselişine istikrarlı bir şekilde devam ettiğini görmekteyiz.
Orta vadede yendeki değer düşüklüğünün devam edebileceğini ve parite için ilk hedefin 105 seviyesinin olabileceğini düşünmekteyiz. Olası geri çekilmeler ve düzeltme hareketleri güzel alım fırsatı olarak değerlendirilebilir.