Sanayiciden bankalara "faiz" eleştirisi
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, bankaların yurtdışından sağladıkları fon ve sendikasyon kredilerinin maliyetinin çok düşük olmasına karşın müşterilerine yüksek maliyetli kredi kullandırmalarını eleştirerek, "En prestijli müşterilerine bile döviz cinsinden yüzde 6-7'den kullandırıyorlar. KOBİ'ler söz konusu olduğu zaman bu rakamlar uçuyor. Yüzde 1'in altında mal ettiğin bir krediyi sen hangi vicdanla yüzde 6 ile satıyorsun" dedi.
Özdebir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Merkez Bankasının sıkı para politikası uyguladığını belirterek, kurlardaki oynaklık açısından bakıldığında bu politikanın doğru olarak görülebileceğini ifade etti.
Enflasyon açısından değerlendirildiğinde ise politikayı yanlış bulduğuna işaret eden Özdebir, "Çünkü zaten piyasada talep yok" dedi.
Sıkı para politikasının piyasaları daralttığını ve beraberinde maliyet enflasyonunu getirdiğini anlatan Özdebir, daralmadan en çok KOBİ'lerin zarar gördüğünü söyledi.
"10 yıllık kiracılardan tahliye tehdidiyle hava parası" iddiası!
Sayıları az olmasına karşın Türkiye'deki büyük işletmelerin ihracatın yüzde 60'ını gerçekleştirdiğini belirten Özdebir, "Geri kalan 2 milyon şirketin girdilerini temin eden ana sanayi firmaları bu büyük firmalardan müteşekkil. Onlar, piyasadaki tekel durumlarından da istifade ederek, verdikleri fiyatı ve vadeyi dikte ediyorlar. O tarafta vadeler uzamıyor ama küçük işletmelerin vadeleri çok uzadı. 5-6 aylık vadeler normal kabul ediliyor" diye konuştu.
Banka kredileri yüksek faizli
İşletmelerin likidite batağı içinde bulunduğu uyarısını yapan Özdebir, sanayi kesiminin acilen işletme ve özkaynak sermayeleri ile ilgili sıkıntılarına çözüm bulunması gerektiğinin altını çizdi.
Bu konudaki çözüm önerilerini de paylaşan Özdebir, özellikle endüstriyel ürün üreten sanayicinin finansman ihtiyacının karşılanmasının önemine dikkati çekti.
Özdebir, düşük faizli ve piyasadaki satış şartlarına uygun vadelerde finansman imkanının sağlanması gerektiğini dile getirdi.
Zorunlu sigorta yaptırmayanlara yılbaşı uyarısı
Finansör konumundaki bankaların, kullandırdıkları kredilerin büyük bir kısmının yurtdışından sağlanan fonlar ve sendikasyon kredilerinden oluştuğunu belirten Özdebir, "Fon kredilerinin Türkiye'deki bankalara maliyeti yüzde 0,6-0,8, sendikasyon kredilerinin ise 1,5 civarında. Ama en prestijli müşterilerine bile döviz cinsinden yüzde 6-7'den kullandırıyorlar. KOBİ'ler söz konusu olduğu zaman bu rakamlar uçuyor. Yüzde 1'in altında mal ettiğin bir krediyi sen hangi vicdanla yüzde 6 ile satıyorsun" dedi.
Bu şartlar altında reel sektörün sıkışmasının finans sektörünü de olumsuz etkileyeceğini ifade eden Özdebir, sattıkları parayı tahsil edememelerinin bankalar açısından sıkıntı yaratacağını söyledi.
Bankaların, karlarından fedakarlık etmedikleri takdirde müşteri bulamayacaklarını savunan Özdebir, "Yapısı itibarıyla bankacılık sektörünün batığı olmadığı müddetçe kar etmemesi mümkün değil. Hepimiz aynı gemideyiz. Mühim olan gemiyi yüzdürmektir" diye konuştu.
Finansör, üretici ve nihai tüketici ilişkisinde bütün yükün sanayicinin omuzunda kaldığını anlatan Özdebir, sanayicinin tüketici olan çalışanına ücret ödemek ve uzun vadeli mal satmak durumunda olmasına karşın ana girdiler konusunda kendisine fiyat ve kısa vadenin dikte edildiğini dile getirdi.
"Türkiye layık olduğu büyüme performansını gösteremedi"
Türkiye'nin yılın 3. çeyreğinde yüzde 1,7 olarak gerçekleşen büyüme performansını da değerlendiren Özdebir, durgunluktan çıkmaya çalışan ABD ekonomisinin yüzde 4'ün üzerinde büyüdüğü bir ortamda Türkiye'nin yıllık yüzde 3 büyüme oranıyla yetinmemesi gerektiğini söyledi.
Hurdada son günler!..
Türkiye ekonomisinin 2000'li yıllarda yüksek büyüme oranları yakaladığına işaret eden Özdebir, buna karşın son yıllarda büyüme hızında hissedilir bir düşüş olduğunu ve herkesin bu durum üzerine düşünmesi gerektiğini kaydetti.
Bu yılın Türkiye açısından zor geçtiğini dile getiren Özdebir, "Ülke olarak kendi kendimize siyasi istikrarsızlıklar yarattık. Gezi eylemleri ve 17 Aralık'tan sonra seçimler yapıldı ama hiçbir şey değişmedi ama kendi kendimize böyle bir algı yarattık ve bu algıyla insanlar yatırım konusunda beklemeye geçti. Bunun doğal sonucu olarak iç piyasada daralma ve istihdamda düşme oldu. Türkiye aslında layık olduğu büyüme performansını gösteremedi" diye konuştu.
Kısa vadede özellikle istihdam konusunda işletmelerin üzerindeki yüklerin hafifletilmesinin önemine değinen Özdebir, işçinin eline 100 lira geçmesi için ABD'daki işletmenin kasasından 116 lira çıktığını, bu konuda Avrupa ortalamasının 130 lira, Türkiye'de ise 184 lira olduğunu sözlerine ekledi.
2014'ün en iyi 50 filmi